Subjectivity construction at multinationals: Turkish female brand managers` case
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kapitalizmin gelişimiyle birlikte, üretimin yanında tüketim de şirketlerin ana aktivitelerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak, şirketlerin içindeki pazarlama ve reklam bölümlerinin etkileri artmıştır. Bu bağlamda, çokuluslu kapitalist sınıfının üyeleri olarak ürün müdürleri tüketim ve üretim arasında bir köprü olarak bu şirketlerde önemli görevlere gelmişlerdir. Kendileri de birer tüketici olan bu grubun elemanları, toplumun diğer üyelerine tüketim bağlamında alternatifler üretmektedirler. Bu tezin amacı, çokuluslu şirketlerin pazarlama bölümlerinde çalışan genç kadınların öznelliklerini inşaa etme şekillerini anlamaktır. Bunu yaparken ne tür disiplin faaliyetlerinde geçtikleri, kendilerini nasıl farklılaştırdıkları, ve günlük yaşam mücadelerini ne tür mekanizmalar aracılığıyla hikaye ettikleri,kendileri ve ait oldukları grubun diğer üyeleriyle nasıl paralellikler kurdukları incelenmiştir. Tez, özneleri pasif kurbanlar ve kapitalizmi de kayıtsız şartsız kendini bağlam ve özneleri hiçe sayarak empoze eden bir sistem olarak gören özcü bir yaklaşımdan kaçınılarak yazılmıştır. With the advent of capitalism consumption has emerged as a core activity of companies next to production, increasing the importance of marketing and advertising departments In this context, brand managers of transnational capitalist class occupy a professional position in the midway between production and consumption. Being consumers themselves they produce the consumption alternatives of people. This thesis aims to explore subjectivity construction processes of young women managers working in the marketing departments of multinational corporations in Istanbul, Turkey. I analyze the ways in which disciplinaryprocesses, ways in which distinctions are made and maintained and the mechanisms that are developed to cope with the daily life are narrated. In this, I analyze the parallels and distances they build between themselves and other members of their groups as well as the consumers. My discussion aims to move away from the reductionist approach that sees the people as passive victims and capitalism as a structure that imposes itself regardless of context or agency. .
Collections