Pozitivizmde tümevarım problemi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET POZİTİVİMDE TÜMEVARIM PROBLEMİ Tarihte ilk kez Hume tararından bir problem olarak ortaya konan tümevarım eleştirisi, empirist gelenek içinde yer alan pozitivist felsefelere çözülmesi gereken bir sorun olarak kalmıştır. Çünkü pozitivizmde tümevarıma dayalı doğrulanabilirlik ilkesi bilimsellik ölçütü olarak görülmüştür. Bu sebeple pozitivist gelenekte tümevarım problemini çözmeye yönelik pek çok girişim mevcuttur. Bu çalışmada, tümevarım problemini çözmeye yönelik girişimler Hume'un tümevarıma ilişkin argümanı çerçevesinde gruplandınlarak, tarihsel bir bağlamda ele alınmıştır. Bu çözümlere genel olarak bakıldığında çoğunlukla ya tümevarım yönteminin şu anki haliyle geçerli olduğunu ispatlamaya, ya da bu yöntemin bazı düzenlemelerle geçerli hale getirilebileceğini ispatlamaya yönelik olduğu görülmektedir. Fakat bu girişimlerde de çoğunlukla Hume'un daha önce dikkat çektiği yanlışlara düşüldüğü görülmektedir. Bu çözüm yollan arasında sorunu ferldı bir açıdan değerlendiren Popper'ın açıklamaları dikkat çekicidir. O, tümevarımın geçerliliğini ispatlamak yerine, tümevarımın bilimsel düşünmede yeri olmadığını göstermeye çalışmıştır. Bununla birlikte Popper'ın bu yaklaşımı tümevarım soruna çözüm getirmeye yönelik bir girişimden ziyade, yalnızca bilimin tümdengelimsel bir çaba olduğunu göstermeyi hedefleyen bir çalışma olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilimsel yönteme ve dolayısıyla tümevarım problemine dair en çarpıcı açıklamalar Kuhn ve Feyerabend'dan gelmiştir. Her iki düşünürde bilimin tümevanmsal ya da tümdengelimsel diye tek bir mantığa indirgenemeyeceğini bilimin çok boyutlu olduğunu belirtmişlerdir. Bununla birlikte bilimi yapanların, belli tarihsel ve toplumsal koşullar içerisinde olduğunu, doğaya ve başka şeylere belli bir paradigma çerçevesinden baktıklarını düşünmüşlerdir. Bu durumun da bilimin işleyişini etkilediğini ve bu sebeple tek bir bilimsel düşünme yolunun olamayacağını savunmuşlardır. Bu yaklaşım bilim felsefesinde yeni IV SUMMARY PROBLEM OF INDUCTION ÎN POSITIVISIM The criticism of induction has been formulated as a problem by Hume for the first time in history, and afterwards has remained a problem to be solved for the positivist theroies whose baskgrounds are also empiricist. In the positivist tradition, the principle of verifiability, which depends on induction, is considered as a measurement of being scientific. In this study, the attempts to solve the problem of induction are considered in the framework of Hume's argument about induction and in a historical order. In general, these attempts of solution to the problem of induction consist of eitherr trying tp prove its validity or trying to refine it until it becomes a valid method of inference. However, all of these solutions fall prey to the mistakes Hume earlier described. Among the solutions, popper's is worth mentiong; instead of treying to prove its validity, popper tried to show that the method of induction has no place in scientific reasoning. But, with this formulation, Popper's approach appears as a triumph of deduction in scientific reasoning rather than offering a solution to the problem of induction. The most interesting explanations about the scientific method and hence induction are given by Kuhn and Feyerabend. Both of these philosophers insist that science cannot be recuded to only one kind of reasoning and that both induction and deduction are used considerably in the scientific reasoning. Especially Kuhn emphasized that scientists are under the influence of particular historical and sociological conditions, and therefore their scientific views are shaped by certain paradigmas, and hence there connot be only one way of scientific reasoning. This approach has led to new tendicies in philoshopy of sciens. According to new approach, science is
Collections