EVALUATION OF RAIL FREIGHT TRANSPORTATION IN TURKEY PRIOR TO DEREGULATION
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Demiryolu yükü, bir ülkenin endüstriyel kalkınmasının önemli bir unsurudur, çünkü kömür, demir cevheri gibi ham maddeler için oldukça ucuz taşıma fırsatları sunmaktadır. Ancak duraktan durağa niteliğinden ötürü her zaman başka bir taşıma türü ile ilk ve son nokta bağlantısı gerektirmektedir ve bu sebeple taşıma süreleri nispeten daha uzundur. Sonuç olarak operasyonları için gereken gelirleri güçlükle kazanabilmektedir ve çoğu ülkede hükümetler tarafından büyük ölçüde sübvanse edilmektedir. Bu durumu tersine çevirmek için daha fazla rekabet ve dolayısıyla verimlilik getirmek üzere AB bölgesi dahil olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde demiryolu yükünün serbestleştirilmesi denenmiştir. Türkiye, AB üyeliğine aday bir ülke olarak demiryolu yük sektörünün serbestleştirilmesine yönelik hukuki çerçevesini oluşturmuş ve 2017 yılında bunu yürürlüğe koymuştur. Ancak bu reformun potansiyel etkileri konusunda şimdiye kadar hiçbir tahmin yapılmamıştır ki bu durum, bu çalışmanın ana odak noktasıdır. Çeşitli taşıma türlerine (karayolu, demiryolu vb.) ait ayrı ayrı yük verilerinin bulunmamasından ötürü Türkiye gibi gelişen ülkelerde taşıma türü seçme modeliyle dört aşamalı bir analiz yapmak oldukça zordur. Dolayısıyla demiryolu yükünün serbestleştirilmesinin etkilerine yönelik bir değerlendirme ancak bu çalışmada önerildiği gibi toplam demiryolu yük akışı verilerindeki eğilimler ve kaymaların izlenmesi yoluyla sağlanabilmektedir. Serbestleşmeden önceki 4 yıla (2011-2014), çoğu demiryolu koridorunda büyük yeniliklerin yer aldığı geçiş dönemindeki iki yıla (2015-2016) ve reformdan sonraki ilk iki yıla (2017-2018) ait dijital olarak kaydedilen yük akışı verileri kullanılarak Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) vasıtasıyla Türkiye'deki önemli demiryolu yük taleplerinin net/ton açısından yer olarak dağılımını belirlemek mümkün olmuştur. Aynı şekilde, daha yüksek gelir seviyeleri olan demiryolu koridorlarını belirlemek üzere maliyet bilgileri kullanılmıştır. İstasyon seviyesindeki yük ve gelir verilerinin bir araya getirilmesi, NST 2007'de tanımlanan 20 mal türü için tayin edilen şehir esaslı toplam üretim ve çekim değerlerinin belirlenmesine olanak tanımıştır. Analizler, Türkiye'deki demiryolu yük talebinin, esas olarak doğal kaynakların ve büyük ağır sanayi yerleşimlerinin (örn. çelik üretim fabrikaları vb.) konumuyla yönlendirildiğinden coğrafya genelinde dengesiz olarak dağıldığını göstermiştir. Serbestleşme sonrasında tek tip mal türünün büyük hacimlerde taşındığı koridorlar boyunca özel sektöre önemli kaymalar olduğu gözlemlenmiştir. Rail freight is a major component of industrial development in a country, as it provides very cheap transportation opportunities for raw materials, such as coal, ores, etc. However, due to its stop-to-stop nature, it always requires a first- and last-mile connection with another mode, thus, has relatively longer total travel times. As a results, it can hardly earn the revenues necessary for its operations and has been heavily subsized by govermnets in many countries. To overturn this situation, deregulation of the rail freight which could bring more competition, thus efficiency, has been tried in different countries in the world, including the EU region. As a candidate for EU membership, Turkey has also developed the legal framework for deregulation of the rail freight sector, which has been put into action in 2017. However, there has been no predictions on the potential impacts of this reform, so far, which is the main focus of this study. Due to the lack of disaggregate freight data from various modes (road, rail, etc.), performing a traditional four-step analysis with mode choice model is very challenging in developing countries like Turkey. Thus, evaluation of the effects of rail freight deregulation can be only achieved by monitoring the trends and shifts in the total rail commodity flow data, as proposed in this study. Using the digitially recorded commodity flow data for 4 years period before the deregulation (2011-2014), two years of transition period (2015-2016), which included major renovations along many rail corridors, and first two years after the reform (2017-2018), it was possible to determine the spatial distribution of the major rail freight demand in terms of net-tonnes in Turkey, using Geographical Information Systems (GIS). Similarly, cost information was used to determine rail corridors with higher revenue levels. Aggregation of station level freight and revenu data enabled the determination of the city-based total production and attraction values, which was also determined for 20 commodity types defined in (NST 2007). While before analyses showed that the rail freight demand in Turkey was distributed unevenely over the geograph, as it was mainly governed by the location of natural resources and major heavy industrial settlements (i.e, steel manufactoring factories, etc.). The major shifts to private sector after deregulation are also observed along these corridors, where single commodity type is carried in large volumes.
Collections