İcra-iflas hukukunda borç inkar tazminatı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk Hukukuna özgü `inkar tazminatı` uygulamaya konulduğu 1928 yılındanitibaren pek çok kanuni değişikliğe maruz kalmıştır. Bu değişikliklerin asli amacı `inkartazminatı` kurumunun, işlevselliğinin ve caydırıcılığının arttırılması, yargıdakietkinliğinin çoğaltılmasına yöneliktir. Bilindiği gibi Anayasa'nın 36. maddesindeki hak arama özgürlüğü sınırsızdeğildir. Zira 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 29. maddesi taraflara yargımercileri önünde doğru söyleme ve dürüst davranma yükümlülüğü getirmiştir. İcra veİflas Kanunu açısından, bu yükümlülük çerçevesinde, alacaklı mevcut olmayan biralacak için takip başlatmamalı ve borçlu da var olan bir alacak için takibe karşıkoymamalıdır. Bunun aksine bir davranış ile doğru ve dürüst davranma kuralının ihlali, hukuksisteminde gerçeğe ulaşmayı zorlaştıran, yargılama sürecini uzatan ve iş yükünü arttıranciddi olumsuz etkilere sahiptir. Bu olumsuzlukların giderilmesi veya en aza indirilmesiiçin İcra ve İflas kanununda caydırıcı bir yaptırım olarak `inkar tazminatı` müessesesidüzenlenmiştir. Yüksek Lisans tez çalışmasında, hukuk sistemimizde, İslam Hukukundangünümüze kadar gelen ve genel esas olarak kabul edilen doğruyu söyleme ve dürüstdavranma yükümlülüğünün ihlalinin İİK'daki yansıması olan borç `inkar tazminatı`nın,kanunda ne şekilde yorumlandığı, şartları ve uygulama alanı incelenip,değerlendirilmiştir.Anahtar kelimeler:İnkar tazminatı, para borcu takibi, takibe itiraz, itirazın bertarafı davaları. Denial indemnity, specific to Turkish Law, has been subject to many legalchanges since its first implementation in 1928. The main purpose of these legal changesis to increase its deterrence and functionality and to increase its effectiveness in thejudiciary. As it is known, right to legal remedies in Article 36 of the Constitution is notunlimited. Likewise, Article 29 of the Code of Civil Procedure No. 6100 obliges theparties to act correctly and honestly before the judicial authorities. From the standpointof the Execution and Bankruptcy Act, within the framework of this obligation, thecreditor should not initiate a follow-up for a non-existing receivable and the debtorshould not resist monitoring for an existing receivable. A violation of conduct, contrastto this rule, has some serious negative effects on the legal system that makes it difficultto reach the truth, prolong the trial process and increase the workload. In order toeliminate or minimize these negativities, `denial indemnity` was arranged as a deterrentsanction in the Execution and Bankruptcy Law. The aim of this study is to present theevaluation of the 'denial indemnity' in Execution and Bankruptcy Law which is thereflection of the violation of the obligation to tell the truth and to act honestly fromIslamic Law up to the present day, in the law, the conditions and application area of thelaw.Key words:Denial indemnity, debt enforcement, objection to debt enforcement, actions to set asideof objection
Collections