Hipokalorik parenteral nutrisyonun cerrahi komplikasyonlar üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Elektif major cerrahi uygulanan hastalarda hipokalorik parenteral nutrisyonun cerrahi komplikasyonlar üzerine etkisi Parenteral nutrisyon elektif cerrahi uygulanan hastalarda, ciddi travmalı hastaların önemli bir bölümünde ve yoğun bakım ünitelerindeki hastaların büyük bir kısmında olduğu gibi seçilmiş bir hasta grubunda yapılması zorunlu destek tedavidir. Nutrisyonel destekte ilk tercih mümkün olduğu taktirde enteral nutrisyondur. Eğer çeşitli sebeplerle enteral yol kullanılamıyorsa parenteral nutrisyon seçilir. Enteral besleme tekniği, venöz girişimler, enteral ve parenteral besleme formüllerindeki son 30 yıldaki belirgin ilerleme, bütün hastalara nutrisyonel destek yapılabilmesine olanak tanımıştır. Son 20 yıl içinde enteral ve parenteral nutrisyon ile ilgili yıllık literatür sayısı 10 kat artmıştır. Tıbbi literatür sayısındaki artışa ve nutrisyonel tedavinin yaygın kullanılmasına rağmen nutrisyonel destekten faydalanabilecek spesifik gruplar, immunofarmakonutrientlerin önemi, uzun dönem sonuçları gibi konular tartışmalıdır. Klasik olarak travma stresine organizmanın verdiği nöroendokrin yanıt `ebb` ve `flow` fazı olarak iki döneme ayrılır. Travmanın derecesi her iki fazın derecesini ve süresini etkiler. Yüksek glukoz kaynaklı kalori içeren rejimler bu reaksiyonel cevabın derecesini ve hiperglisemiyi arttırır. Yüksek kalori içeren TPN rejimleri hiperdinamik kardiorespiratuar cevap, yüksek CO2 üretimi ve sıklrkla hepatic steatozisten oluşan ek metabolik stres ile sonuçlanır. Biz hipokalorik-hiperproteik rejimin, stres durumunun ilk günlerinde oluşan flow fazın başlangıç döneminde hormonal ve inflamatuar mediatörlerin oluşturduğu tablo ile daha uyumlu olduğuna ve kullanımına inanıyoruz. Hipokalorik-hiperproteik rejim travma, sepsis ve 44kritik hastalığı olan hastalardaki adaptif dönem olan flow fazın birkaç günlük döneminde uygulanan bir rejimdir Mayıs 2002-Haziran 2003 tarihleri arasında Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında major elektif cerrahi uygulanan 60 hasta bu prospektif, randomize kontrollü çalışmaya alındı. Toplam 60 hasta üç gruba ayrıldı. Grup 1 (Gl), konvansiyonel tedavi, Grup 2 (Gll), hipokalorik-hiperproteik beslenme rejimi, Grup 3 (Gill), total parenteral beslenme olarak dizayn edildi. Sonuç olarak hipokalorik-hiperproteik periferik nutrisyon; hastalarda mortalite, enfeksiyon komplikasyonları, postoperatif hastanede yatış süresi ve morbiditede artış veya azalmaya sebep olmamıştır. Hipokalorik- hiperproteik periferik nutrisyon, TPN' na göre nutrisyon tedavi maliyetinde yaklaşık %60 azalma sağlamıştır. 45 SUMMARY The effect of hypocaloric nutrition on surgical complications in patients undergoing major surgery. Parenteral nutritional support is necessary in a selected group of patients undergoing elective surgery, a large group of severly injured trauma patients, and many critically ill patients in the intensive care unit. Enteral feeding is preferred as a first choice if it is feasible. If enteral route cannot be used for various reasons, parenteral nutrition should be initiated. In the past 30 years, marked advances in enteral feeding techniques, venous access, and parenteral and enteral nutrient formulations have made it possible to provide nutrition support to almost all patients. In the past 20 years, there has been a 10-fold increase in the annual rate enteral and parenteral nutrition-related publications. Despite the abundant medical literature and widespread use of nutritional therapy, many areas (which spesific groups may benefit from TPN, the importance of immunopharmaconutrients, Ion-term results) of nutrition support remain controversial. Classically, the response to the stress of injury has been divided into `ebb` and `flow` phases. The magnitude of injury influences both the degree and duration of each phases. High provisions of glucose derived calories tend to accentuate these reactions and increase the degree of hyperglicemia. High caloric loads contained in the TPN regimens resulted in additional metabolic stress, with consequent hyperdynamic cardiorespiratory repercussion, high CO2 production, and frequently hepatic steatosis. We believe that the hypocaloric-hyperproteic regimen we utilize during the first days of the stress situation is more accordance with the inflammatory and hormonal mediator climate of the initial stages of the flow phase. Hypocaloric-hyperproteic regimen is provided only 46during the first days of the flow phase of the adaptive response to injury, sepsis or criticall illness. 60 patients undergoing elective major surgery received prospective, randomized, controlled this study in Pamukkale Universty Medical Faculty General Surgery Department between May 2002-June 2003. These patients divided three groups, and study designed Group I, conventional therapy, Group II, hypocalo-ic-hyperproteic parenteral nutrition, Group III, total parenteral nutrition Finally, hypocaloric-hyperproteic parenteral nutrition in major surgery patients didn't increased or reduced on mortality, mobidity, enfective complications, and postoperative stay in hospital. Hypocaloric- hyperproteic parenteral nutrition declines of nutritional expenditure %60 accordance to TPN. 47
Collections