Understanding the malleability of implicit stereotyping and implicit prejudice toward female leadership: A longitudinal field study on municipality employees in Turkey
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kadınların üst düzey liderlik pozisyonlarında daha az yer almasının ve kadın liderlerin ayrımcılık görmesinin en önemli nedenlerinden biri kadın liderliğine karşı kalıp düşünceler ve önyargılar gibi sosyal-bilişsel süreçlerdir. Üst düzey liderlik pozisyonlarında cinsiyet eşitliğini sağlayabilecek etmenlerden biri örtük düzeydeki (otomatik aktive olan, bilinç dışı ve istemsiz işleyen) kadın liderliğine karşı olumsuz tutumlarının azalmasıdır. Kadın yöneticiliğine karşı örtük kalıp düşüncelerin ve örtük önyargıların nasıl değişebileceğine dair ise farklı teoriler ve birbiri ile çelişen görgül bulgular mevcuttur. Bu çalışma kalıp düşüncelerin ve önyargıların örtük bileşenlerinin değişebilirliğini incelemeyi hedeflemektedir. Çalışma, rol uyumu teorisinin ve örtük liderlik teorilerinin dinamik yaklaşımları ile önyargıların değişebilirliğine dair (gruplararası temas kuramı, çağrışımsal-önermesel değerlendirmeler modeli ve geri tepme etkisi gibi) farklı teorileri değerlendirmektedir. Bu teoriler ışığında iş yerinde bir kadın lidere maruz kalmanın kadın liderliğine dair örtük tutumları değiştirip değiştirmediğini ve değiştirdiyse ne düzeyde değiştirdiğini (alfa değişimi veya gama değişimi) araştırmaktayım. Bunun için belediye bağlamında üç fazlı bir boylamsal çalışma yürüttüm. Araştırmaya büyükşehir ilçe belediyelerinde kadın belediye başkanı altında ilk defa çalışan memurlar (n = 147, % 46,3 kadın) ile erkek belediye başkanı vii ile çalışan memurlar (n = 160, % 56,7 kadın) katıldı. Çalışanların örtük tutumlarını ve belediye başkanlığına dair değerlendirmelerini üç ay ara ile topladım. Latent büyüme modellemesi sonuçları bir kadın lidere maruz kalmanın örtük tutumların zamana bağlı değişimini tek başına anlamlı düzeyde yordamadığını göstermektedir. Katılımcının cinsiyeti, kadın liderin özellikleri (başarısı ve amillik-komünsellik) ve çalışanların kadın başkan ile etkileşimlerinin niteliği ve niceliği maruz kalma ile örtük tutumlardaki değişim arasındaki ilişkiyi düzenlemektedir. Bulgular, kadın liderliğine dair örtük tutumların değişebilirliğine dair birbiri ile çelişen teorik açıklamalara ve liderlik teorilerinin dinamik yaklaşımlarına ışık tutmaktadır. The widespread underrepresentation of women in senior leadership positions and discrimination against them has been mostly explained using socio-cognitive processes, such as stereotypic and prejudicial attitudes against women's leadership. Any reduction in such unfavorable attitudes of employees seems to be necessary before we can see more gender balance in senior leadership. There are divergent theories and contradicting results on how malleable stereotypes and prejudices toward women management are especially for their implicit (i.e. automatic, sub-conscious, uncontrollable and unintentional) components. The present study aims to examine the malleability of the implicit stereotypic and prejudicial attitudes toward female leadership. I consider dynamic views of role congruity theory and implicit leadership theories as well as divergent theories on the malleability of stereotypes and prejudice, namely intergroup contact theory, the associative-propositional evaluation model and the backlash effect arguments. I investigate the presence and extent of change (alpha or gamma change) in implicit attitudes toward female leadership of employees following exposure to a female leader at work. I conducted a three-phase (three-month interval) longitudinal field study in the municipality context. Longitudinal data were collected from civil servants of metropolitan district municipalities which had a woman mayor for the first time in their history (n = 147, 46.3% females) and those with male municipality mayors (n = 160, 56.7% females). The results suggest no significant overall difference in implicit stereotyping or the change trajectory of implicit prejudice toward female leadership (via latent growth modelling) following exposure to a female leader. Participant gender, female leader's perceived characteristics (i.e., success & agency/communality) as well as employees' perceived quantity and quality of interaction with the female mayor significantly moderated the exposure's influence over implicit stereotyping and implicit prejudice. I discuss the implications of this study on contradicting theoretical explanations concerning the malleability of implicit attitudes toward female leadership as well as dynamic arguments of leadership theories.
Collections