Dirençli epilepsili çocuklarda IL-1 gen polimorfizmlerinin sıklığı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çocukluk çağı epilepsi hastalarının yaklaşık %6-14'ü dirençli epilepsi grubuna girmektedir. Bu çalışmanın amacı epileptogenezde ve ateşli nöbette etkisi olduğu düşünülen IL-1ß ve IL-1 Ra gen polimorfizmlerinin incelenmesi, saptanan allellerin çocukluk çağı epilepsilerinde direnç gelişimine neden olup olmadığının tespit edilmesidir.Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji polikliniğinde dirençli epilepsi tanısı ile takip edilen 1-18 yaş arası 200 hasta ve ilaca yanıt veren epilepsi grubundaki 208 hasta çalışmaya dahil edildi. Bu hastalar direnç gelişimine neden olabilecek etmenler açısından geriye dönük olarak incelendi. Tüm hastalardan elde edilen periferik kan örneklerinden DNA ayrıklanarak IL-1ß -511, IL-1ß +3953 ve IL-1 Ra gen polimorfizmlerinin varlığı polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi ile araştırıldı.Yaş ve cinsiyet açısından aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmayan epilepsi grupları karşılaştırıldığında dirençli epilepsi grubunda direnç gelişiminin erken belirlenmesinde rol oynayabilecek etmenlerden; başlama yaşının <1 yaş olması, nöbet sıklığının yüksek olması, yenidoğan nöbeti, ateşli nöbet, status epileptikus öyküsü, motor gerilik, zeka geriliği, EEG anormalliği, MRG anormalliği, mikrosefali, birden fazla nöbet tipinin birlikteliği, gün içinde çoklu nöbet varlığı, semptomatik etiyoloji ve özgün epileptik sendrom varlığı anlamlı ölçüde yüksek saptandı.IL-1ß gen polimorfizmleri ile direnç ilişkisine bakıldığında IL-1 Ra allel 1 varlığının dirençle ilişkili olabileceği, IL-1 Ra allel 2 ve 3 varlığının ise direnç gelişimi için koruyucu olabileceği görüldü. IL-1ß -511 allel 2 ve IL-1ß +3953 allel 2 varlığıyla direnç gelişimi arasında anlamlı ilişki saptanmazken, bu iki allel epilepsi gruplarında kontrol grubuna kıyasla anlamlı ölçüde yüksek saptandı. Her üç polimorfizm ile cinsiyet, ateşli nöbet varlığı, nöbet tipi arasında anlamlı ilişki saptanmadı.Sonuç olarak bu polimorfizmler ile epilepsi arasında ortaya konulan ilişki yapılacak ileri araştırmalarla desteklenmeli, elde edilecek sonuçlar doğrultusunda alternatif tedavi yöntemleri geliştirilmelidir. %6-14 of the childhood epilepsy are in the intractable epilepsy group. Purpose of this study is; to determine whether IL-1ß and IL-1 Ra gene polymorphisms, which are the factors thought to be effective on epileptogenesis and febrile seizures, cause intractability of childhood epilepsy or not.200 patients between the ages of 1-18, which are followed up by the Mersin University Faculty of Medicine Pediatric Neurology outpatient clinic with the diagnosis of intractable epilepsy and 208 patients diagnosed with drug responsive epilepsy were included in the study. Patients were retrospectively analyzed in terms of factors that could cause the development of intractability. From each peripheral blood samples DNA isolation made and the presence of IL-1ß -511, IL-1ß +3953 and IL-1 Ra gene polymorphisms were investigated.Epilepsy groups are compared for early predictive factors of intractability such as; age of onset < 1years, high seizure frequency, neonatal seizures, febrile seizures, status epilepticus, motor retardation, mental retardation, EEG abnormality, MRI abnormality, microcephaly, multiple seziures in the same day, symptomatic etiology and presence of spesific epileptic syndrome were significantly higher in the intractable epilepsy group.Due to the relationship of IL-1ß gene polymorphisms and intractability, presence of IL-1 Ra allele 1 may be associated with intractability, presence of IL-1 Ra allele 2 and 3 may be protective for intractability were seen. However there was no significant association between intractability and IL-1ß -511 allele 2 and IL-1ß +3953, while these 2 alleles were significantly higher in both of the epilepsy groups than the healthy control group. There was no significant association between the polymorphisms and gender, febrile seizures and seizure type.In conclusion the association between these polymorphisms and epilepsy should be supported by further research, according to the results of them alternative treatment methods should be developed.
Collections