19. yüzyılın ikinci yarısında Kudüs Beytüllahim kilisesi`nde Osmanlı idaresi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kudüs; Hıristiyanlık, Müslümanlık ve Yahudilik dinleri için kutsiyete sahip bir kenttir. Dolayısıyla tarih boyunca kutsal mekânların paylaşılması konusunda pek çok çatışmanın merkezinde yer almıştır. Üç ilahi dinde de önemli olan bu coğrafyada pek çok dini mabet bulunmaktadır. Hıristiyanlık dini açısından bakıldığında Hz. İsa'nın doğduğu, Hıristiyanlığı yaydığı ve daha sonra çarmıha gerilerek öldürüldüğü yerlerin Kudüs ve çevresinde yer alması kentin önemini arttırmaktadır. Bu maksatla Hıristiyanların kutsiyet atfettikleri birden fazla yapı inşa edilmiştir ki önem sırasına göre ilk olarak Kamame Kilisesi ve daha sonra Beytüllahim Kilisesi gelir. Öte yandan Kamame Kilisesi üzerinde mevcut Türkçe literatürde kısıtlı da olsa bilgi bulunur iken Beytüllahim Kilisesi konusunda başlı başına çalışılmış bir eser olmadığı tespit edilmiştir. 19. yüzyılda Rum-Ortodokslar, Ermeniler, Katoliklerden oluşan Hıristiyan cemaatleri arasında, Beytüllahim Kilisesi'nin yönetimi, bakımı ve korunması hususunda büyük çatışmalar meydana gelmiştir. Bu çalışmada, Kudüs'te bulunan Beytüllahim Kilisesi'ndeki statüko meselesi ve cemaatler arasındaki tartışmalar, Osmanlı yönetim politikaları üzerinden değerlendirilerek ortaya çıkan ihtilaflara Osmanlı hükümetinin nasıl bir tavır sergilediği ve ne denli çözümler ürettiği açıklanmaya çalışılmıştır. Osmanlı Sultanlarının meydana gelen tartışmaları neticeye ulaştırabilmek adına çıkardığı irade ve fermanlar da tetkik edilerek bir değerlendirme yapılmıştır. Jerusalem is a city which is sacred for Christianity, Islam and Judaism. Hence, it has been at the center of many conflicts over the sharing of Sacred sites throughout the history. There are many holy shrines in this region which is important for all three divine religions. From the perspective of Christianity the places, where Jesus was born, spreaded the Christianity, and later was curicified and killed, being in Jarusalem and in vicinity of it, increases the importance of the city. For this purpose, more than one building was built which Christians accredit holiness, in order of priorities Church of Holy Sepulchre comes first and Church of Nativity comes second. On the other hand although it has been found there are some information on Church of Holy Sepulchre even if it is limited on Turkish literature, it is confirmed that there are not any studies on Church of Nativity.In the 19th century, many conflicts, which were about the management, maintaince and protection of Church of Nativity occured among Christian communities such as the Orthodox, the Armenian and the Catholic. In this study, by being evaluated by Ottoman administrative policies, it was tried to explain the issue of status quo in Church of Nativity, in Jarusalem, and conflicts among communities and the attitude of the ottoman empire and the solutions which were created by it. An evaluation was made by analyzing the wills and edicts whic Ottoman Sultans enacted to end the conflicts.
Collections