Üniversite öğrencisi genç kızlarda premenstrüel sendrom ile mental iyi oluşluk düzeyi arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Premenstrüel Sendrom (PMS), menstrüel kanamanın luteal fazı süresince fiziksel ve mental semptomlarla karakterize olan ve menstrüasyonun başlamasıyla hızla düzelen bir tablodur. Ülkemizde ve diğer bazı ülkelerde yapılan çalışmalar PMS'nin kadınlar arasında yaygın bir sorun olduğunu göstermektedir. PMS kadın sağlığı ve yaşam kalitesi üzerinde biyopsikososyal açıdan olumsuz etkileri olan bir durumdur. Bu çalışmada üniversite öğrencisi genç kızlarda PMS ile mental iyi oluşluk düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Kesitsel tipte yürütülen araştırma, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi kampüsü içindeki Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı 4 kız öğrenci yurdunda kalan öğrencilerde yapılmıştır. Üniversitenin kız öğrenci yurtlarında kalan toplam 5468 öğrenci araştırmanın evrenini, bu evrenden basit rastgele örnekleme yöntemi ile seçilen 359 öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Veriler; araştırmacılar tarafından geliştirilen `Bireysel Özellikler Formu`; Gençdoğan (2006) tarafından geliştirilen ve geçerlik/güvenirlik çalışması yapılan `Premenstrüel Sendrom Ölçeği (PMSÖ)` ve Keldal (2015) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan `Warwick Edinburg Mental İyi Oluş Ölçeği (WEMİOÖ)` ile toplanmıştır. Veri formları öğrencilere dağıtılmış, bireysel olarak doldurmaları sağlanmış ve tamamlanan veri formları araştırmacı tarafından toplanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS 22.0 programıyla değerlendirilmiştir. Verilerin normal olup olmadığı Kolmogorov-Simirnov testi, öğrencilerin bireysel özellikleri ve PMSÖ puanlarının dağılımı sayı, yüzde ve ortalama hesabı ile belirlenmiştir. Öğrencilerin bireysel özelliklerine göre PMS görülme durumu karşılaştırılırken sayımla elde edilmiş verilerin değerlendirilmesinde Ki kare testi, ikiden fazla gruplu karşılaştırmalarda bağımsız iki grup için Mann Whitney-U, ikiden fazla bağımsız grup için Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi kullanılarak belirlenmiştir. Yanılma düzeyi 0.05 olarak alınmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin yaş ortalaması 20.96 (SD=1.57), menarş yaş ortalaması ise 13.36 (SD=1.31) dır. Öğrencilerin %35.7'si menstrüasyona karşı tutumlarını nötr olarak tanımlarken, %20.3'ü olumsuz olarak tanımlamıştır. Öğrencilerin %71.3'ünün menstrüel sikluslarının düzenli olduğu ve %91.9'unun hafif ile çok şiddetli arasında değişen düzeyde dismenore yaşadığı belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ puan ortalaması 111.16 (SD=34.67) olup, ölçeğin kesme noktasına göre %49.9'unun PMS yaşadığı belirlenmiştir. Öğrenim gördüğü bölümünü isteyerek seçen öğrencilerin %45.8'i PMS yaşarken, isteyerek seçmeyenlerin %62.8'inin PMS yaşadığı belirlenmiş ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0.05). Düzenli kahvaltı yapmayan öğrencilerin %67.3'ü PMS yaşarken, yapanların %42.5'inin PMS yaşadığı ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Öğrencilerin sigara içme ve alkol kullnma özelliğine göre PMS yaşama durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu (p<0.05); halen sigara içen öğrencilerin %70.1'i PMS yaşarken, içmeyenlerin %45.2'sinin; hiç alkol kullanmayan öğrencilerin %48'inin, bazen kullananların %71.4'ünün PMS yaşadığı bulunmuştur. Menstrüasyona yüklediği anlam olumsuz olan öğrencilerin %61.3'ü PMS yaşarken, olumlu olanların %44.1'i, nötr olanların ise %42.4'ünün PMS yaşadığı belirlenmiştir. Öğrencilerin menstrüasyona yükledikleri anlam ve menstrüasyon olmaya yönelik tutumlarına göre de PMS yaşama durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Öğrencilerin WEMİOÖ puan ortalaması 54.40 (SD=8.31)'tır. PMS yaşayan öğrencilerin WEMİOÖ puan ortalaması (52.64±8,90), PMS yaşamayan öğrencilerden (56.14±7.31) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (p<0.05). Öğrencilerin mestrüasyona yükledikleri anlama ve menstrüasyon olmaya yönelik tutumlarına göre WEMİOÖ puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). PMSÖ alt boyutları içerisinde depresif duygulanım, anksiyete, sinirlilik, depresif düşünceler ve yorgunluk semptomlarını yaşayan öğrencilerin WEMİOÖ puan ortalamaları, semptomları yaşamayan öğrencilerden istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (p<0.05). Öğrencilerin PMSÖ alt boyutlarından depresif duygulanım, anksiyete, yorgunluk, sinirlilik, depresif düşünceler, ağrı ve uyku değişimleri puan ortalamaları ile WEMİOÖ puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönde bir ilişki olduğu bulunmuştur (p<0.05). PMSÖ toplam puan ortalaması ile WEMİOÖ puan ortalaması arasında da istatistiksel olarak anlamlı negatif bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonucunda PMS'nin üniversite öğrencileri arasında yaygın bir sağlık sorunu olduğu ve öğrencilerin mental iyi oluşluk düzeyini olumsuz etkilediği belirlenmiştir. Bu nedenle PMS semptomları ile baş etmeye ve semptom şiddetini azaltmaya yönelik müdahaleler planlanması önerilir.Anahtar Kelimeler: Mental iyi oluşluk, Premenstrüel Sendrom, genç kadınlar Premenstrual Syndrome (PMS) is a condition characterized by physical and mental symptoms arising during the luteal phase of menstrual hemorrhage and rapidly improves as menstruation begins. Studies conducted in Turkey and in some other countries show that PMS is a common