Cezaevinde bulunan mahkumların sosyal uyum süreçlerinde sporun yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu araştırmada, sporun ya da spor etkinliklerinin toplumsal ilişkilerde, uyumu, bütünleşmeyi artıran ya da azaltan bir araç olarak yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın örtük varsayımı olarak beklenen, sporun toplumsal bütünleşmeyi artırması yada uyumlu insan ilişkilerinin kuruluşuna olumlu katkılar sağlamasıdır. Araştırma alam Mersin ilinde, 650 yetişkin erkek (toplam 750) mahkumun barındığı E tipi bir Cezaevi, araştırma alanı olarak seçilmiştir. Sporun toplumsal bütünleşme aracı olarak işlevi, mahkumların cezaevi yönetimi ile olan ilişkilerinde, dış dünya ile olan ilişkilerinde ve birbirleri ile olan ilişkilerinde olmak üzere üç ana düzlemde gözlenmiştir. Araştırma üç ana aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada, mahkumların temel karakteristikleri belirlenmiştir. Bu amaçla, bir soru kağıdı da kullamlarak,tutuklu ve hükümlülerle birebir görüşülmüştür. İkinci aşamada spor yapmak üzere gönüllüler seçilmiş ve 12 hafta boyunca bir takım sporu olan voleybol çalışılmıştır. Üçüncü aşamada, gündelik hayat pratikleri üzerinde hazırlanan bir soru kağıdı aracılığı ile, belirtilen üç ana düzlemde, veri toplanmıştır. Görüşmeler infaz koruma memurları ve koğuş sorumluları ile (toplam 70 kişi) gerçeldeştirilmiştir. Araştırmanın kuramsal çerçevesi, yapısalcı işlevselci okuldan Durkheim, Parsons ve Merton'un izinde gidilerek oluşturulmuştur. Cezaevi kurumuna bir mikro-kozmos olarak yaklaşılmış ve bu alanda da toplumsal gerçekliğin normunun uyum ve birlik olduğu ön-kabulü benimsenmiştir. Bu düşünce çizgisi, Foucault'un ve Goffman'm cezaevine ilişkin açıklamaları ve dramaturjik yaklaşımın benlik çözümlemesi ışığında geliştirilmiştir. Bu düşünürlerin kuramsal açıklamaları cezaevlerinin kavramsallaştırılmasını iki yönde kolaylaştırmıştır: sırasıyla, cezaevlerini çevreleyen toplumsal yapı ve o yapı ile bütünleşmiş, `normal`, `uyumlu` insanlar tarafından algılanma, değerlendirme şemaları açısından; bu şematik yaklaşımların, cezaevlerinde yaşamak zorunda kalan insanların kendilerini, diğerlerim ve diğerleri ile girdikleri ilişkilerin nasıl kurduklarına ve bu insanların kendi benliklerini, bu ilişki çerçevesi içinde, kazanma, sunma ve yeniden yaratma biçimlerine etkisi yönünden. Alan araştırması, 1999 yılı ile 2000 yılı Eylül aylan arasmda gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular, bazı göstergeler özelinde düşük, bazılarında oldukça kuvvetli olmakla beraber, tüm gözlem alanlarında araştırma beklentisini olumlamıştır. Spor etkinlikleri insan ilişkilerindeki uyumluluğu ve toplumsal bütünleşmeyi artırmaktadır. Bu yargının geçerliliği, insanların kendi aralarındaki küçük grup ilişkilerinde, çevreleyen toplumsal dünya ile ilişkilerinde; ve son olarak, kamu yönetimi birimleri ile olan ilişkilerinde doğrulanmıştır. Anahtar kelimeler: Cezaevi Spor Toplumsal bütünleşme Uyum ABSTRACT The aim of this research is to figure out the role of sports or sportive activities as an instrument enhancing or diminishing the degree of conformity and integration in respect of social relations. As a hidden assumption of the research, it is expected that sports are supportive of social integration or make positive contributions to the formation of harmonious human relationships. As the research field for the study, a prison, from Mersin with 650 adult men (among 750 prisoners in sum ) was chosen. The function of sports as an instrument of social integration was observed at three main levels : In respect of the relations of the prisoners with the prison administration, regarding their relations to the world outside and their relations among themselves. The research was carried out in three phases. In the first phase, the basic characteristics of the prisoners were defined. For this aim, open end questionnaire- based interviews with the arrested and sentenced prisoners were made on one-to- one basis. In the second phase, volunteers for sportive activities were opted for and volleyball as a team game was played for the duration of twelve weeks. In the third phase, data at three levels mentioned above were obtained on behalf of a questionnaire on everyday life practices. The informants were the guardians and dormitory responsible ( 70 people sum). The theoretical framework of the research was constructed in pursuit of Durkheim, Parsons, and Merton from the structural-functionalist school. The institution of prison was approached to as a micro-cosmos where the pre supposition that the norm of social reality is harmony and unity applies to as well. This line of thought was developed in the light of the explanations of Foucault and Goffman concerning the prison and in respect of the analysis of the self according to the dramaturgic approach. The theoretical explanations of these thinkers facilitated the conceptualisation of the prison in two ways: Respectively, from the perspective of the surrounding social structure and the perception and evaluation schemes of the `normal`, `conforming` people identifying with this structure; and regarding the effects of those schematic approaches on the constructions of the people sentenced to live in prison concerning themselves, others and their relationships with the others, plus on the forms of their self-acquisition, self- presentation, and self -recreation within the frame of these relations. The field research was carried out between September 1999 and September 2000. The findings confirmed the assumption of the research at all observation levels, even though more or less strongly according to different indicators applied. Sportive activities increase the degree of conformity in human relations and enhances social integration. The validity of this sentence was confirmed with regard of the small group relations among men, in respect of their relationship to the surrounding social world, and finally regarding their relationship with the public administration units. Key words: Conformity, Prison, Social integration, Sports itPZ,***f *$S^
Collections