Beckett: The loss of distinction between the body and language
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez, dilin bedenselliğinin, beden ve dilin bütünüyle ayrı kategoriler olarak değerlendirilmesini -özellikle drama'da- nasıl imkansız kıldığını tartışmaktadır. Dil bir anlama işaret etmektense harekete geçirildiği zaman beden ve dil arasındaki ayrım kaybolmaktadır. Şizofreni, gösterge ve fiziksellik ayrımının kaybolmasıyla da açıklanabileceğinden, beden ve dil arasındaki keskin ayrımın kaybını açıklamak için verilebilecek iyi bir örnektir. Bölünmüş, parçalanmış beden ve öznenin dil kullanımı ve bu dilin fizikselliği, beden ve dil arasındaki ayrımı yok etmektedir. Tiyatro tam da bu noktada kendini temsilin tüm sınırlarından kurtarır. Metin, metafor, sembol ve benzetmelerle bir şeyleri temsil etmek yerine, dilin fizikselliği üzerinden harekete geçirilir. Yapısalcılık-sonrası kuramlar, bütüncül özne ve öznellik anlayışının yapı-bozumuyla, özellikle dilin kurucu özelliğinin vurgulanmasıyla, klasik temsil anlayışını sorgulamaktadır. Bu tezde Beckett, yapısalcılık-sonrası kuramların ışığında, beden ve dil ayrımını sorgulayan bir yazar olarak ele alınmaktadır. Beckett'in tiyatroyu anlam ve temsilin sınırlarından nasıl kurtardığı Ben Değil, Sözsüz Oyun II, Ne Nerede ve Oyun adlı metinler üzerinden tartışılmaktadır. This thesis discusses how the corporeality (physicality and materiality) of language makes it untenable to view the body and language as entirely distinct categories, particularly in drama. When language is made to act instead of mean, the distinction between the body and language is removed. Schizophrenia is a good example to illustrate what is meant by the effacement of the boundary between the body and language, because it is the inability to coordinate between materiality and signification. Materialization of the fragmented body and subject through the physicality of language is where the distinction between the body and language gets lost. I think it is at this point that theatre attempts to free itself from the constraints of representation. Instead of dealing with metaphors, symbols and analogies, a text is put into action through the materiality and physicality of language. The poststructuralist deconstruction of the unified subject and subjectivity, especially in relation to the constructive and performative aspects of language casts light on an important dimension of the move away from the classical representational paradigm and why theatre seeks to be non-representational to find its own voice. Beckett is one of the writers who questioned and blurred the boundary between the body and language. In this thesis, I discuss the possibilities Beckett created in terms of freeing theater from the constraints of representation and meaning through the plays Not I, Act Without Words II, What Where, and Play.
Collections