Osmanlı ordusunun modernleşmesinde Von Der Goltz Paşa`nın rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osmanlı Devleti, 16. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa için doğudan gelen bir tehdit unsuru olmaktan çıkmıştır. Devletin fethetmeye dayalı yayılması bu yüzyılda gerilemeye başlamış ve söz konusu gerileme, 18. yüzyılda kendini iyice hissettirmiştir. Devletin geri kalmışlığı, özellikle ekonomik hayatta ve savaşlarda yıkıcı sonuçlar doğurmuştur. Diğer taraftan Batı toplumları, bünyelerindeki keskin dönüşümlerin sonucu olarak ekonomik anlamda yüzlerini Doğunun zenginliklerine çevirmek zorunda kalmışlardır. Kuşkusuz bu durum, batı ile doğunun ilk karşılaşması değildir. Fakat, savaş dışı yaşanan bu ilk ilişkiler, bir anlamda diplomasinin temellerini oluşturmuştur. Osmanlı Devleti'ne oldukça yabancı olan bu terim, zamanla devletin tüm kurumlarında köklü değişimleri zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla, Osmanlı'da değişim Batı'daki gibi kendiliğinden ve bağımsız gerçekleşmemiştir. ?Gelenek? ve ?Denge? kavramlarına göre şekillenen Osmanlı kurumları, bir anlamda değişime zorlanmışlardır. Osmanlı modernleşmesi ise söz konusu değişimin bir yüzüdür.Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk modernleşme olgusunun askeri nitelikte olması, devletin en saygın kurumu olarak kabul edilen ordunun eski gücünü yeniden kazanması ve fethetmeye dayalı yayılmacılığına kaldığı yerden devam etmesi amacını taşımaktadır. Bunun için devletin en önemli yapı taşlarından biri olan Yeniçeri Ocağı bile ortadan kaldırılmıştır. Osmanlı Devleti, ancak ocağın kaldırılmasından sonra ordunun ıslahı için sistemli bir politika izlemeye başlamış veVaskeri reformlarını, belli bir program kapsamına almıştır. Söz konusu politikanın en önemli paydaşlarından birini de Avrupa'dan getirilen yabancı uzmanlar oluşturmuştur. Önceleri, gayri resmi olarak yürütülen askeri ilişkiler, Avrupa'nın 19. yüzyılda askeri üstünlüğünü siyasi bir araç olarak kullanmaya başlamasıyla farklı bir nitelik kazanmıştır. Bu yüzyılda Avrupa askeri teşkilatlarının ve silah fabrikalarının bir çok üyesi adeta birer diplomat veya birer ataşedir. İşte Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. yüzyılda Almanya ile başlayan ve I. Dünya Savaşı arifesinde doruk noktasına ulaşan askeri ilişkileri de, Almanya'nın Yakındoğu'da kurmak istediği üstünlüğün bir sonucudur. Şüphesiz Almanya, söz konusu ilişkiden çıkar bekleyen tek taraf değildir. Osmanlı İmparatorluğu da bu ilişkiyi ordusunu güçlendirmek adına yürüttüğü gibi, Avrupa siyasi dengesinde tutunmak amacıyla devam ettirmiştir.Osmanlı-Alman ilişkilerinde en büyük paya sahip olan Alman askeri heyetleri arasında, Von Der Goltz Paşa'nın hatırı sayılır bir etkisi bulunmaktadır. İki taraf için de Goltz Paşa, askeri misyonun en önemli parçasıdır. Goltz, danışmanlık hizmetinin yanı sıra Alman Hükümeti'nin de en güvenilir bilgi kaynağındır. Osmanlı hizmetinde kesintisiz görev yaptığı 1883-1895 yılları arasında askeri teşkilatlanma üzerinde çalışmıştır. Bu çalışmalarının yanı sıra, ordunun silah ihtiyacının Alman silah fabrikaları vasıtasıyla karşılanması için büyük çaba sarf etmiştir. Bu anlamda Goltz Paşa, Osmanlı ordusunu Prusya askeri sistemi çerçevesinde modernleştirmek için çalışmış ve ordu içinde oldukça etkili olmuştur. Bu etkisi II. Meşrutiyet'in ilanıyla kısa bir duraklama dönemi geçiren Osmanlı-Alman askeri ilişkilerinin, 1909 senesinde tekrar ivme kazanmasına yol açmıştır. Çünkü, bu dönemde devlet yönetimini ele alan İttihad ve Terakki Fırkası üyelerinin büyük bir çoğunluğu, GoltzVIPaşa'nın öğrencilerdir ve hepsi Alman misyonunun devamını arzu etmektedir. Goltz Paşa'nın genç Osmanlı subayları üzerinde bıraktığı büyük etki, Almanya'da eğitim gören ve bu ülkenin ekolüne göre yetişen Osmanlı askerlerinin orduya katılmasıyla daha fazla artmış ve bu durum, I.Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde her iki ülke arasında yapılan ittifak anlaşmasının seyrini ve karakterini şekillendirmiştir The Ottoman Empire was no more a threat for Europe from the end of 16th century. Its traditional conquering policy was being deteriorated and the this retreat was felt thoroughly in the 18th century. The backwardness of the empire was resulted in destructive events particularly during wars and in economic activities. On the other hand, the Western societies had to turn their faces to the wealth of the East as a result of intense shifts in their structures. Definitely, it was not the first confrontation of east and west. But, it was their first interaction rather than wars. Actually, this process developed the roots of modern diplomacy. Although, the term is far unfamiliar for the Ottoman Empire, it urged radical changes through all institutions in time. Accordingly, the change in the empire was not spontanous and independent as in the Western societies. The Ottoman institutions which was shaped over ?tradition? and ?balance? forced to change in this century. Ottoman modernization is the one way of this change.Undoubtfully, the initial fact in Ottoman modernization had a military character. Modernization is a crucial process to make the army regain its previous power and secure the tradition of territorial dissemination. For this purpose, the Janissaries which were the most respected military institution of the empire was destroyed. The empire could build a systematic reform program just after the destruction of Janisarries.VIIIThe most important stakeholder of this mentioned policy was the European military consultants. Formerly, the relations were on an unofficial basis before the military excellence of Europe is considered as a political instrument. During this century, most members of European military organizations and the defense plants were considered as diplomats or military attachès. As a result, the military relations between Germany and The Ottoman Empire which began in the 19th century and highly developed in the eve of World War I was the consequence of the German policy in Near East. Actually, Germany is not the only side that expects high interests from this relationship. The Ottoman Empire, steer the relations in order to strengthen its army and gain a place in the European balance of power.Von Der Goltz Pasha who was an effective member of the German military board had a very big impact on Ottoman-German relations. He was the most important part of the mission for both sides. Goltz Pasha besides his supervising position, was an importanat information source for Germany. He was entrusted in Ottoman army and worked on Ottoman military organization between 1883-1895. Besides these tasks, he made great efforts to provide the military needs of the empire from German arms companies. In this respect, Goltz Pasha worked for the modernization of Ottoman army in the frame of Prussain military organization and was very effective in this respect. This effect was resulted as an accelaration of the relations in 1909 which had a short halt after the declaration of the second monarchy in 1908. The accelaration was the success of CUP (Committee of Union and Progress) members as most of them was the students of Goltz Pasha and all desire the continuation of Ottoman-German relations. The effect of Goltz Pasha on the young Ottoman officers grew with the participation of officers educated in Geramny.IXThis shaped the character and the progress of the alliance agreement signed between Germany and the Ottoman Empire in the eve of World War I.
Collections