Kafa travmalı hastalarda akut respiratuar distres sendromu gelişiminde ventilatör stratejisi, hemodinami ve laboratuvar parametrelerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Travmatik beyin hasarı sonrası ARDS gelişimiyle ilişkili risk faktörleri halen tartışılmaktadır; klinik önemine rağmen hangi hastaların yüksek risk altında olduğu ve ARDS gelişiminin nasıl önlenebiliceği konusunda elde edilen bilgiler kısıtlıdır. Bu çalışmada kafa travmalı hastalarda Berlin tanımlamasına göre ARDS gelişimindeki risk faktörlerinin saptanması ve ARDS'nin mortalite üzerine olan etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma için etik kurul onayı alındıktan sonra yoğun bakım ünitesinde 1 Ocak 2013 – 1 Ocak 2016 tarihleri arasında takip edilen kafa travmalı hastalar retrospektif olarak incelenmiştir. Mekanik ventilatör stratejileri, hemodinamik parametreleri ve laboratuar parametreleri kaydedilerek ARDS gelişen ve gelişmeyen hastalar arasındaki farklar araştırılmıştır. Çalışmada ilk kabulde düşük GKS skoru olan hastalarda ARDS gelişimi oranı daha yüksek bulundu (3,66±0,28 vs 5,48±0,38; p=0,014). Bunun yanı sıra kabulden 48 saat sonraki hematokrit düzeyi (36,25±6,01 31,08±4,98; p=0,005), vücut ısısı (37,20±0,75°C vs 36,74±0,59°C; p=0,040) ve kalp atım hızı ortalamaları (108,25±25,37 vs 95,22±16,70; p=0,048) ve baz açığı (-3,32±3,16 vs -0,96±2,73; p=0,017) ARDS gelişen hastalarda anlamlı düzeyde daha yüksek, bikarbonat düzeyi (21,50±2,35 vs 23,32±2,19; p=0,019) ise daha düşük bulundu (p<0,05). ARDS'li hastalarda vazoaktif ajan kullanımı ARDS gelişmeyenlere göre daha yüksek saptandı (%80 vs %20; p<0,006). Ventilatör stratejileri ve kan ürünü kullanımı açısından fark bulunamadı (p>0,05). Kafa travmalı hastaların ilk 30 gün içerisindeki mortalite oranı ARDS'li hastalarda daha yüksekti (p<0,001). Kafa travması sonrası ARDS ile ilişkili faktörlerin doku perfüzyonu üzerine etki eden parametreler ile ilişkili olabileceği düşüncesindeyiz. Perfüzyona etki eden faktörlerin ortaya konulması için daha ayrıntılı klinik çalışmaların ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. After traumatic brain damage, the risk of ARDS development is stil being discussed and in spite of the clinical importance, the knowledge is limited about how to prevent ARDS development and which patients are under high risk of ARDS. In this study, we aimed to define the risk factors of ARDS development according to the Berlin definition on head trauma patients and determine ARDS's impact on mortality. After approval has been obtained from ethic committee, patients with head trauma and hospitalized in intensive care unit between dates 1st Jan 2013 – 1st Jan 2016, were examined retrospectively. Mechanic ventilator strategies, hemodynamic parameters and laboratory parameters were recorded and the differences were researched between the patients who developed ARDS and the patients who did not. It was found that the patients with low GCS scores at the first admission, have higher risk of developing ARDS(3.66±0.28 vs 5.48±0.38; p=0.014). Besides, in the first 48 hours, higher mean levels of hematocrit (36.25±6.01 vs 31.08±4.98; p=0.005), body temperature (37.20±0.75°C vs 36.74±0.59°C; p=0.040), heartbeat rate (108.25±25.37 vs 95.22±16.70; p=0.048), base excess (-3.32±3.16 vs -0.96±2.73; p=0.017) and lower mean levels of bicarbonate (21.50±2.35 vs 23.32±2.19; p=0.019) were found in patients with ARDS (p<0.05). It was determined that the usage of vasoactive agents increases statistically significant of the risk of ARDS development. When compared between vasoactive agent using or not, it was determined statistically significant difference of the ARDS development risk. (%80 vs %20; p=0,006). Difference were not found between ventilator strategies and blood product usage for the ARDS development risk (p>0,05). Mortality ratio was higher in the ARDS developed head trauma patients in the first 30 days (p<0,001). As a result, we think that factors related ARDS development after head trauma might be associated with the parameters which effect tissue perfusion. We are in the opinion that more detailed studies are needed in order to reveal the factors that effect perfusion.
Collections