`Bir dedenin kimliğinde müziğin yeri ne kadardır?` Seçkinlerin müzik eğitimi - Türkiye alevilerinin manevi liderlerini yetişmesindeki müziğin rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu tezde, Türkiyedeki Aleviliğin, kentleşme süreci içinde, temel değerlerinden olan müzik ve manevilik geleneğini ne ölçüde koruyabildiği araştırılmaktadır. Alevi maneviliğinin müziksel değerlerini yaşatan birim olarak ocaklar, onların etkin gücü olarak ta, dedeler ele alınmıştır. `Müzik ve maneviliğin Alevilik'teki temel öğeleri olan `ocak` kavramının ve `dedelik` kurumunun günümüzde korunmakta olduğu` yolundaki hipotezin denetlenmesi amacıyla, benzer bir geleneğin, yani, Hindistandaki `gharana` kavramının ve guruluk kurumunun, tanımı yapılmış, Türkiyedeki ocak/dedelik geleneğinin bugün içinde bulunduğu gerçeklerin bu tanımın özündeki belirleyici koşullara uyup uymadığını araştıran parametreler oluşturulmuştur. Gharana'yı tanımlamış olan araştırmacılar (Kippen, Neumann) bir `usta müzisyenler soyuHnun varlığı ve sürekliliğine çok önem vermişlerdir. Yapılan alan çalışması da, bu parametreye veri sağlanması amacı çevresinde örgütlenmiş, `ocak ailesinde müziğin oynadığı rol` ile, `bu müzik geleneğinin kaç kuşaktan beri sürmekte olduğu` konularında elde edilen veriler istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Çıkan sonuçlar çok öğreticidir: önce, müziğin, her `ocak geleneği` içinde, muhakkak önemli bir rol oynamadığı, bazı ocaklarda, `dedelerin müzikle uğraşmasının gerekli olmadığı` yolunda açık bir tavır bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu gözlem `müzikle- uğraşan-dedeler` içeren ocakların içermeyenlerden ayırdedilmesi gereğim doğurmuştur. İkinci olarak, dedeleri müzikle uğraşan ocakların müzik yeteneklerini kuşaktan-kuşağa aktarmayı ne ölçüde başarmış oldukları-gharana geleneğinden ödünç alınan ölçütler kullanılarak- ölçülmüştür. Bunu başarmış olan ocaklarda, `müziksel soy` kavramıyla dile getirilebilecek bir özellik ayırd edilmiştir. Müziksel soya sahip ocakların örneklemdeki toplam ocak sayısına oranı 14/24; yani %5833tür. Bu oran, Alevilik içersinde, kentleşmenin getirdiği maddî-manevî değişme sürecinin sarsıntılarına karşın, a) ocağın maneviliğin kaynağında görüldüğü, b) manevi liderlik konusunda, müziğin en önemli rollerden birini oynamayı sürdürdüğü, yolunda bir gösterge sağlamakta, hipotezi doğrulamaktadır. Alan çalışmasında, ocak aileleri (dedeler), arasında yürütülen veri toplama çabasına ikoşut olarak, aynı türden verilerin a) ocak ailesine bağlı inanç topluluğunun bireyleri (talipler) arasında, ve b) 1980 sonrasının yeni bir alevi örgütlenmesi türü olan dernek ve vakıf yöneticileri arasında da, toplanması yoluna gidilmiştir. Bu anketlerden elde edilen istatistiki eğilim göstergeleri de, `ocak` ortamında elde edilen göstergelerle uyumludur. ABSTRACT `How much of the basic values of Alevism, related to music and spirituality, have been preserved in the process of urbanization?` is the question addressed in this thesis. The ocak-s are viewed as the units that preserve the musical values of Alevi spirituality, while the dede-s are seen as the driving force of the ocak-s. A hypothesis such as The ocak concept and the dedelik institution, that are the basic elements of music and spirituality of Alevism, are still being preserved today.` has been put to trial through comparing them to the similar Indian concept of a `gharana` and the institution of a `guru.` The Indian concept and institution are first defined, then, through parametres using the essential determining standards of these two, an assessment is made of whether or not the present day state of the Turkish tradition of ocak and dedelik can be said to comply with these determining standards. Researchers who described the gharana (Kippen, Neumann) have emphasized the existence of a `lineage of master musicians` and its continuity. So, the field research conducted for this thesis also was organized around the aim of supplying data for a parametre using these standards. Data obtained through the questions, `What role does music play within the ocak family?` and `For how many generations has this musical tradition been continuing?` were fed into statistical patterns. The results obtained are very instructive: first, it was observed that music does not necessarily play an important role in every `ocak tradition` and there is an overt statement, in some ocak-s, that ` 'dede-s do not need to be active musicians.` This observation compelled the researcher to distinguish the ocak-s with `musically- active-dede-s` from those that are without. Second, the degree of success with which the ocak-s with `musically-active-dede-s` transmitted their musical capabilities from generation to generation was measured, using criteriae borrowed from the gharana tradition. Those ocak-s that were found successful in this regard were considered as possessing a special character referred to as a `musical lineage.` The rate of ocak-s with a musical lineage within the whole sampling is 14/24; i.e., 58.33%. This rate indicates that, despite the state of instability caused by a process of material and spiritual change typical of an era of urbanization, a) the Alevis see the ocak as the source of spirituality, and that b) their spiritual leaders still give great iiiimportance to music during their activities. These indications are a confirmation of the hypothesis. During the field research, efforts were also made, parallel to the efforts for gathering data among the ocak families (dede), to conduct two more surveys of the same nature among a) individuals from the congregations attached to the ocak families (talip), and b) the administrators of associations and foundations that are products of a new trend of organization of the post- 1980 era. The tendencies appearing through these statistical indications are also compatible with those obtained as a result of the survey within the ocak families. IV
Collections