Göller bölgesinde bulunan sulak alanların tahribi ve çevre eğitimi açısından önemi

Abstract

Bu çalışma ile Göller Bölgesi'nde bulunan sulak alanlara yapılan tahribatların, çevre eğitimi açısından önemini ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan veriler, internet ve kütüphane kaynaklarından anahtar sözcükler ile elde edilmiş; içerik analizi tekniği ile analiz edilerek çözümlenmiştir. Türkiye'de bulunan sulak alanlara yapılan tahribatlarından, örneklem olarak Göller Bölgesinde bulunan sulak alanlara yapılan tahribatlar seçilmiştir.Alanyazın da bulunan çalışmalar; Göller Bölgesinde bulunan sulak alanların kurutma, kirletme ve yanlış canlı aşılaması ile tahrip edildiğini ortaya koymaktadır. Alanyazında, Beyşehir ve Eğirdir Göllerinin yanlış canlı aşılaması nedeni ile biyoçeşitliliğinin azaldığını; aşırı ve bilinçsiz tarımsal sulama sonucu su geleceklerinin tehlike altında olduğunu ve göllerin birçok etmen tarafından kirletildiğini ortaya koyan çalışmalar bulunmaktadır. Burdur Gölü ise Göller Bölgesinde en çok tahribata uğramış sulak alandır. İlgili araştırmalar, Burdur Gölü'nün üçte birinin kuruduğu belirtmektedir. Güncellenerek 2018 yılından itibaren ortaokulda uygulamaya konulan Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı'nda, disiplinler arası yaklaşımla yer alan çevre eğitimi konularının içeriği incelenmiştir. Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı'nda sulak alanların tahribatı ile ilgili; 5. sınıf programında `su kirliliği`, 8. Sınıf programında ise `su döngüsü ve kaynakların tasarruflu kullanımı` konularının bulunduğu görülmüştür. Sulak alanlara yapılan kurutma, yanlış canlı aşılaması gibi tahribatlar konu içeriklerinde bulunmamaktadır. Sadece su kirliliğinin anlatılması nedeniyle öğrencilerde yeteri kadar bilinçlendirme ve bilgi aktarımının sağlanmadığı düşünülmektedir. Bilinçlendirme ve bilgi aktarımı, çevre eğitiminin temel amaçlarındandır ve bireylerin çevre sorunlarına karşı duyarlı olarak yetişmesi için önemlidir. Bu nedenle çevre eğitiminin diğer amaçları olan tutum, yetenek ve katılımın da sağlanamayacağı düşünülmektedir. Gerekli düzenlemeler yapıldığı takdirde, bireylerin bu konuda çevre eğitiminin amaçlarına (bilinçlenme, bilgi, tutum, yetenek ve katılım) uygun eğitim alabileceği ve sulak alanlara yapılan tahribatların önüne geçilebileceği düşünülmektedir.

With this study, it was aimed to reveal the importance of the destructions on wetlands in The Lakes District in terms of environmental education. In this study, document analysis method which is one of the qualitative research methods is used. The datas which are used in the research were obtained from the internet and library resources with keywords. It was analyzed by content analysis technique. The destructions on wetlands in the Lakes District was selected as a sampling in the destructions of wetlands which is made in Turkey.The studies which is finded in the literatures are showed that the wetlands in The Lakes District were destroyed by drying, polluting and improper live vaccination. In Literatures, there are seen studies showing the biodiversity of Beyşehir and Eğirdir Lakes has been decreased due to the improper live vaccination, the water futures are endangered as a result of excessive and unconscious agricultural irrigation and the lakes are polluted by many factors. Burdur Lake is the most destructed wetland area in the Lakes District. Related studies specify that one third of Burdur Lake dried.With making updates, the content of environmental education topics which are interdisciplinary approach has been examined in the curriculum of science courses in primary education since 2018. In the curriculum of science courses related to the destruction of wetlands; it was seen as `water pollution` in the 5th grade curriculum, and `water cycle and the efficient use of resources` in the 8th grade curriculum. Topics such as drying in wetlands and improper live vaccinations are not included in the subject contents. It is thought that there is not enough awareness and knowledge transfer in the students due to teaching only water pollution. Awareness and knowledge transfer are the main objectives of environmental education and are important for individuals to be grown sensitive to environmental problems. Therefore, it is thought that attitude, ability and participation which are the other aims of environmental education cannot be provided. If the necessary arrangements are made, it is thought that individuals can receive appropriate training on the aims of environmental education (awareness, knowledge, attitude, ability and participation) and damage to wetlands can be prevented.