Tıbbi onkoloji polikliniğimizde takip edilen kolon kanserli kadın ve erkek hastaların genel özelliklerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Kolon kanseri (KK) hem erkek hem de kadınlarda üçüncü sıklıkta görülmektedir. Genellikle 50 yaşın üzerinde görülme sıklığı artmaktadır. Tanı ve tedavisinde elde edilen ilerlemelere rağmen hala kansere bağlı ölümlerde 2. sıklıktadır. Bu çalışmada Bolu ilinde tıbbi onkoloji polikliniğine KK tanısı ile başvuran takip ve tedavileri yapılan kadın ve erkek hastaların genel özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlandı.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 01.01.2012- 01.01.2017 tarihleri arasında tıbbi onkoloji polikliniğine başvuran KK hastalarının alınması planlandı. Hastalara ait veriler hastane bilgisayar kayıtları ve hasta dosyaları üzerinden retrospektif olarak incelendi. Hastaların yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi (VKİ), tümörün primer yerleşim bölgesi, patolojik tanı, grade, evreleme, metastaz yeri, karsinoembriyonik antijen (CEA) ve carbohydrate antigen (CA 19-9) düzeyleri ve uygulanan tedaviler kaydedildi. Kayıt ve dosya verisi yetersizliği olan ve 18 yaş altı hastalar çalışmaya alınmadı. İstatistik hesaplamalar SPSS (version 20) programı kullanılarak yapıldı. Bulgular: Bu tarihler arasında tıbbi onkoloji polikliniğine kanser tanısıyla başvuran 2007 hastanın 329'u (% 16.4) KK tanısı ile çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan hastaların 130'u (% 39.5) kadın, 199'u (% 60.5) erkekti. Her iki grup arasında fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.05).Hastaların median yaşı 64 (minimum 26- maksimum 87) yıldı. Kadınlarda median yaş 64 (minimum 30- maksimum 87) yıl, erkeklerde median yaş 64 (minimum 26- maksimum 87) yıldı. Kadın ve erkeklerin yaşları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).Çalışmada 65 yaş ve üzeri 147 (% 44.7) hasta, 65 yaş altı 182 (% 55.3) hasta olduğu görüldü. Kadın ve erkek hasta grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0.05).Hastaların 89'unun (% 27.1) fazla kilolu, 47'sinin (% 14.3) obez olduğu görüldü. Kadınlar ve erkek hastalar arasında VKİ yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark mevcuttu (p<0.05).Tümör yerleşim yerine göre değerlendirildiğinde en sıktan en aza doğru sırası ile rektum 136 (% 41.3) hastada, sigmoid kolon 85 (% 25.8) hastada, çekum 31 (% 9.4) hastada, çıkan kolon 29 (% 8.8) hastada, inen kolon 28 (% 8.5) hastada, transvers kolon 14 (% 4.3) hastada tutulum gösterdi. Kadın ve erkek hasta grupları arasında primer tümörün yerleşim yeri açısından karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).Patolojik tanı açısından incelendiğinde hastaların 317'sinde (% 96.4) adenokarsiom görüldü. Patolojik tanı açısından kadın ve erkek hasta grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0.05).Grade durumuna göre değerlendirildiğinde KK'li hastaların 160'ının (% 48.6) grade 2 adenokarsinom olduğu görüldü. Kadın ve erkek hasta grupları arasında grade açısından karşılaştırma yapıldığında istatistiksel olarak fark bulunmadı (p>0.05).Evrelere göre değerlendirildiğinde KK hastalarının 119'unun (% 36.2) tanı anında evre 3 olduğu bulundu. Evreye göre kadın hastalar ve erkek hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0.05).Metastaz yerine göre değerlendirildiğinde 42 hastada karaciğer (% 12.8), 7 hastada akciğer (% 2.1), 1 hastada periton (% 0.3), 1 hastada over (% 0.3), 1 hastada kemik (% 0.3), 1 hastada ince barsak (% 0.3), 1 hastada uterus endometrium (% 0.3) metastazı görüldü. Hastaların 19'unda (% 5.8) çoklu metastaz mevcuttu. Kadın ve erkek hasta grupları arasında tanı anında uzak metastaz varlığı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).Ras mutasyon analizine göre bakıldığında hastaların 31'inin (% 32.6) K-ras wild N-ras wild, 24'ünün (% 25.3) K-ras wild N-ras çalışılmamış, 40'ının (% 42.1) K-ras mutant olduğu, 234 'ünün (% 71.1) ras durumunun bilinmediği görüldü. Kadın ve erkek hasta grupları arasında ras mutasyon analizi açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).Hastalar CEA ve CA 19-9 düzeylerine göre değerlendirildiğinde ise CA 19-9 yüksek olan 67 (% 20.4), normal olan 262 (% 79.6) hasta vardı. Kadın ve erkek hasta grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05).KK tanısı aldıktan sonra hastalık ile ilgili bir cerrahi geçirmiş olan 301 (% 91.5) hasta vardı. Metastatik evrede olan 73 hastanın 47'sine (% 64.3) palyatif cerrahi uygulandığı, sadece 26 (% 35.7) metastatik evredeki hastaya cerrahi yapılamadığı bulundu. Kadın ve erkek hasta grupları cerrahi uygulanma oranında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0.05). KK nedeni ile kemoterapi tedavisi almış olan 245 (% 74.5) hasta, kemoterapi endikasyonu olup tedaviyi reddeden 38 (% 11.6) hasta ve kemoterapi endikasyonu olmayan 46 (% 14) hasta olduğu görüldü. Kadın ve erkek hasta grupları arasında bu açıdan istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0.05).Sonuç: KK'nin kadınlara göre erkeklerde daha fazla görüldüğü ve görülme sıklığının 50 yaşından sonra arttığı bulundu. Kadın KK hastalarda obezite oranı daha fazlaydı. Rektosigmoid bölge en sık tutulum yeri ve grade 2 adenokarsinom tanısı en fazla görülen histolojik alt gruptu. Hastalarda en sık görülen evre evre 3 ve karaciğer en sık metastaz tespit edilen organdı. Obeziteden korunulması ve kanserin görülme sıklığının arttığı 50 yaşından sonra tarama programlarına katılımın artırılması, KK önleme ve erken evrede tanı konması açısından önemli olduğu sonucuna ulaşıldı. Rektosigmoid bölge tutulumun fazla olması aslında birçok kanserin fizik muayene ve rektosigmoidoskopi ile tanı konulabilmesi açısından dikkat çekiciydi. İleri evrede tanı konsa bile cerrahi, radyoterapi ve kemoterapideki gelişmelerle elde edilen sonuçlar, gün geçtikçe olumlu sonuçlar alınmasına katkıda bulunmakta olduğu görüldü. Bu konuda veri kaybının yaşanmaması için prospektif çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna ulaşıldı.Anahtar Kelimeler: Kolon kanseri, retrospektif çalışma, demografik özellikler Aim and Background: Colon Cancer (CC) is seen in both men and women in third degree. Generally, the incidence of over 50 years age is increasing. Despite progresses that are achieved in diagnosis and treatment, it is still the second in cancer-related deaths. In this study, it was aimed to evaluate the general characteristics of patients who were followed-up and treated with CC diagnosis to oncology polyclinic in Bolu.Materials and Methods: It was planned to take patients with CC who applied to medical oncology polyclinic between 01.02.2012 and 01.01.2017. The data belong to patients, were retrospectively analysed through the records of hospital computer and patients' files. Patients' age, sex, body mass index, a primary site of the tumour, pathologic diagnosis, grade, state, location of metastasis, carcinoembryonic antigen (CEA) and carbohydrate antigen (CA 19-9) levels and the treatments that were applied, were recorded. The patients who are under age of 18 and had inadequate registration and file data were not taken into this study. Statistical calculations were made by using SPSS (version 20).Results: Among these dates, 329 (16.4%) of the 2007 patients who were referred to the medical oncology polyclinic with the cancer diagnosis were found to have CC. 130 (39.5%) of the patients were female and 199 (60.5%) were male who were taken into this study. The difference between the two groups was statistically significant (p <0.05). The median age of the patients was 64 (minimum 26- maximum 87) years. In women, the median age was 64 (minimum 30- maximum 87) years, and in males, the median age was 64 (minimum 26- maximum 87) years. There was no statistically significant difference between the ages of women and men (p> 0.05).In the study, the number of patients who were over 65 years old was 147 (44.7%) and the number of patients who were under 65 years old 182 (55.3%). There was no statistically significant difference between the ages of women and men (p> 