Security of the energy supply of the EU: A breaking point in integration?
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Increasing dependency of the EU on imported energy resources has been a major challenge for the EU energy security. The crisis between Russia and Ukraine in 2006 has brought the issue of security of energy supply to the agenda of the EU, which also raised questions over the reliability of Russia as the major energy supplier of the EU. Upon this background, the EU has developed various mechanisms in line with the diversification strategy of the EU energy policy. However, threats to the energy security of the Member States have led them to pursue national energy policies undermining the efforts for relieving the heavy dependency on the Russian energy resources at the EU level. Thus, in line with the theoretical framework of liberal intergovernmentalism, national preferences of the Member States rather than the supranational entrepreneurship have prevailed in the EU energy security policy. Divergence of the key interests of the leading Member States of the EU in the energy security has constituted the breaking point in further integration in the energy policy. The Caspian region energy resources are considered to be significant in the context of the diversification strategy of the EU. Energy strategies that would entail Turkey as an energy corridor between the Caspian region and the EU have significant potential to contribute to the security of energy supply of the EU. Avrupa Birliği?nin ithal enerjiye olan bağımlılığının giderek artması, Birliğin enerji güvenliğini tehdit eden unsurların başında gelmektedir. 2006 yılında Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan enerji krizi, enerji arz güvenliği konusunu AB?nin gündemine getirmekle kalmamış, aynı zamanda Rusya?nın AB için güvenilir bir enerji kaynağı olup olmadığına ilişkin soru işaretlerini de beraberinde getirmiştir. Bu sorundan hareketle, AB, enerji politikasının çeşitlendirme stratejisi doğrultusunda çeşitli mekanizmalar oluşturmuştur. Fakat, üye devletlerin enerji güvenliklerinin tehlikede olması, bu devletlerin ulusal enerji stratejileri izlemelerine sebep olmuş ve dolayısıyla AB?nin Rusya?nın enerji kaynaklarına olan bağımlılığını azaltmayı amaçlayan çabalarına da gölge düşürmüştür. Sonuç olarak, liberal hükümetlerarasıcılık yaklaşımının çerçevesine de uygun olarak, AB?nin enerji güvenliği politikasında belirleyici unsuru uluslarüstü girişimler yerine üye devletlerin ulusal çıkarları oluşturmuştur. AB?nin ileri gelen üyelerinin enerji güvenliği konusundaki temel çıkarlarının çatışması, enerji politikasının bütünleşmesindeki kırılma noktasını oluşturmuştur. Hazar Bölgesi enerji kaynakları, AB?nin enerji kaynaklarının çeşitlendirmesi stratejisi açısından önemlidir. Hazar kaynakları ve AB arasında enerji koridoru olan Türkiye?nin, AB?nin enerji arz güvenliğine yapacağı katkı yüksektir.
Collections