Rozasea hastalarında kardiyovasküler riskin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Rozasea, değişken derecede yüzü etkileyen, eritem, papül püstül ve telenjiektazilerle giden, etyopatogenezi tam olarak bilinmeyen, kronik tekrarlayıcı inflamatuvar bir deri hastalığıdır. Son yıllarda patogenezinde antimikrobiyal peptidlerin ve toll like reseptörlerin (TLR) rol aldığı ve çeşitli tetikleyici faktörler sonrasında inflamasyonun gelişmesini sağladığı gösterilmiştir. Kronik inflamasyon ise geleneksel olmayan bir kardiyovasküler risk faktörü olduğu, subklinik aterosklerozu ve insulin direncini artırdığı çeşitli çalışmalarca gösterilmiştir. Tüm bu bilgiler çerçevesinde çalışmanın amacı, rozasea hastalarında artmış bir kardiyovasküler risk olup olmadığını tespitini yapmaktır. Vaka – kontrol çalışmamızda 40 rozasea hastası ve 40 kontrol hastası değerlendirildi. Geleneksel kardiyovasküler risk faktörlerine sahip olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Her iki grupta subklinik aterosklerozu göstermek için karotis intima-media kalınlığı (KİMK), ultrasonografi cihazı ile ölçüldü. Ayrıca her iki grupta metabolik sendrom (MS), insulin direnci, dislipidemi ve obezite varlığına bakıldı. İnflamasyon belirteci olarak serum eritrosit sedimentasyon hızı ve C reaktif protein (CRP) düzeylerine çalışıldı. Çalışmamızda rozasea grubundaki bireylerin sağ-sol KİMK ortalama değeri kontrol grubuna göre anlamlı derecede daha yüksek olarak bulunmuştur. KİMK her iki grupta yaş ve bel çevresi ile artmakta olup bu korelasyon rozasea grubunda kontrol grubuna göre daha kuvvetlidir. Metabolik sendrom prevelansı, insulin direnci, lipid profili, dislipidemi prevalansı, obezite, eritrosit sedimentasyon hızı ve CRP düzeyleri yönünden rozasea hastaları ile kontrol grubu arasında anlamlı bir fark gözlenmedi. Rozasea hastaları ile kontrol grubu arasında KİMK değerleri açısından anlamlı farklılık izlenmesi nedeniyle rozaseanın subklinik ateroskleroz gelişimi için bağımsız bir risk faktörü olduğunu düşündürmüştür. Ancak metabolik sendrom, insülin direnci, dislipidemi ve CRP gibi kardiyovasküler risk faktörlerinin her iki grup arasında farklılık göstermemesi ise subklinik ateroskleroz gelişiminde başka etyopatogenetik yolaklarla olabileceğini düşündürmektedir. Rosacea is a chronic recurrent inflammatory skin disease with varying degrees of facial lesions, erythema, papule, pustules and telangiectasias. In recent years, antimicrobial peptides and toll-like receptors (TLR) have been implicated in the pathogenesis of inflammation after various triggering factors. Chronic inflammation has been shown to be an unconventional cardiovascular risk factor, increasing subclinical atherosclerosis and insulin resistance. The aim of this study is to determine whether there is an increased cardiovascular risk in rosacea patients. In our study, 40 rosacea patients and 40 control patients were evaluated. Patients with conventional cardiovascular risk factors were excluded. In both groups, carotid intima-media thickness (CIMT) showing subclinical atherosclerosis was measured by ultrasonography. In addition, metabolic syndrome (MS), insulin resistance, dyslipidemia and obesity were evaluated in both groups. Serum erythrocyte sedimentation rate and C-reactive protein (CRP) levels were evaluated as an indicator of inflammation. In our study, the mean right-left CIMT values of the individuals in the rosacea group were significantly thicker than the control group. CIMT increases with age and waist circumference in both groups and this correlation is stronger in rosacea group than in control group. There was no significant difference in the prevalence of metabolic syndrome, insulin resistance, lipid profile, prevalence of dyslipidemia, obesity, erythrocyte sedimentation rate and CRP levels between rosacea patients and control group. It was suggested that rosacea was an independent risk factor for the development of subclinical atherosclerosis due to the significant difference in CIMT values between rosacea patients and control group. However, the fact that cardiovascular risk factors such as metabolic syndrome, insulin resistance, dyslipidemia and CRP do not differ between the two groups suggests that subclinical atherosclerosis may be caused by other etiopathogenetic pathways.
Collections