Gebelerde tiroid fonksiyonları ve iyot durumunun değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İyot eksikliği Dünya genelinde büyük bir halk sağlığı problemidir.1 Dünyada son yıllarda iyot profilaksisindeki önemli ilerlemelere rağmen iyot eksikliği halen süregelen önemli bir mikrobesin eksikliğidir. Vücudumuzda bulunan iyodun major kaynağı diyettir. Önerilen düzeylerin altında iyot alındığında iyot eksikliği ortaya çıkmaktadır. İdrar iyot konsantrasyonu (İİK) yakın zamanlı iyot alımını gösteren en mükemmel göstergedir, çünkü alınan iyotun %90'ından fazlası idrar ile atılır. İyot eksikliği, fetusta, düşük, ölü doğum, konjenital anomaliler ve perinatal mortaliteye; yenidoğanda, bebek ölümleri ve endemik kretenizme; çocuk ve adölesanda, mental fonksiyon bozukluğuna ve fiziksel gelişimde gecikmeye; yetişkinde ise hafızada yavaşlamaya ve algılama bozukluğuna yol açar. Gebelik döneminde tiroid fizyolojisi ve iyot metabolizması değişir, iyot ihtiyacı artar. Özellikle iyot eksikliği olan gebelerde fetal etkilenmenin yanı sıra tiroid fonksiyon bozuklukları daha sık olarak karşımıza çıkar. Bu durum gebeliğin seyrini olumsuz etkileyebilir.Bu çalışmaya MEÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD gebe polikliniğinde takip edilen 113 gönüllü gebe kadın dahil edildi. Gebelerin iyot alım durumlarını belirlemek amacıyla yüzyüze görüşme tekniği ile bir anket formu doldurulduktan sonra ST3, ST4 ve TSH düzeylerinin tayini için kan örnekleri ve sabah idrarında idrar iyot konsantrasyonu tayini için idrar örnekleri alındı. Ayrıca tiroid ultrasonografileri yapıldı. Gebelerin %8'i ilk trimester, %53,1'i ikinci trimester, %38,9'u üçüncü trimesterda idi ve%72,6 iyotlu tuz kullanırken % 27,4'ü iyotsuz tuz kullanmaktaydı. Gebelerin idrarda iyot atılımına bakıldığında %64,6 gebenin idrarda iyot atılımının düşük olduğu, %35,4 gebenin ise idrar iyot atılımını normal olduğu saptandı. İyot eksikliklerinin hafif orta şiddetli olarak sınıflandırılmasına bakıldığında %5,5'inin şiddetli, %68,5'inin orta, %26'nın hafif iyot eksikliği bulunduğu görüldü. Gebelerden iyotsuz tuz kullanan gruptan 25'inin idrar iyot düzeyi yetersiz iken, 6'sının yeterliydi.İyotlu tuz grubunda ise 48 gebenin yetersiz iken 34'ünün yeterli idi. İyot alımı yetersiz olanlarda iyotlu tuz kullanım oranı daha düşüktü. Gebelerin 3'ünde subklinik hipertiroidi, 5'inde subklinik hipotiroidi, 1'inde aşikar hipotirodi, 104'ünün ötiroid olduğu saptandı. Toplam tiroid disfonksiyonu oranı %8 olarak bulundu.Gebelere yapılan tiroid USG'de %73,5'inin tiroid parankimi normal, %26,5'inin ise tiroid parankiminin hipoekoik olduğu, %58.4'inde tiroid bezinde nodul olduğu, %45,1'inin mevcut nodulunün bir cm'den küçük olduğu, %13,3'inin ise mevcut nodulunun 1 cm'den büyük olduğu saptandı. Hesaplanan tiroid volümü, parankim heterojenitesi tiroid USG ile saptanan nodul, gebelik trimesterları ve sT3, sT4 ve TSH değerleri ile idrar iyot atılımı arasında anlamlı ilişki olmadığı saptandı. Balık tüketimi hariç diyet alışkanlıkları ile idrar iyotunun ilişkili olmadığı saptandı.Sonuç olarak dünyada iyot alımı optimum ülkeler arasında yer almamıza ve son yıllarda yüksek oranda iyotlu tuz tüketimine rağmen ülkemizin bazı şehirlerinde olduğu gibi Mersin ilinde de gebelerde iyot eksikliği devam etmektedir. Son Türk Gıda Kodeksi Tuz Tebliği ne göre sadece sofra tuzuna iyot ilavesi zorunludur. Ancak son zamanlarda evlerde sofra tuzu dışında tuz tüketiminin artması (sofrada öğütme tuz, iri salamura tuz, Himalaya Tuzu gibi) iyot eksikliğine katkıda bulunabilir. İyot içeren veya iyot emilimin engelleyen gıdaların alımı iyot durumunu belirleyen tek etken değildir. Bu nedenle sıcak nodülle gebe kalmış TSH düzeyi baskılı gebeler, Graves hastalığı olan gebeler, gebelikte hiperemezis gravidaruma bağlı TFT değişiklikleri veya gebeliğin geçici tirotoksikozu olan gebeler (durum aydınlanana kadar) hariç tüm gebelere iyot profilakasisi yapılmalıdır.2 İyot eksikliğinin, doğacak nesillerin kognitif fonksiyonları üzerindeki olası etkileri akıldan çıkarılmamalı, bu konuda anne adaylarını mutlaka uyarmalı ve toplumda gebelikteki iyot eksikliği konusunda farkındalığı arttırmalıdırlar. Ayrıca gebelerde tiroid disfonksiyonunun anne ve fetüs üzerine etkileri göz önünde bulundurularak riskli gebelerin tiroid fonksiyonlarının gebelik öncesi değerlendirilmesi önemlidir. Iodine deficiency is a major public health problem throughout the world (1). Iodine deficieny is an important still ongoing micronutrient deficiency despite significant progress in the world of iodine prophylaxis in recent years. The