Seröz over karsinomlarında kemorezistans ve patogenez ile ilişkili YB-1, P-glikoprotein, P53 ve Ki-67 belirleyicilerinin immünohistokimyasal incelenmesi ve sonuçların hastaların kliniği ile karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Jinekolojik kanserler içeriside en ölümcül olan over kanserinde kemorezistans prognozun en önemli belirleyicisidir. Bu nedenle over kanserli hastalarda prognozu düzeltmenin en etkin yolu, kemoterapi etkinliğini arttıracak yöntemlerin geliştirilmesi olacaktır.Bu çalışmada opere edilmiş olan seröz over kanserli hastalarda evre, rezidüel tümör boyutu, asit varlığı ve lenf nodu metastazı varlığı belirlendi. Hastaların parafin bloklarından elde edilen örnekleri anti-YB1, anti-p-gp, primer Ki-67 antikorları ve primer p53 antikorları ile immünohistokimyasal olarak boyandı. Tüm bu parametrelerin hastaların kemoterapi yanıtlarıyla ilişkisi incelendi.Rezidüel tümör boyutu ve asit varlığı tek yönlü varyans analizinde kemoterapi direnci ile ilişkili bulundu (p=0,007 ve p=0,001). YB1 ve p53 pozitifliği de tek yönlü varyans analizinde kemoterapi direnci ile ilişkili bulundu (P=0,025 ve p=0,023). Buna ek olarak rezidüel tümör boyutu tek yönlü varyans analizinde intrinsik rezistans ile ilişkili bulundu (p=0,009). YB1 pozitifliği ve p53 pozitifliği tek yönlü varyans analizinde intrinsik ve edinilmiş rezistansı göstermede istatiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,049 ve p=0,033). Çok yönlü varyans analizinde ise kullandığımız evre, rezidül tümör boyutu, asit mevcudiyeti, lenf nodu metastazı, YB1, p-gp, Ki-67 ve p53 belirteçleri kemorezistans ile ilişkili bulunmadı. YB1 ile p-gp ekspresyonu arasında anlamlı ilişki bulundu (p=0,047).Sonuç olarak YB1 ve p53, primer kemoterapiye başlamadan önce hastada platin grubu ilaçlara intrinsik direnç mevcut olduğunu ve bu hastalarda platin grubu ilaçlar verileceği zaman primer kemoterapiye edinilmiş direnç gelişeceğini gösterdi. Ayrıca YB1'in p-gp düzeylerini arttırarak paklitaksel direncine de katkı sağladığı saptandı. Tüm bu bilgiler ışığında, bu parametreler kullanılarak henüz primer kemoterapiye başlamadan önce daha etkin bireyselleştirilmiş kemoterapi seçenekleri ile prognoza katkı sağlanacaktır. Chemo-resistance is the most important determinant of prognosis in ovarian cancer which is the most lethal one among gynecological cancer types. So, the most effective way of improving prognosis in patients with ovarian cancer will be development of techniques which will increase the effectiveness of chemotherapy.In this study; stage, residual tumor mass, presence of ascites and presence of lymph node metastasis was determined in operated patients with serous ovarian cancer. Tissue samples were stained immunohistochemically with anti-YB1, anti-p-gp, primary Ki-67, and primary p53 antibodies. Relationship between these parameters and chemotherapy responses of the patients were examined.Residual tumor mass and presence of ascites were found to be related to resistance to chemotherapy in ANOVA (p=0,007 ve p=0,001). YB1 and p53 positivity were found to be related to resistance to chemotherapy in ANOVA (p=0,025 ve p=0,023). In addition to this, residual tumor mass was found to be related to intrinsic resistance in ANOVA (p=0,009). YB1 positivity and p53 positivity were found to be statistically significant in demonstration of intrinsic and acquired resistance (p=0,049 and p=0,033 respectively). However, stage, residual tumor mass, presence of ascites, lymph node metastasis, YB1, p-gp, Ki-67, and p53 markers were not found to be related to chemo-resistance in multivariate analysis of variance. Also, there was significant relation between YB1 and p-gp expression (p=0,047).As a result, YB1 and p53 positivity predicted the presence of intrinsic resistance, and eventual development of acquired resistance to platin based chemotherapy in those patients prior to chemotherapy administration. Additionally, YB1 was found to have contribution to resistance to paclitaxel via increasing p-gp levels. In light of all these information, utilizing these parameters before the administration of primary chemotherapy may enhance prognosis via providing more effectively individualized chemotherapy options.
Collections