Euroscepticism and European foreign policy after maastricht: An assessment of the influence of European parliament members
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
2014 Avrupa seçimlerinden sonra, son anket verilerinin ışığında, Avrupa Parlamentosu üyelerinin seleflerinden daha fazla kutuplaştığı görülmektedir. Daha fazla Parlamento üyesi entegrasyon spektrumunda kendilerini önceki yıllardan daha karşıt ya da taraftar uçlarına yerleştirmiştir. Avrupa kuşkucu Parlamento üyeleri'nin varlığı, ana akım gruplar için azımsanamayacak siyasi yoğunlaşmalara ve ayrışmalara neden olmuştur. Entegrasyon yanlısı milletvekilleri, bu Avrupa kuşkucu akışa hitap etmek için sert bir şekilde yanıt vermek ya da tersine hareket ediyor gibi görünmektedirler. Buna ek olarak, dış politika ve ekonomik krizler bu fenomenin zeminini hazırlamışlardır. Böylece, Avrupa bütünleşmesi bir kez daha sorgulanır hale gelmiştir. Krizler daha fazla ayrışık duygulara yol açarken, gelecekteki dış politika entegrasyonunun Parlamenterler üzerindeki kurumsal kısıtlamalarla güvence altına alınmaya çalışıldığı görünmüştür. Hem Muhalif grupların hem de bireylerin fikirlerinin uzlaştığı tutarlı bir dış politika oluşumu zor görünmektedir. Bu nedenle, Avrupa Parlamentosu üyesi siyasi grupların yanı sıra bağımsız aktörler `düzensiz` bir muhalefet olarak güçlü bir şekilde lanse edilmektedir. Ancak, ana akım siyasi grup üyelerinin kendi aralarında daha fazla uzlaşma sağladığı görülmüştür. Bu tez, Avrupa Parlamentosu'nun önde gelen Parlamento üyeleri ve grupları ile Avrupa Birliği'nin dış politikası arasındaki ilişkiyi incelerken, aktörlerin Avrupa Parlamentosu'ndaki resmi veya gayri resmi demokratik kısıtlamalara maruz kaldıklarını sorgulamaktadır. Bu tez aynı zamanda Avrupa Parlamentosu'nun bugünkü zorluklarını yorumlayarak yaklaşan Avrupa seçimlerini anlama yolunu da açıyor. Tez, Avrupakuşkucu parlamento üyelerinin resmi ve gayri resmi bir takım kurumsal kısıtlamalarla karşı karşıya oldukları ve dış politika alanında 'yumuşak' veya etkisiz bir rol oynadıkları sonucuna varmaktadır. Bu durum Avrupa kurumlarındaki demokrasi açığına, farklı oy verme davranışlarına, sosyalizasyona ve toplumsal inşaacılığa atıfta bulunularak irdelenmiştir. After 2014 European elections, the latest survey data indicate that European Parliament members have been becoming more polarized within the European Parliament than its predecessors. MEPs have been placing themselves at more anti- or pro-integration spectrum than previous years. The flow of Eurosceptic MEPs appear to cause rather intensification and division of policy fondness for mainstream ones. Pro-integrationist MEPs seemed whether to respond in a harsh way or in reverse to address this Eurosceptic stream. The external political and economic crisis have played the integral part of this phenomenon. Thus, European integration was put into a question even further. While the crisis has comprised further Eurosceptic sentiments, it has been proved that future integration in foreign policy is tried to be secured via institutional constrains on MEPs and other Eurosceptic actors. It is hard for opposition groups or individuals to create coherent foreign policy formation in order to defend their ideas. Therefore, while Eurosceptic political groups as well as non-attached MEPs in the European Parliament have strongly emphasised as an 'untidy' opposition, pro-European actors from mainstream political groups seems having compromises among themselves. While this thesis probed the relationship between growing numbers of Eurosceptic MEPs and their foreign policy choices, it has inquired whether those actors are exposed to formal or informal constrains within the European Parliament. The thesis also paves the way to understand upcoming European elections. The thesis concluded that Eurosceptic MEPs play 'soft' role concerning foreign policy because they face institutional constraints in the EP.
Collections