Katılımcı demokrasinin aracı olarak kent konseyleri: Adana Kent Konseyi örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
20. Yüzyılın son çeyreğinde dünya ekonomi-politiğinde iki önemli sorun ortaya çıkmıştır. Birincisi, kapitalizmin yapısal krizi ve onun dünya eko-sisteminde yarattığı çevresel ve sosyal sorunlar. İkincisi, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla ulus devletlerde başat hale gelen liberal/temsili demokrasilerde yaşanan meşruiyet krizi. Liberal ekonomistler kapitalizmin yapısal krizine küreselleşme, neo-liberalizm ve sürdürülebilir kalkınma gibi paradigma çerçevesinde çözüm önerirken, eleştirel modernistler temsili demokrasinin meşruiyet krizinin katılımcı/müzakereci demokrasinin yaygınlaştırılabilmesi halinde aşılabileceğine inanmaktadırlar. Küreselleşme, sürdürülebilir kalkınma ve katılımcı demokrasi önerilerinde vurgulanan ortak nokta sorunların yerelde, merkezi yönetim, yerel yönetim, özel sektör ve sivil toplumun içinde olacağı katılımcılık ilkesi ile çözülebileceğidir. Birleşmiş Milletler yerelde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yönelik olarak Yerel Gündem 21 belgesini gündeme getirmiştir. Yerel Gündem 21, yerel yönetimlere kendi kentleri için çok aktörlü, katılımcı, şeffaf hesap verebilir bir yönetim anlayışı geliştirmelerini önermektedir. Türkiye'de Kent Konseyleri BM Yerel Gündem 21 belgesinden hareketle ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada konunun tüm yönleriyle anlaşılması açısından kavramsal olarak Demokrasi, Sivil Toplum, Kent Konseyi, Yerel Yönetim ve Küreselleşme kavramları üzerinde durduk. Teorik çerçevede ise demokrasi teorilerini inceledik. Kavramsal ve teorik bilgiler alandan toplanan bilgiler ile desteklendi. Adana Kent Konseyi Genel Kurulu'na çağrılan (STK temsilcisi olarak kabul ettiğimiz) Dernek üyeleriyle yaptığımız anket çalışmasında Konsey'in yapısı, işleyişi betimlenmiş ve işlevselliği sorgulanmıştır. Çalışmanın genel bulgusu şöyle ifade edilebilir: Türkiye'de katılımcı demokrasinin gelişiminde önemli bir enstrüman olabilecek 'kent konseyi'nin yasal, kurumsal (formel) yapısı ile işlevselliği (içerik) birebir örtüşmemektedir. Kentlerde yaygınlaşan kent konseyleri hâkim ideolojilerin, belediye yönetiminin, ekonomi-politik çıkar gruplarının etkisi altındadır. 'Halk adına' ve 'Halk için' anlayışı görece gölgede kalmaktadır. In the last quarter of the 20th century, two major problem has emerged in world's economy politics. First, the structural crisis of capitalism and its environmental and social problems that are caused on world's eco-system. Secondly, by the dissolution of the Soviet Union, experienced legitimacy crisis on liberal / representative democracies those were the dominant in nation-states. As Liberal economists proposing globalization, neo-liberalism and sustainable development paradigms for the capitalism's structural crisis, critical modernists believe that crisis of legitimacy of the representative democracy can be overcome by the spread of participatory/deliberative democracy. Common issues that is stated by offering globalization, sustainable development and participatory democracy is that problems can be solved locally by bringing together the central government, local government and private sector around participatory policy. In order to ensure sustainable local development, United Nations has issued the Local Agenda 21 document. Local Agenda 21 encourages the local governments to develop a management approach for their cities, which is formed by multi actors and with participatory principle. In Turkey, City Councils are developed by the reference of the UN Local Agenda 21 document. In this study, to understand the issue with its all aspects, we have given attention to the conceptual understanding of democracy, civil society, City Council, Local Government and Globalization. In the theoretical framework, we examine the theory of democracy. Conceptual and theoretical knowledge is supported by information gathered from the field. In the work of survey of the Adana City Council's general assembly members, (we accept them as NGO representatives) we found out the structure and operation of the Adana City Council and examined its functions. The overall findings of the study can be expressed as follows: The legal institutional (formal) structure of city council with its functionality (contents) is not exactly overlapping although it could be an important instrument in the development of participatory democracy in Turkey. The city councils that are become common in the cities are under influence of the municipal government, dominant ideologies and political interest groups. The understanding of statements ' in the name of People' and 'for the People' are not fulfilled.
Collections