Michel Foucault`un tarih anlayışı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
11 ÖZET Foucault geleneksel tarih anlayışlarının, genel-geçer hakikat, kurucu özne, tarihsel akışta süreklilik ve ereklilik gibi birçok yerleşik öğretisine karşı çıkarak yerine bugün post modern bir tarih yapma yolunu açan önemli düşünceler koyar. Buna göre özne ve her tür bilgi her tarihsel dönemde o tarihsel dönemi belirleyen tarihsel a priori yani episteme tarafından belirlenir. Bu epistemeler arası hiçbir geçiş imkanı yoktur. Böyle olunca tüm tarihe bir kopukluk hakimdir. Dil, herbir epistemede farklı şekilde ortaya çıkar ve o dönemin bilgi anlayışının kurulmasında, şekillenmesinde etkin rol oynar. Bu nedenle Foucault'un çalışmaları hakikatin dilsel bir kurmaca olduğu yönündeki eğilimleri destekler tarzdadır. Buna göre dünya, 1. Ortaçağ ve Rönesans epistemesinde benzerlik, 2. klasik epistemede kıyas ve çözümleme, 3. modern epistemede ise tarih tarafından kurulup şekillendirilir. Foucault'un düşünceleri yaşamının geç dönemlerinde bazı farklılıklar göstermişse de hakikat konusundaki genel eğilimleri açısından düşüncesinde her zaman bir tutarlılık olmuştur. Ancak Foucault geç dönem eserlerinde yapısalcı etkiler altında olduğu anlayışını reddeder. Erken dönem eserlerine hakikatin dilsel bir kurmaca olduğu fikri hakimken, geç dönem eserlerinde iktidar çözümlemeleri ağırlık kazanır ve hakikat ile iktidar arasındaki ilişkiler ön plana çıkar. Foucault buna paralel olarak Nietzsche'ci jeneolojiyi ön plana çıkanr ve Nietzsche'ci tarih anlayışım aynen benimser. Hegel ve Nietzsche'nin tarih anlayışları karşıt anlamda birbirlerini tamamlayıp Foucault'un düşüncesine yansırlar. Tarih Foucault' a göre özellikle modern epistemede büyük bir önem kazanmış ve tüm bilgiyi (ki Foucault bundan insan bilimlerini anlar) şekillendiren, sınırlandıran bir temel haline gelmiştir. Bu anlamda modern episteme aslında bir tarih çağıdır. İnsan, tıpkı Nietzshce'deIll olduğu gibi tarihsel bir varlık olarak algılanır ve böylece bugün anladığımız anlamda ilk kez modern epistemede karşımıza çıkar. Anahtar Kelimeler: Foucault, episteme, arkeolojik yöntem, yapısalcılık, geleneksel tarih, postmodern tarih IV MICHEL FOUCAULT'S CONCEPT OF HISTORY SUMMARY Foucault puts forward important ideas which open the way to doing post-modern history by rejecting established views of traditional approaches of history such as absolute truth, cogito (subject), continuity in historical flow and teleology. According to his view, the subject and all kinds of knowledge are determined by historical a priori, namely episteme. which determines the historical era in each historical era. There is no transfer between these epistemes, because of this, whole history is disconnected. Language appears differently in each episteme, and plays an active role in forming and shaping the theory of knowledge of that period. For this reason, Foucault' s work seems to support the tendencies about which truth is a speculation of language. In this formulation, the world is established by analogy in the episteme of Middle Ages and Renaissance, by sylogism and deduction in classical episteme, by history in modern episteme. Even though Foucault' s views have changed through late periods of his life, his views on truth has shown a considerable consistency throughout his life. Foucault, himself denies the structuralist influence on his late period work. While the view that the truth is only a speculation of language is dominant in his early work, his late work reflects the relationship between truth and power, and dominated by analysis of power. Accordingly, Foucault emphasizes geneology of Nietzshce and accepts Nietzshce's views on history. Foucaulfsviews on history is a reflection of a dialectical combination ofboth Nietzshce's and Hegel* s views. History is especially important in modern episteme and it has become a foundation to form and limit all knowledge (which is human sciences according to Foucault). In this way. modern episteme is, in fact, an era of history. A person is perceived as a historical entity just as Nietzshce thought, and hence, it acquires the meaning we have today, in the modern episteme for the first time. Key Words: Foucault, epistem, archeological method, structuralism, traditional history, post modern history
Collections