Pişmiş toprak heykeller
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bir toplumun belirli bir dönemdeki maddi, manevi yaratılarının tümü olarak tanımlanan kültür, hukuk sistemi, teknolojisi siyasal ve toplumsal kurumları, felsefesi, üretim biçimi, moral değerleri, yaşam tarzı ile bir bütünlük oluşturur. Bu kültür öğelerinden herhangi biri üzerinde yapılacak araştırma onu dahil olduğu bütün içersinde incelemeyi zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle `Pişmiş Toprak Heykeller` başlığı altında yapılan bir araştırma diğer kültür alanlarının etkisi göz önüne alınarak yapılmalıdır. Heykel sanatının en eski belki de ilk malzemesi olan toprak biçimlendirme olanaklarının sonsuzluğu ve elde edilme kolaylığı nedeniyle çağlar boyu çok çeşitli uy garlıklar tarafından kullanılmıştır. Kullanım sınırları, çeşitli kap, kaçak, ölülerin içine yerleştirildiği küpler, büyü ya da dinsel amaçlı heykeller, ritüel sahnelerin bas oyuncuları gibi görünen figürler, çeşitli müzik aletleri '.`mühürlere kadar uzanan çok geniş bir alana yayılır. Mimarlıkta taşıyıcı elemanların yapımında, iç ve dış mekanlarda kaplama ve bezeme malzemesi olarak da kullanılmıştır. Pişmiş toprak heykeller açısından çok zengin ürünler veren `Güney ve Orta Amerika Uygarlıkları` ile `Anadolu ve Grek Uygarlıkları` nı günümüze değin yaşayabilen ürünleri aracılığı ile tanıyabiliyoruz..223-Güney Amerika'da gelişen ilk ve en önemli kültür alanları Peru, Ekvador, Kolombiya ve Venezüella uygarlıklarınca kurulmuştur. Biçim örgüsü ve anlatım dili açısından benzerlikler taşıyan bu uygarlık ürünlerinde ortak dinsel ve mitolojik öğeler varlığını hissettirir. Bu öğelerin varlığını ilk kez Peru Uygarlıkları içinde yer alan Chavin topluluğunun ürünlerinde görüyoruz. Güney Amerika ile yoğun ilişkiler içinde olan Orta Amerika toplulukları kanıtlanmamış ama yaygın bir teoriye göre Asya kökenlidir Göz kamaştırıcı bir zenginliğe sahip olan Orta Amerika pişmiş toprak ürünlerinin ilk örnekleri Olmeque topluluğuna aittir. Teotihııacan Totonao,ue, Zapoteque, Maya ve Aztek toplulukları Orta Amerika'nın diğer önemli pişmiş toprak merkezlerini kuran uygarlıklar arasında yer alır. Pişmiş toprak kullanımının en eski olduğu bölgelerden biri Anadolu Topraklarıdır. M.Ö. 7000 yıllarından beri bu bölgede pismiş toprak çok çeşitli amaçlarla kullanılmış ve bu kullanım içinde heykel sanatının en seçkin ürünleri verilmiştir1. Tez çalışması içinde Roma dönemine değin incelenen Anadolu Uygarlıkları arasında tarih öncesi dönemlere ait Hacılar, Çatalhöyük gibi yerleşimler ve Hittiler inançları, gelenekleri ve pismiş toprak heykellerde geliştirdikleri biçim dili ile binlerle yıl etkilerini sürdürmüşlerdir. Ana tanrıca kültü ve boğaya tanınan kutsallık daha -.224-sonraki dönemlerde de yaşamıştır. Anadolu'nun ilk imparatorluğunu kuran Hititler bu topluluklardan kendilerine kalan mirası geliştirerek zengınlestırmıslerdir. Hitit İmparatorluğunun bilinmeyen nedenlere yıkılmasının ardından Anadolu'da çeşitli bölgelerde Urartu Fryg, Lydıa, Karya gibi uygarlıklar kurulmuş, bu uygarlıklar Akdeniz çevresinde kurulan diğer önemli kültür merkezleri ile yoğun bir etkileşim içinde olmuşlardır. Hellenistik dönem boyunca Akdeniz çevresinde gelişen özdeş kültür pismiş toprak heykellerde çeşitli benzerliklerle karşımıza çıkmaktadır. Arkeoloji tarihi Anadolu kadar eskilere dayanmayan Grek Uygarlığı M.Ö. 3000'lerden itibaren parlak bir kültür geliştiren Giritlilerin bıraktığı miras üzerine kurul muştur. Hint-Avrupa kökenli Akha ve Dor boylarının işgalleri ile zaman zaman kesintiye uğrayan gelişim çizgisi gene bu boyların yazmayadaya taşıdığı kültürel öğelerle zenginleşerek M.Ö. birinci bin yılda Grek Uygarlığını, Akdeniz çevresinde önder bir konuma getirmiştir. `Güney ve Orta Amerika Uygarlıkları` ile `Anadolu ve Grek Uygarlıkları` tez konusu içinde yer alan zaman dilimleri boyunca birbirleri ile hiç ilişkileri olmak sızın yaşamışlardır. Buna rağmen bu topluluklar için -225`.çok genel anlamda benzer bir gelişim çizgisinden söz edebiliriz: Göçebelikten yerleşik düzene geçişle birlikte tarımın ortaya çıkması toplumsal kurumların gelişmesi, meslek ayrımlarının belirmesi, büyünün yerini dinin alması. Pişmiş toprak heykellerde bütün bu uygarlıkların biçimlendirme süreci dinsel ve mitsel kaynaklı verilere da yanmaktadır. Bu verilere yüklenen anlam farklılıklar taşısa da ikonografik motiflerin kaynakları insanları çevreleyen tüm koşullar üzerine geliştirilmiş düşünsel yapıdır. Pişmiş toprağı kendisine malzeme olarak seçen bir sanatçı için bu uygarlıklarda geliştirilen biçim dilini tanıma çabası vazgeçilmez bir uğraş olacaktır. _22£- Culture, which can be defined as the totality of material and moral works of a society in a certain time period, constitutes an entity with its law system, technology, po litical and social institutions, philosophy, mode of pro duction, moral values and life style. Any research