Türkiye`de sanayi ve hizmet sektörlerinin büyüme ve istihdama katkıları: Girdi - çıktı analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sanayi devriminden bu yana hızlı ekonomik büyümenin anahtarı sanayi sektörü, özellikle imalat sanayi sektörü olmuştur. Göreli olarak geride olan ülkelerin gelişmiş ülkeleri yakalamaları güçlü bir imalat sanayi sektörünün gelişimiyle mümkün olmuştur. Nitekim `kalkınma iktisadı` ve bunun bir uzantısı sayılabilecek Kaldoryen gelenek sanayi sektörünün kendine has bir takım özelliklerinden dolayı bu sektörün büyümenin lokomotifi olduğunu kabul etmiştir. Ancak 1980 sonrası dönemde yaşanan gelişmeler hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde sanayi sektörünün toplam gelir ve toplam istihdam içindeki payının zaman içinde düşmesiyle sonuçlanmıştır. Bu durum kalkınma yazınında sanayisizleşme başlığı altında incelenmiştir. Gelişmiş ülkelerde yaşanan sanayisizleşme süreci, bu ülkelerin ekonomik olgunluklarının bir sonucu olarak, verimlilik ve fiyat hareketlerinden kaynaklanan bir süreç olarak görülürken, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan bu durum ise sanayileşmenin olanaklarını kullanmadan düşük gelir seviyelerinde hizmet sektörlerine bağımlı hale gelmelerini ifade etmektedir. Bu çalışmada, Türkiye'de sanayi ve hizmet sektörlerinin büyüme ve istihdama katkıları, Türkiye ekonomisinde yaşanan yapısal değişim, sanayi ve hizmet sektörlerinin karşılıklı ilişkileri, girdi-çıktı tablolarından yararlanılarak ve ayrıntılı bir biçimde analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, Türkiye ekonomisinin büyüme sürecinde imalat sanayi sektörünün rolü, sanayisizleşme kavramının Türkiye ekonomisi için geçerliliği, hizmet sektörlerinin değişen yapısı ile hizmet sektörlerine dayalı bir ekonomik büyümenin uzun dönemli süreğen bir büyüme sürecine yol açıp açmayacağı araştırılmıştır. Bununla birlikte Girdi-Çıktı tabloları yardımıyla, Türkiye ekonomisindeki endüstriyel bağınlaşma yapısı incelenmiş, geri ve ileri bağlantı etkilerinin yüksek olduğu sektörler olarak tanımlanan kilit sektörler belirlenmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, Türkiye ekonomisinde kilit sektörler çoğunlukla sanayi sektörlerinden oluşmaktadır. Ancak Türkiye'nin üretim ve istihdam yapısı incelendiğinde hizmet sektörlerinin ağırlığı kendini göstermektedir. Sanayi sektörleri yüksek besleme ve uyarma etkilerine sahiptir ve bu sektörlerde yaşanacak büyümenin ekonomi üzerindeki etkileri hizmet sektörlerine kıyasla daha yüksek olmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisinin büyüme sürecinde imalat sanayinin lokomotif rol oynadığı söylenebilir. Türkiye için sanayisizleşme olgusu geçerli olmamakla birlikte, Türkiye'de sanayi sektörü büyük ölçüde düşük-orta teknolojiye sahip tüketim ve ara malları üreten sektörlerden oluşmaktadır. İleri teknolojiye sahip sanayi sektörlerinin toplam ihracat içindeki paylarında artış olsa da toplam üretim içindeki payları giderek düşmekte ve ihracat payındaki bu artışların beraberinde ithal bağımlılığını getirdiği görülmektedir. Bulgular hizmet sektörlerinde yaşanacak büyümenin ekonomiye yayılma (taşma) etkilerinin sınırlı olacağına işaret etmektedir. Bununla birlikte, ulaştırma, haberleşme ve lojistik faaliyetleri gibi sektörlerin hem üretim ve ihracat içindeki payları hem de geri ve ileri bağlantı etkilerinin diğer hizmet sektörlerine kıyasla daha yüksek olması, bu sektörlerin Türkiye ekonomisinin gelişmesinde kilit işlevler üstlenebileceklerinin işareti sayılabilir. Sanayi sektörünün geri ve ileri bağlantı etkilerinin hizmet sektöründen daha güçlü olması, sanayinin, hizmet sektörleri açısından hem talep yaratma hem de girdi sağlama anlamında kilit sektör olduğunu göstermektedir. Ancak, sanayinin hizmet sektörleri ile olan ara girdi alışverişleri incelendiğinde, sanayi sektörünün geri bağlantı etkilerinin hizmet sektörü için daha önemli olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla sanayi sektörünün hizmetlere talep oluşturarak sağladığı katkının, girdi sağlamaya kıyasla daha yüksek olduğu söylenebilir. Industry sector, especially manufacturing industry sector has been the key of rapid economic growth since the industrial revolution. Less developed economies have reached the level of developed economies due to manufacturing. Indeed, development economics and Kaldorian tradition -which can be seen as the extension of development economics- accepted that manufacturing sector is the engine of economic growth because of its specialities. However, since 1980s there has been a decrease in the share of manufacturing production and employment in both developed and developing countries. This situation is analysed under the title of de-industrialization. De-industrialization process is seen as the result of economies' maturity which arises from productivity and price moves in developed economies. In contrast, developing economies have faced de-industrialization and have been subjected to service sectors without benefiting from its potentiality at a level of low income. In this study, the contributions of manufacturing and service sectors to economic growth and employment, the structural change in Turkish economy, the bilateral relationships of manufacturing and service sectors were attempted to analyse elaborately by using Input-Output Tables. For this purpose, the role of manufacturing sector in Turkish economy, the validity of de-industrialization concept in Turkey, the changing structure of service sectors and the service-oriented economic growth were researched in detail. Moreover, with the help of Input-Output Tables the industrial interdependence was analysed and the key sectors which are identified as sectors that have strong backward and forward linkages were tried to be determined. According to the empirical evidences, the key sectors in Turkish economy consist of manufacturing sectors mostly. However when the production and the employment structure in Turkish economy are analysed, it can be clearly seen that they consist of service sectors mainly. Manufacturing industries have strong backward and forward linkages and the growth in these sectors create additional growth in other sectors more than service sectors do. Thereby, it can be said that manufacturing sector is the engine of economic growth in Turkish economy. De-industrialization concept is not valid in Turkey but Turkish manufacturing industry is mostly composed of consumption goods and intermediate goods which have low and medium technology level. Even if the share of high technology sectors in export has increased, their share in production has decreased gradually and moreover, this increase in the share of export has brought import dependency. Empirical evidences indicate that the growth in service sectors have limited spillover effects to the whole economy. However, transportation, communication and logistic sectors may take a key function because of having strong backward and forward linkages in contrast to other service sectors. Manufacturing sector's having stronger backward and forward linkages than service sector shows that this sector is a key sector due to its ability of creating demand and supplying intermediate inputs. But when the bilateral transactions of manufacturing and service sector are analysed, it is seen that manufacturing sector's backward linkage is more important than its forward linkages. Thereby, it can be said that the contribution of manufacturing sector by creating demand to service sector is more important than its supplying intermediate inputs to service sectors.
Collections