Tarsus Kazası`nın sosyo-ekonomik yapısı (1856-1914)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tarihsel süreçte bir yerleşim yeri olarak sürekliliğini koruyan Tarsus, doğu ile batıyı birbirine bağlayan güzergâh üzerinde bulunması nedeniyle, önemli bir stratejik konuma sahipti. Anadolu'nun en eski kentlerinden biri olma özelliği ile de Tarsus, kültürel anlamda büyük bir zenginliği bünyesinde barındırmaktaydı. Osmanlı Devleti'nin dünya ekonomisiyle eklemlenme sürecinde, özellikle denizle bağlantısı olan kıyı bölge ve kentlerinde, kapitalizm ve yabancı sermaye daha fazla yayılma alanı bulmuştur. Bu anlamda Tarsus, içinde bulunduğu bu stratejik konumu ile çevreselleşme sürecinin etkilerini doğrudan yaşayan mekânlardan biri olmuştur. Bu çalışmanın amacı, dünya kapitalizminin bu ekonomik ve toplumsal dönüşümünün, Osmanlı coğrafyasındaki yansımalarını ve Çukurova Bölgesi'ndeki kendine özgü gelişim sürecini ortaya koymaktır. Söz konusu bu süreçte, Tarsus Kazası'nın sosyo-ekonomik yapısında görülen değişimleri ve bu değişimlerin nedenlerini ortaya koymak, çalışmanın temel araştırma problematiğini oluşturmaktadır. Çalışmanın en önemli hipotezi ise, 19. Yüzyılın ikinci yarısında Tarsus'ta pamuk üretimindeki artışla birlikte, yabancı sermayenin bölgede yerleşmesine koşut 1838 ticaret sözleşmesiyle başlayan kapitalist iktisadî ilişkilerin, kent ekonomisini tam anlamıyla ele geçirdiğidir. İktisadi alanda ivme gösteren yeni sektörlerle birlikte yeni toplumsal sınıflar oluşmuş ve kentsel dokuda da değişmeler ortaya çıkarılmıştır. Böylece kapitalist modernleşme olgusu, ekonomik alanla birlikte toplumsal alanda da yayılma fırsatı bulmuştur. Tarsus that has been uninterruptedly inhabited as a settlement for many centuries has a strategic position owing to its location along the route linking East and West. As being one of the ancient settlements in Anatolia Tarsus was also very rich in terms of cultural diversity. Within the process of articulation of the Ottoman Empire with the world economy, capitalism and foreign investments disseminated more rapidly particularly in those regions and cities having connection with the sea. Due to its strategic position Tarsus was one of the cities directly subject to the influence of peripheralization process. The aim of this study is to reveal the imprints of the respective economic and social transformation on the Ottoman territory and the Cilicia Region by identifying the characteristics peculiar to the region. Within this context, the main research problematic of the study is to unveil both the changes experienced in the socio-economic structure of Tarsus District and the factors triggering the respective changes during the respective transformation. The basic hypothesis of the study is the fact that the city?s economy was subordinated to the capitalist economic relations with the Anglo-Ottoman treaty of 1838 signed parallel to both the spread of the foreign investments in the region and the increase in the production of cotton in Tarsus during the second half of the 19th century. As a result of the new economic sectors, new social groups emerged in the city and the some changes were observed in the urban structure and fabric. In this respect, the spread of modernization has been experienced not only in economic life but also social life.
Collections