Bitlis kalesi kazısı sırsız seramikleri (2004-2008)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bitlis Kalesi, Bitlis İl merkezinde Rabat ve Kasur sularının birleştiği yerde, sarp kayalıklar üzerinde kurulmuş olup, bölgeye hakim bir konumdadır.İlk olarak hangi tarihte ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte kaynaklarda geçen rivayetlerde Büyük İskender'in adı geçmektedir. Kale üzerindeki kitabelerden kalenin, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde de çeşitli onarımlarla kullanıldığı bilinmektedir. Kale 19. yy. sonunda terk edilmiştir.Kalede 2004 yılında başlayan kazı çalışmalarında günümüzde toprak altında kalan yapılar açığa çıkarılmaya başlamıştır. Bu çalışmalar sırasında büyük çoğunluğunu günlük kullanım kaplarının oluşturduğunu düşündüğümüz çok sayıda sırsız seramik ele geçmiştir. Bu sırsız seramiklerin değerlendirilmesi hem kaledeki hem de bölgedeki günlük yaşam hakkında bilgi edinmemizi sağlamaktadır. Ayrıca benzer seramiklerin bölgede hala kullanılıyor olması Osmanlı'nın geçmiş ve günümüz arasında kültür aktarımına bir köprü olduğunun kanıtı olmuştur.2004-2008 yılları arasında kazı çalışmalarında elde edilen sırsız seramiklerin bulunduğu tabakalar, sırsız seramiklerle birlikte elde edilen mimari buluntu ve sikkelerle birlikte değerlendirildiğinde 17. ve 18. yüzyıllar arasına tarihlemek mümkündür. Having been built in the central BitlisProvince and on the steeps where Rabat and Kasur waters meet, the BitlisCastle overlooks the area.While when and by whom the castle was built remains unknown, according to the rumours found in the sources the name of Alexander the Great is mentioned. It is known from the tablets on the castle that it had been used both by Seljuks and the Ottomans with various repairs. The castle was abandoned at the end of the 19th century.In the excavations that started in 2004, structures have been earthed up. During these excavations, many unglazed ceramics have been revealed which is thought to be mainly comprised of daily-use containers. The analysis of these unglazed ceramics provides information concerning the daily life both in the castle and the region. Moreover, that similar ceramics are still used in the region proves that the Ottomans functioned as a cultural bridge between the past and the present.When the layers where the unglazed ceramics were revealed in the excavations that had been carried out between 2004 and 2008 are evaluated in regard to the architectural findings and coins, it is possible to date it between the 17th and 18th centuries.
Collections