major source of iodine for our body is diet. Iodine deficieny arises when taking less than the recommended level of iodine. Urinary iodine concentration (UIC) is the best indicator for recent iodine intake, because more than 90% of taken iodine is excreted in the urine. Iodine deficieny causes miscarriage, stillbirth, congenital abnormalities and perinatal mortality in fetuses; infant mortality and endemic cretinism in newborns; mental impairment and delayed physical development in child and adolescents; and it leads to cognitive disorders and slow memory in adults. Thyroid physiology and metabolism of iodine varies during pregnancy, and iodine needs increases. Especially in pregnant women with iodine deficiency; in addition to affecting fetus, thyroid dysfunction is encountered more frequently. This may adversely affect the course of pregnancy.113 pregnant volunteers women who followed in the antenatal outpatient clinic of Mersin University School of Medicine included in the study. In order to determine the iodine status of pregnant women, a questionnaire was filled with face to face interviews. Then blood samples were taken for the determination of FT3, FT4 and TSH levels and urine samples were taken for the determination of urinary iodine concentration in the morning urine. Also thyroid ultrasound was performed. 8% of pregnant women were in the first trimester, 53.1% were in the second trimester, and 38.9% were in the third trimester and 72.6% of the pregnant were using iodized salt while 27.4% were using non-iodised salt. When the data analysed; 64.6% of pregnant women with low urinary iodine excretion, while 35.4% of pregnant women were found to have normal urinary iodine excretion. When the iodine deficiency classified as mild to moderate, 5,5% were severe, 68.5% were moderate, 26% were classified as mild iodine deficiency. 25 of pregnant women using non-iodised salt have sufficient urinary iodine levels while 6 of them have insufficient levels. In the group of pregnant women using iodized salt; 48 of them have insufficient urinary iodine levels while 34 of them have adequate levels. The rate of use of iodized salt was lower in those patients with insufficient iodine intake. 3 of pregnant women had subclinical hyperthyroidism, 5 of them have subclinical hypothyroidism, one patient had overt hypothyroidism, and 104 pregnant women were found to be euthyroid. Total thyroid dysfunction rate was 8%. In thyroid ultrasound examination performed to pregnant women; normal thyroid parenchyma were determined in 73.5%, while hypoechoic thyroid parenchyma were reported in 26.5% of pregnant women. In addition; nodules in the thyroid gland were detected in 58.4% of patients and current nodule is smaller than one centimeter for 45.1% while current nodule is greater than 1 cm for 13.3% of patients. There was not significant relationship between urinary iodine excretion and calculated thyroid volume, parenchymal heterogeneity, thyroid nodules detected by ultrasound, pregnancy trimester, FT3, FT4 and TSH levels. Dietary habits have been found not to be associated urinary iodine except for fish consumption. In conclusion, as with some other cities of the country, it continues to iodine deficiency in pregnant women in the province of Mersin, despite our country is among the countries with optimal iodine intake in the world and the high rate of iodized salt consumption in recent years. According to last Turkish Food Codex Communiqué Salt, it is mandatory the addition of iodine to only table salt. However, increased consumption of outside of table salt (Grinding table salt, coarse salt brine, Himalayan Salt etc.) can contribute to iodine deficiency. Food intake which containing iodine or prevents the absorption of iodine is not the only factor that determines the iodine condition. Therefore iodine prophylaxis should be administered to all pregnant women except for pregnant women with hot nodules and lower TSH levels, pregnant women with Graves' disease, pregnant women with TFT changes due to hyperemesis gravidarum, and pregnant women with pregnancy or transient thyrotoxicosis (case until illuminates). Potential effects of iodine deficiency on the cognitive functions of generation will be born should be kept in mind, mothers must be warned of this issue and awareness of iodine deficiency in pregnancy should raise in the community. In addition, the effects of thyroid dysfunction on the mother and fetus should be considered, and it is important to assess thyroid function of pregnant women at risk.
Collections