that aims to make an analysis of one of the above elements of culture needs to be conducted within the totality to which it belongs. Therefore, a research that is made under the title of `Terra Cotta Statues` should be made also taking into account the influences of other spheres of culture at the same time. Clay, which is the oldest- and probably the first, mate rial of statuary, due to infinite possibilities of shaping and also due to its easily obtainable character, has been used for ages by quite a number different civilisations. -22*-Its limits of use extend to a very large area that in cludes pottery, the pottery in which the dead is settled, spell- or religious- aimed statues, figures that appear as players of ritual scenes, various musical instruments t and seals. In architecture, it has also been used in the construction of pillars ans as covering and adornment material in indoor and outdoor sites. We are able to know about `South and Central American Civilizations` and `Anatolian and Greek` ones, which gave quite rich products of Terra Cotta statues, thanks to their hitherto alive products. The first and the most important territories of culture which developed in South America have been set up by the civilisations of Ecuador, Colombia and Venezuela. In the products of these civilisations which are similar to one another in terms of their knittings of form and ways of e/pression, comman, religious and mythological ele ments are felt. We detect the presence of such elements first in the products of Chavin community, which was one of the civilisations of Peru. Central American communities, which have intensive rela tions with South America, according to a non-proved but a common theory, are of Asian origin. -22$~The first instances of Central American Terra Cotta products which have a dazzling richness belong to the Olmeque community. The communities of Teotihiacan, Totonaque, Zapoteque, Maya and Aztek are among the civilisations which set up other important centers of Terra Cotta products. Anatolia is one of the territories where the use of Terra Cotta is the oldest and since 7000 BC it has been used for various aims and within this extended use, a large number of distinguished statuary products have also been given. In the study of thesis, among the Ana tolian civilisazions that were examined up to the Roman period, the settlements that belong to prehistoric periods such as Hacılar, Çatalhöyük and the beliefs, customs, the forms that developed in Terra Cotta Statues of Hattı civilations made their influences last thousands of years. The cult of goddess and the secredness of the bull remained alive also in later periods. Hittites, who established the first empire of Antatolia, have advanced and made richer the heritage they inherited from these communities. After the collapse of Hittite Empire due to unknown reasons, in different territories of Anatolia many civilisations such as Urart, Frygia, Lydia and Kana, which have engaged in an intensive -ZZI-interaction with the other civilisations around the Medi terranean basin have been set up. Throughout the Hellen istic period, the prints of an identical culture which has developed around the Mediterranean Sea appears in the similar works of Terra Cotta. Greek civilisation, which is not so old as Anatolia with respect to archeological history, has been establis hed on the inheritage of Cretans, who had developed a bright culture beginning with 3000 BC. Although the line of development was interrupted from time to time by the investions of Indian-Europa origined Akha and Dor clans, the cultural elements these clans took away to the penin sula also made the development richer and thereby made the Greek civilisation the leading civilised force around the Mediterranean about 1000 BC. Although the civilisations of `South and Central America` and those of `Anatolict and Greece`, throughout the time periods that take place in the thesis, had lived in isolation from each other, we may mention a similar development line for these communities in a rather broad sense: The appearance of cultivation as the main con sequence of the abondonment of nomadic life and the transition to the settled life, the development of so cial institutions, the emergence of occupetionel dis tinctions, the replacement of spell by religion. -2B0.In all of these civilisations, the process, of shaping Terra Cotta is based on religious and mythical back ground. Though the meening that is attributed to this background displays many differences, the saurces of ıco- nographic patterns are the thought structures which are constructed on all the conditions surrounding man. For the artist, who chooses Terra Cotta as the material for himself, the effort of becoming acquainted with the language of form that has been developed in theese civi lisations is an indispensiable struggle. -231-
Collections