Mö. 2. ve 1. binyılda Kuzeydoğu Anadolu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kuzeydoğu Anadolu'nun tarihi çağları ile ilgili olan bu çalışma bölgenin bulunduğu coğrafi konumdan dolayı ayrı bir önem arz etmektedir. Bölge tarih öncesi çağların en başından itibaren yerleşmeye uğramış, özellikle MÖ. 2. ve 1. binyılda Anadolu'nun iki büyük uygarlığı olan Hititler ve Urartular ile bir takım siyasi ilişkileri görülmüştür. MÖ. 2. binyılın ortalarında Hititlerle ilişkilerine rastlanan krallık Hayaşa, MÖ. 1. binyılın ilk çeyreğinde Urartularla ilişkilerine rastlanan krallık ise Diauehi'dir.Kuzeydoğu Anadolu'da MÖ. 15. yüzyılın sonlarından itibaren ismine rastlanan Hayaşa Krallığı'nın siyasi ve kültürel etkinlikleri, Hitit kayıtlarında yer almaları sonucu aydınlatılabilmiştir. Söz konusu veriler ışığında yüz elli yılı aşkın bir süre boyunca kuzeydoğu Anadolu'da varlıklarını devam ettirdiklerini bildiğimiz Hayaşalılar, Hititlerle olan siyasi ilişkilerine bağlı olarak etki alanlarını ve sınırlarını bu bölgelerin dışına doğru genişletmişlerdir. Bu krallık, Hititlerin istikrarlı bir şekilde izlediği kuzeydoğu politikası sonucu zaman zaman pasif durumda kalmışlar, zaman zaman da Hitit ülkesindeki karışıklıklardan faydalanarak güçlü düşmanlarını uzun süre uğraştırmışlardır. MÖ. 1. binyılın başlarında Kuzeydoğu Anadolu'ya hâkim olan krallık ise Urartu kayıtlarında Diauehi ve Asur kayıtlarında Dayaeni olarak geçen Diauehi Krallığı'dır. Urartu Devleti kuruluşunu tamamlar tamamlamaz, ekonomik zenginliklere ve stratejik bir konuma sahip olan kuzeydeki, bu topraklara yoğun seferler düzenlenmiştir. Bu bölgeye düzenlenen seferlerin ana amacı, kuzeyin önemli hammadde yataklarını, tarım ve hayvancılık merkezlerini ele geçirmektir. Bu politikalardan anlaşıldığı kadarıyla bölgeye düzenlenen seferler yağma adına değil bölgede kalıcı olmak adına gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada her iki krallığın kuzeydoğu Anadolu ile olan ilişkileri ayrıntılı olarak ele alınarak bölgenin tarihi çağlardaki durumu ortaya konulmaya çalışılacaktır. This study, which deals with the historical ages of Northeast Anatolia, is of particular importance due to the geographical location of the region. The region has been inhabited from the beginning of prehistoric times, especially, during the 2nd and 1st millennia BC, a number of political relations were observed with the two great civilizations of Anatolia, the Hittites and the Urartians. In the middle of the 2nd millennium BC, the kingdom Haiasa was found to have relations with the Hittites. In the first quarter of the first millennium, the kingdom, which had relations with the Urartians, was Diauehi.Light has been shed on the political and cultural activities of the Haiasa Kingdom, whose name we encounter towards the end of the 15th century BC., owing to logs about them in Hittite records. In consideration of such data, it has been discovered that the Haiasaians, expanded their borders and territory of influence according to political relations with the Hittite. This kingdom remained passive from time to time due to northeastern politics pursued consistently by the Hittites, while at times they exploited disorder in the Hittite country and created long-lasting trouble for their powerful enemies.The Diauehi Kingdom that dominated Northeast Anatolia at the beginning of the first millennium BC. was the Diauehi Kingdom in the Urartian records and Dayaeni in the Assyrian records. As soon as the Urartian State was completed, organized various military campaigns against these territories to the north, which enjoyed economic riches and a critical strategic location. The main purpose behind these campaigns against this region, which is generally included within the boundaries of the land of Diauehi, was to capture the important raw material deposits and centers of agricultural and animal husbandry in the north. As understood from these policies pursued, these campaigns were carried out to gain a permanent hold over the region, not simply for the sake of loot.In this study, the relations of both kingdoms with northeastern Anatolia will be discussed in detail and the situation of the region in historical ages will be tried to be revealed.
Collections