Tasting the museum: How the cultural practices of eating out and viewing art converge in Istanbul`s museum restaurants?
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüz müzeleri birkaç istisna dışında tasarım mağazaları, film ve performans mekânları gibi ilave tesislerin müze deneyimini oluşturduğu kafe ve restoranları içerisinde bulundurmaktadır. İstanbul'un özel sanat müzeleri bu görünüşte örnek oluşturan eğilimi yakından takip etmektedirler. Bu şekilde görev tanımının iddiası olan sosyal içerme ve izleyici kitlesi geliştirmeyi yerine getirmeye çalışmaktadırlar.Bu tez dışarda yemek olarak adlandırılan müze restoran ve sanat izlemeyi, kavramsal benzerliklerini ve İstanbul'un özel sanat müzelerindeki müze restoranlarındaki birleşmelerini buluşturan iki kültür uygulamasının çakışmasını incelemekte ve sorunsallaştırmaktadır.Alt kültürlerin tüketim uygulamalarının ortaya çıkması ve kaynaşmasının grup standartları ile bireysel faaliyet arasındaki gerilimleri takip eden tüketimin heterojen kavramları tartışması dışarda yemek yeme ve sanat görmede derinlemesine araştırma temelleri sağlamaktadır.Ancak sembolik ekonomi, kültür alanındaki özel sermaye ve girişimcilerin desteklediği kurumlar olan ana aktörler önemli ve geri döndürülemez bir biçimde kent dokusunu değiştirmektedir. Aynı zamanda, kentsel dönüşüm süreçleri sıklıkla sorgusuz sualsiz kalır ve imtiyaz sahipleri tarafından, politikacılar, medya veya İstanbul gibi bir metropolün sorunlarının çeşitliliğini çözme aracı olarak iştirak eden sanat dünyası tarafından sunulmakta ve göklere çıkarılmaktadır.İstanbul'un sanat müzeleri öncelikle takdir etme `hakkına` zaten sahip olan ve mutfak ve sanatsal alanının incelikleri arasında güvenle gezenlere hitap etmektedir. Müze patronları ve restoran sahiplerinin özel zevklerinin belirli mutfak, vasilik, mimari ve atmosferik unsurlara çevrilmesi sıklıkla herkese açık görünürken gerekli donanıma sahip olmayanlar için sembolik ve somut sınırlar inşa eden adetler, deneyimler ve alanlarla sonuçlanır. Today?s museums, with few exceptions, include cafés and restaurants, which, together with additional ancillary spaces such as design shops, film and performance venues comprise the museum experience. Istanbul?s private art museums are closely following this seemingly normative trend. In doing so they attempt to meet their mission statements? claims of social inclusion and audience development.This thesis investigates and problematizes the convergence of two cultural practices that meet in the museum restaurant, namely eating out and viewing art, their conceptual similarities and intersections and their convergence in the museum restaurants of Istanbul?s private art museums.A discussion of heterogeneous concepts of consumption, which traces the tensions between group norms and individual agency, of the emergence and incorporation of consumption practices of subcultures provides the basis for an in-depth investigation of eating out and viewing art.But the symbolic economy, the main actors of which are institutions backed by private capital and entrepreneurs in the cultural field, significantly and irreversibly alters the urban fabric. At the same time, processes of urban transformation often remain unquestioned and are presented and celebrated by their beneficiaries, by politicians, media or the complicit art world as the means of resolving a multiplicity of problems of a metropolis such as Istanbul.Istanbul?s art museums and their restaurants appeal primarily to those who already have the ?right? disposition to appreciate and confidently navigate the intricacies of the culinary and the artistic field. The translation of the private tastes of museum patrons and restaurant owners into specific culinary, curatorial, architectural and atmospheric elements often results in rituals, experiences and spaces, which, while seemingly being available to everybody, construct symbolic and material boundaries for those without said necessary dispositions.
Collections