problem among women. PMS is an issue which has biopsychosocial negative effects on women's health and quality of life. The present study was aimed at investigating the relationship between PMSs and mental well-being in female university students. This cross-sectional study was conducted with students staying at four girls' dormitories in Sivas Cumhuriyet University campus affiliated to the Credit and Dormitories Institution within the body of the Ministry of Youth and Sports. The study population included 5468 students staying in the girls' dormitories of a university. Of them, 359 selected by using the simple random sampling method were included in the sample of the study. The study data were collected using the `Personal Information Form` developed by the researchers, Premenstrual Syndrome Scale (PMSQ) which was developed and whose reliability and validity study was performed by Gençdoğan and Warwick-Edinburgh Mental Well-being Scale (WEMWBS) adapted to Turkish by Keldal (2015). After the data collection forms administered to the participating students were filled in by them, they were collected by the researcher. The data obtained in the research were analyzed using the SPSS 22.0. Whether the data were normally distributed was determined with the Kolmogorov-Simirnov test. The individual characteristics of the students and the distribution of their Premenstrual Syndrome Scale (PMSS) scores were calculated with numbers, percentages and arithmetic means. When the PMS incidence in the students in terms of the students' individual characteristics was compared, the Chi square test was used to evaluate the data obtained through calculations, Mann Whitney-U test was used to compare differences between two independent groups and Kruskal Wallis was used whether there were statistically significant differences between two or more groups. The relationship between the variables was determined using the Pearson correlation analysis. The margin of error level was 0.05.According to the findings optained from the research, the mean age of the participating students was 20.96 (SD=1.57) and their mean age at menarche was 13.36 (SD =1.31). Of the participating students, 35.7% considered their attitudes towards menstruation as neutral, 20.3% considered as negative, 71.3% had regular menstrual cycles and 91.9% experienced dysmenorrhea ranging from mild to very severe. The mean score the students obtained from the PMSQ was 111.16 (SD=34.67). The cut-off point of the scale indicated that 49.9% of the students suffered PMSs. While 45.8% of the students who chose the department they studied of their own free will suffered PMSs, 62.8% of the students who did not choose the department they studied of their own free will suffered PMSs. The difference between the students in the two groups was statistically significant (p<0.05). While 67.3% of the students who did not have breakfast regularly suffered PMSs, 42.5% of the students who had breakfast regularly suffered PMSs. The difference between the students in the two groups was statistically significant (p<0.05). The comparison of the students in terms of variables such as smoking and alcohol use demonstrated that there were statistically significant differences between them regarding suffering from PMSs (p<0.05), and that 70.1% of the students who were currently smokers, 45.2% of the non-smoking students, 48% of the students who never drank alcohol, and 71.4% of those who sometimes drank alcohol suffered PMSs. While 61.3% of the students who attributed a negative meaning to menstruation suffered PMSs, 44.1% students who attributed a positive meaning to menstruation and 42.4% of the students whose perspective of menstruation was neutral suffered PMSs. There were statistically significant differences between the students regarding their suffering from PMSs in terms of the meaning they attributed to menstruation and their attitudes towards menstruation (p<0.05). The mean score the students obtained from the WEMWBS was 54.40 (SD=8.31). The mean WEMWBS score of the students who suffered PMSs (52.64±8.90) was significantly lower than that of the students who did not suffer PMSs (56.14±7.31) (p<0.05). There were statistically significant differences between the mean scores the students obtained from the WEMWBS in terms of the meaning they attributed to menstruation and their attitudes towards menstruation (p<0.05). The mean WEMWBS scores of the students who experienced depressive affect, anxiety, irritability, depressive thoughts and fatigue symptoms included in the subscales of the PMSQ were significantly lower than those of the students who did not experience (p<0.05). There was a statistically significant negative relationship between the students' mean scores for the depressive affect, anxiety, fatigue, irritability, depressive thoughts, pain and sleep changes subscales of the PMSQ and their mean scores for the WEMWBS (p<0.05). There was also a statistically significant negative relationship between the mean scores the students obtained from the overall PMSQ and WEMWBS. At the end of the study, the PMS was determined to be a common health problem among university students and to affect their mental well-being levels negatively. Therefore, it is recommended to plan and carry out interventions to cope with PMSs and reduce the severity of these symptoms.Keywords: Mental well-being, premenstrual syndrome, young womens
Collections