Psoriasis hastalarında olumsuz çocukluk çağı deneyimleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Birçok psikiyatrik bozukluğun çocukluktaki psikolojik travmalar ile ilişkili olabileceği iyi bilinmektedir. Son çalışmalarda bazı kronik cilt hastalıklarının oluşmasında da çocukluk çağı travmalarına maruz kalmanın neden olabileceği düşünülmektedir. Klinik çalışmamız, kronik ve rekürren bir dermatoz olan psoriasisin olumsuz çocukluk çağı deneyimleriyle bir ilişkisi olup olmadığını araştırmaktır. Psoriasis tanısı ile takip edilen 18 yaş ve üstü 249 hasta çalışmamıza dahil edilmiştir. Hastaların %44,6'sı kadın, %55,4'ü erkek olmak üzere yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, psoriasis tipi, PASI (Psoriasis Area Severity Indeks) (Psoriasis Aktivite Şiddet İndeksi) skoru, ACE (Adverse Childhood Experiences) (Olumsuz Çocukluk Çağı Deneyimleri) skoru ve DLQI (Dermatology Life Qualiy Index) (Dermatoloji Yaşam Kalite İndeksi)' ya göre sınıflandırmalar yapılıp ve mevcut değişkenler arasındaki korelasyonlar değerlendirildi. Standardizasyon gerekliliği sebebiyle PASI skoru ve DLQI dermatologun ilk anamnezi ve subjektif klinik muayenesi sonrasında hastalığın şiddetini değerlendirmede temel enstrümanlar olarak kullanıldı, sonrasında olumsuz çocukluk çağı deneyimlerini değerlendirmek için ACE skor anketi hastalara yöneltildi. Tüm katılımcılar olumsuz çocukluk çağı deneyimleri puanını (ACE puanı) ölçen ve 10 sorudan oluşan belirli bir anket doldurdu. ACE anketi şunları değerlendirmekteydi: istismar (fiziksel, duygusal, cinsel), ihmal (fiziksel, duygusal), ev halkı işlev bozukluğu (evde zihinsel rahatsızlık olan aile üyesi varlığı, boşanma, anne şiddetine maruz kalma, tıbbi bakımdan mahrum kalma, hapsedilmiş akraba ve madde kötüye kullanımı olan aile üyesi varlığı). Hastalar ACE skor değerlerine göre 3 alt gruba ayrıldı: 0,1 ve ≥2. Çalışmadaki istatiksel veri sonuçlarına göre ACE skoru yüksek olan hastalarda PASI skorlarının ve DYKİ değerlerinin de yüksek olduğu saptandı. ACE ve DYKİ değerleri cinsiyet açısından incelendiğinde skorların kadınlarda daha yüksek olması otoimmün ve otoinflamatuar kökeni olan hastalıkların etyopatogenezinde cinsiyet faktörünün psikoimmünolojik yolaklarda etki edebileceği düşünülmüş olup, otoimmün hastalıkların etyopatogenezine ve psoriasisin immün ve inflamatuar yolaklarına çalışmamızda değinilmiştir. Ayrıca depresyon ve anksiyete bozuklukları ile psoriasisin ortak immunopatolojik yolaklar içerdiği yönünde bulgular içeren çalışmaların da literatürde mevcudiyeti dikkat çekmiştir. Eğitim düzeyiyle hastalığın klinik şiddeti ve DYKİ değerleri arasındaki veriler değerlendirilmiş ve literatürdeki birçok çalışmada da değinildiği gibi eğitim düzeyinin hastalarda önemli bir bileşen olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak psoriasis kronik bir cilt hastalığı olup, sebepleri halen tam olarak netleştirilemiştir. Psoriasisin sadece fiziksel bir rahatsızlık olmadığı, aynı zamanda psikososyal yükü içinde barındıran bir hastalık olduğu ve bu sebeple de çocukluk döneminde yaşanan travmaların hastaların ileriki yaşamsal dönemlerine olan etkilerinin hafife alınmaması gerektiğine, bütünsel tıp yaklaşımının önemine vurgu yapmaktayız. Psikodermatoloji ve immünopatoloji alanlarında daha spesifik çalışmalar yapılması gerektiği düşüncesindeyiz. İstatiksel sonuçlarımızı psikiyatri, psikoloji, sosyoloji, immünoloji, psikoimmünoloji ve ilgili diğer bilim dallarının takdirine sunmaktayız. It is well known that several psychiatric disorders might be related to childhood psychological trauma. Recent studies have associated childhood exposure to trauma to some chronic skin diseases. Our clinical study was to investigate whether the effects of adverse childhood experiences (ACE) have an impact on patients diagnosed with psoriasis. Also, our study was to investigate whether the possible correlation of traumatic experiences with the disease severity, gender, education level, age and psoriasis type. 249 patients diagnosed with psoriasis, aged 18 and over were included in the study. %44,6 of the patients were female and %55,4 of them were male. The severity of the disease was evaluated by considering the international use of PASI (Psoriasis Area Severity Index) score and DLQI (Dermatology Life Quality Index) values other than the clinical evaluation of the dermatologist. The ACE score was evaluated for adverse childhood experiences. All participants completed a specific questionnaire measuring; Adverse Childhood Experiences Score (ACE score). The ACE assesses abuse (physical, emotional, sexual), neglect (pyhsical, emotional), household dysfunction (mental ilness, divorce, mother treated violently, opportunity to access medical care, incarcerated relative and substance abuse). Patients were divided into 3 subgroups according to ACE score values: 0,1 and ≥2.The severity of psoriasis was estimated according to the Psoriasis Area and Severity Index (PASI), a standardized measuring instrument for psoriasis patients. Also all patients completed questionnaire Dermatology Life Quality Index (DLQI), as subjective effect measuring of disease. Data with high ACE score were found to have high PASI scores and DLQI values. ACE and DLQI values were higher in women than in men, it was suggested that gender factor might have an effect on the etiopathogenesis of psoriasis and the origin of the other autoimmune and autoinflammatuar diseases with psychoimmunological pathways. Also studies that draw attention to common immunopathological pathways in patients followed up with depression, anxiety disorders and poriasis diagnoses are mentioned. In addition to the existing findings, we think that more studies about psychodermatology and immunopathology should bedone. At the same time, the data between the educational level and the clinical severity of the disease and DLQI values were evaluated and it was realized that education level is an important component in patients, as mentioned in many studies in the literature. As a result, psoriasis is a chronic skin disease and its causes are still not fully clarified. We argue that psoriasis is not only a physical disorder, but also a disease that includes psychosocial burden, and therefore the effects of traumas experienced in childhood in the later stages of patients should not be underestimated, the need for a holistic medicine approach. We present our statistical results to the discretion of psychodermatology, pschiatry, pyschology, immunology, sociology and other related disciplines.
Collections