Toplumda antikardiyolipin ve anti-beta2 glikoprotein-ı antikor sıklığı ve bazı trombojenik risk faktörleriyle ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı Mersin merkez ilçesinde yaşayan toplulukta antikardiyolipin IgM, antikardiyolipin IgG ve anti-beta2 glikoprotein-I IgG antikorların sıklığını araştırmak; ve bunların bazı sık karşılaşılan trombojenik risk faktörleri ile ilişkili olup olmadığını anlamaktı.Yaş ortalaması 37.5 olan 511 denek çalışma kapsamına alındı. Kişisel bilgiler sorgulama formları kullanılarak araştırıldı; lipidler otoanalizör ile ölçüldü; antikardiyolipin IgM, antikardiyolipin IgG, anti-beta2 glikoprotein-I IgG, antinükleer antikor tayinleri ELISA ile yapıldı ve sonuçlar kalitatif olarak belirlendi. Veriler parametrik veya nonparametrik olarak sınıflandırılıp istatistiksel analiz yapıldı.Beşyüzonbir deneğin 28'inde (%5.5) antikardiyolipin IgM antikorları, 17'sinde (%3.3) antikardiyolipin IgG antikorları ve 29'unda (%5.7) anti-beta2 glikoprotein-I IgG antikorları vardı. Antikardiyolipin IgG ve anti-beta2 glikoprotein-I IgG antikorları arasında yakın korelasyon vardı. Antikardiyolipin IgM antikoru bulunan deneklerin ortalama yaş ve kolesterol düzeyleri bu antikor bulunmayanlardan önemli ölçüde yüksekti; benzer şekilde, antikardiyolipin IgG pozitif deneklerin düşük dansiteli lipoprotein düzeyleri, antikardiyolipin IgG negatif olanlarınkinden önemli ölçüde yüksekti. Ailesinde tromboz öyküsü olan deneklerde antikardiyolipin IgG antikor oranı olmayanlarınkinden önemli ölçüde yüksekti. Denekler kan basınçlarına göre gruplandırılsaydı, hipertansif grubun antikardiyolipin IgM antikor oranı normotensif olanlarınkinden önemli ölçüde yüksek olacaktı.Sonuç olarak, bu araştırma Türk toplumunda antikardiyolipin ve anti-beta2 glikoprotein-I antikorlarının prevalansını belirlemek için yapılan ilk kapsamlı çalışmaydı; bulgularımız farklı etnik topluluklarda yapılmış olan çalışmalarınkiyle uyumlu idi. Bu antikorların trombotik hastalıklardaki potansiyel rolü düşünüldüğünde, trombojenik risk faktörleri konusundaki koruyucu önlemler ve eğitici sosyal programlar antifosfolipid antikorlara bağlı trombotik felaketlerin sıklığını azaltabilir.Anahtar kelimeler: Anti-beta2 glikoprotein-I, Antikardiyolipin antikor, Trombojenik risk faktörler The aim of this study was to investigate the frequencies of anticardiolipin IgM, anticardiolipin IgG and anti-beta2 glycoprotein-I Ig G antibodies among a population living in the central district of Mersin Province; to see whether they would have related to some commonly encountered thrombogenic risk factors.Five hundred and eleven subjects, with a mean age of 37.5 years, were included in the study. Individual data were investigated by using questionnaries; lipids were measured with an autoanalizer; anticardiolipin IgM and IgG, anti-beta2 glycoprotein-I IgG, antinuclear antibody determinations were made with ELISA and the results were expressed qualitatively. Data were categorized as parametric or nonparametric and statistical analyses were performed.Of the 511 subjects, 28 (5.5%) had anticardiolipin IgM antibodies, 17 (3.3%) had anticardiolipin IgG antibodies and 29 (5.7%) had anti-beta2 glyco-protein-I IgG antibodies. There was a close correlation between anticardiolipin IgG and anti-beta2 glycoprotein-I IgG antibodies. Mean age and total cholesterol levels of subjects with anticardiolipin IgM antibodies were significantly higher than those of subjects without these antibodies; Likewise, LDL levels of anticardiolipin IgG positive subjects were significantly higher than those of anticardiolipin IgG negative subjects. Anticardiolipin IgG antibody rate of the subjets with a family history of thrombosis were significantly higher than that of the subjects without it. Considering blood pressures, anticardiolipin IgM antibody rate of hypertensive cohort would have been significantly higher than that of normotensive one.In conclusion, this was the first extended study to define the prevalences of anticardiolipin and anti-beta2 glycoprotein-I antibodies among Turkish community; our results were in concordance with those of other studies that had done in different ethnical populations. Considering the potential role of these antibodies in thrombotic catastrophies, preventive measures and informative social programs about thrombogenic risk factors may decrease the rate of thrombotic disasters due to antiphospholipid antibodies.Key words: Anti-beta2 glycoprotein-I antibodies, Anticardiolipin antibodies, Thrombogenic risk factors.
Collections