0.05).It was found that there were 89 (27.1%) the patients who were overweight, and there were 47 (14.3%) patients who were obese. When compared the men and women, it was found that there was a statistically significant in terms of body mass index (p <0.05). When assessed according to location of tumor, with the most to the right most sequence, the data was like that; rectum 136 (41.3%), sigmoid colon 85 (25.8%), cecum 31 (9.4%), exiting colon 29 (8.8%), descending colon 28 (8.5%) and transverse colon 14 (4.3%). There was no statistically significant difference in terms of location of primary tumor between the groups (p> 0.05).When assessed in terms of pathologic diagnosis, it was found that there were 317 (96.4%) patients whose pathologic diagnosis were adenocarcinoma. In terms of pathologic diagnosis, there was no statistically significant difference between these two groups (p>0.05).When evaluated according to the grade, it was seen there were grade 2 at most in 160 (48.6%) patients. When compared two groups in terms of their grade, there was no statistically significant difference (p> 0.05). When evaluated according to the stages, it was found there were 119 (36.2%) patients who had stage 3. There was a statistically significant difference between women and men (p <0.05).When assessed according to the location of metastasis, it was seen that liver in 42 (12.8%) patients, lung in 1 (2.1%) patient, peritoneum in 1 (0.3%) patient, over in 1 (0.3%) patient, bone in 1 (0.3%) patient and metastasis of uterine endometrium in 1 (0.3%) patient. Also, there were 19 (5.8%) patients who had multiple metastases. During diagnosis between men and women groups, in terms of the presence of distant metastases, there was no statistically significant difference (p>0.05).According to the Ras mutation analysis, 31 (32.6%) of the patients were K-ras wild N-ras wild, 24 (25.3%) of them were not K-ras wild N-ras, 40 (42.1%) were K-ras mutant and 234 (71.1%) of ras were unknown. There was no statistically significant difference between the two groups according to ras mutation (p> 0.05).When the patients were evaluated according to CEA and CA 19-9 levels, there were 67 (20.4%) patients who had high level and 262 (79.6%) patients, respectively, who had a normal level. There was no statistically significant difference between male and female patient groups (p> 0.05).After getting a diagnosis of CC, there were 301 (91.5%) patients who had undergone a surgical operation. It was found that the 75 patients in the metastatic stage, 47 (62.7%) had palliative surgery and only 28 (37.3%) patients were unable to undergo a surgical operation. There was no statistically significant difference between male and female patient groups according to surgical operation (p> 0.05). It was seen that there were 245 (74.5%) patients who received chemotherapy treatment by the reason of CC and 38 (11.6%) patients who have chemotherapy indications but refusing the treatment and 46 (14%) patients without chemotherapy indications. There was no statistically significant difference between male and female patient groups (p> 0.05). Conclusion: In conclusion, our study showed that CC is more common in men than women, and the majority of cases are over 50 years of age. It was found that obesity in female gender was found to be more related to CC. Rectosigmoid region was the most common site of involvement and grade 2 adenocarcinoma was the most common histologic subgroup. It was seen that the most frequent stage 3 patients were diagnosed during the diagnosis, and the most frequent site of metastasis was the lung. The excess of rectosigmoid region involvement was remarkable in terms of being diagnosed by physical examination and rectosigmoidoscopy. Even in the advanced stage, surgery, radiotherapy and chemotherapy developments seem to contribute to the positive results of the day. In order to avoid data loss, prospective studies have to be done.Keywords: Colon cancer, retrospective study, demographic features
Collections