Küresel hegemonya ve güç dengeleri bağlamında ABD-İran ilişkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
20. yüzyıl, dünya tarihi ve Ortadoğu siyaseti açısından önemli değişimlere sahne olmuştur. Ekonomik rekabetin, ideolojik mücadelelerin ve kültürel çatışmaların yoğunlaşması, Çarlık Rusya'sının Bolşevik Devrimi ile son bulmasına zemin hazırlarken, Avrupa'da ve dünyanın birçok bölgesinde yıkıcı savaşlara neden olmuştur. Bu süreçte ABD, küresel bir aktöre dönüşmüştür. Amerikan hegemonyası, Avrupa deneyimlerinden etkilenerek ve fakat bu deneyimi kendi şartlarına göre dönüştürerek, farklı ülkeleri siyasi mücadele sahası haline getirmiştir. İran ise, 20. yy. başından itibaren önce SSCB ve Birleşik Krallık sonra SSCB ve ABD arasında, jeopolitik mücadelelerin Ortadoğu'daki önemli üslerden biri haline gelmiştir. 1979'da İran İslam Devrimi sonrası ise, ABD-İran ilişkileri çok bilinmeyenli karmaşık bir denklem haline dönüşmüştür. İki ülkenin ilişkileri jeopolitik, ideolojik ve pragmatik gerçekliklerle belirlenirken, resmi ilişkilerin kesilmiş olmasına rağmen siyasal etkileşim kanalları her zaman açık olmuştur. İran ve ABD, `uzaktaki yakın komşular` olarak dinamik bir ilişki biçimine sahiptir. Bu iki ülkenin ilişkileri, kamuoyuna, normlara ve dönemsel siyasal aktörlere göre radikal değişiklikler geçirebilmektedir. Bu değişim arkasında yatan gerekçeleri anlamak bu tez çalışmasının temel hedefidir. Devrim öncesi iki yakın müttefik olan Tahran ve Washington, 1979 sonrası ideolojik ve siyasi olarak düşman ülkeler haline gelmişler fakat asimetrik etkileşim önemini yitirmemiştir. The 20th century was the scene of significant changes in terms of world history and Middle East politics. The intensification of economic competition, ideological struggles and cultural conflicts caused the Bolshevik Revolution in the Tsarist Russia and destruction of wars in Europe and in many parts of the world. In that process, the US has become a global actor. American hegemony was influenced by European experiences, but by transforming this experience into its own terms has made the different countries a place of power battle.From the beginning of the 20th century, Iran had become one of the important bases in the Middle East in the geopolitical struggles first between the USSR and United Kingdom then the USSR and the US. After the Islamic Revolution in Iran in 1979, US-Iranian relations became a very complex unknown equation. While the relations of the two countries are determined by geopolitical, ideological and pragmatic realities, the channels of political interaction have always been open, even though official relations have been cut off. Iran and the US have a dynamic relationship as `close neighbors far away`. The relations of these two countries can easily undergo radical changes according to the public, norms and periodical political actors. Understanding the reasons behind this changes are the main objective of this thesis. Tehran and Washington, two pre-revolutionary allies, have become ideologically and politically hostile countries since 1979, but asymmetric interaction has not lost its significance.
Collections