Aloş Germaner heykelinde form-anlam ilişkisinin gösterge bilimsel çözümlemesi (Ek I katalog)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Çalışmamız Aloş Germaner'in `olgun dönem` olarak adlandırılan ve 1980'li yılların sonuyla 1990'lı yıllara tarihlenen döneme ait yapıtlarım ve sanatçının biçim ve biçem özellikleriyle çalışma tarzına ilişkin ilk ipuçlarının görüldüğü Aloşname desen dizisini kapsayan bir anlam çözümlemesini içermektedir. Birinci bölümde bir anlam çözümleme yöntemi olan göstergebilimin ana çizgileri ve kısa tarihçesi üzerinde durulmuş ; ikinci bölümde ise çalışmamızda izlenecek olan yol açıklanmıştır. Paris Göstergebilim Okulu'nun önerdiği yöntemin Aloşname desen dizisine uygulanabilirliği nedeniyle üçüncü bölümde bu yöntem uygulanmış; yontuların incelenmesinde ise sanatçının kullandığı formlar ve simgelerin yananlamlarının veri olarak kullanıldığı, yananlamların çözümlemesine yönelik bir yol izlenmiştir. Gerek Aloşname' de, gerekse yontularda sanatçının kariyeri boyunca yeğlediği formlar ve bu formların dönüşümü irdelenmiştir. Buna göre Aloş 'un kariyerinde, kullandığı formlar açısından üç dönemin ayırt edilebildiği görülmüştür: kütlesel formlar kullandığı erken dönem; formları parçalamaya başladığı arayış dönemi; hem kütlesel, hem de parçalanmış formları birlikte kullandığı olgun dönem. Ancak, bu özelliğin, sanatçının bir döneminde kullandığı formları kariyerinin diğer dönemlerinde tümüyle terk ettiği anlamına gelmediği ve örneğin erken ya da arayış döneminde kullandığı formları kariyerinin `olgun dönem` olarak adlandırdığımız geç 1980'ler ve 1990'lı yıllarında da yeni formlarıyla birlikte ve farklı bağlamlarda kullandığının altı çizilmiştir. Sanatçının bu özelliği, formlarında `çevrim` olduğu biçiminde yorumlanmıştır. Bu çevrimin Aloş 'un sanatında salt biçimsel değil, anlamsal açıdan da söz konusu olduğu ve erken dönem çalışmalarında var olan temaların olgun dönem yapıtlarında da kopuntusuz olarak varlığını sürdürdüğü olgusu üzerinde durulmuştur. 108Aloş'un sanatının kaynaklan üzerinde durulmuş ve bu kaynakların iki yönlü olduğu görülmüştür: mitoloji ve sanatçının eğitimciliğinden kaynaklanan biçimsel özellikler. Sanatçının Temel Sanat Eğitimi derslerinden kaynaklanan modüler sistemin ve değişik yapılardaki öğeleri bir araya getiriş tekniklerinin biçemini belirleyişi vurgulanmış; mitolojiyi başlangıç noktası olarak alıp dönüştürmesi tavrının altı çizilmiştir. Yöntem olarak göstergebilimi seçişimiz, önsözde de belirtildiği gibi, sanat tarihine konu olan sanatçı, yapıt ve olguların yapısalcı yönteme aslında hiç de yabancı olmamasından kaynaklanmaktadır. Sanat tarihinde yöntem olarak kullanılan ikonografik çözümleme bir tür yapısalcı çözümlemedir ve kurucusu Erwin Panofsky sanat tarihinin Saussure'ü olarak adlandırılmaktadır. 138 Bu bütünceye kuşkusuz birçok açıdan yaklaşma olanağı bulunmaktadır. Her bir açıdan yapılacak inceleme, çözümleme ve yorumlar o yapıtın ya da yapıtlar bütününün hacmini genişletir. Bizim, Aloş'un yapıtlarına yönelik anlam çözümleme çabamızın amacı, esas olarak bir biçim sanatı olan yontunun, anlamdan soyutlanmadan, formun arkasını da görerek anlamı dördüncü bir boyut olarak incelemeye katmaktır. Bu çalışmanın sonucunda Aloş'un yapıtlarıyla ilgili değerlendirmelerde eksik kalan kimi noktaların anlam zemininde buluşulduğunda bütünlendiği ve sanatçının biçimsel farklılık gösteren desen ve heykellerinin aslında kopuntusuz bir bütün oluşturduğu bir yöntem çerçevesinde belirtilmiş ve sanatçının kullandığı formların salt göndergelerinin değil, tüm göndermelerinin çözümlenmesine yönelik bir anlam çözümleme çalışması gerçekleştirilmiştir. 138 Donald Preziosi, Rethinking Art History. New Haven & London: Yale University Press, 1989, s.130. 109 SUMMARY Our work includes a meaning analysis that comprises Aloşname drawing series in which the first clues about the artist's form and style properties are seen. It also includes his working style and his works that belong to the end of 1980's and 1990's which are named as the mature period of Aloş. In the first part, the basic lines and the short story of semiotics that is a method of meaning analysis is emphasized, and in the second part, the way to be followed in our work has been explained. As the method, which Paris Semiotics School suggested, can be applied to the drawing series of Aloşname, this method has been applied in the third part. And the examination of the sculptures, a kind of method that deals with the connotation analysis has been followed and in this method, the connotations of forms and symbols of the artist has been used as data. Both in Aloşname and sculptures, the forms that the artist has preferred in his career and the transformation of these forms have been examined. According to this, it has been seen that, in the Aloş' s career, the forms that the artist has used include three periods: the early era whis he used massive forms; the searching era when the forms began to break up, and the mature era in which both massive and broken forms have been used together. But this does not mean that the artist has given up the forms completely which he has used in one of his eras. He has also used the forms of early or searching era with his new forms together in the late 1980's and 1990's which we name as the mature era of his career. This property of the artist has been interpreted as a `cycle` in his forms. It has been emphasized that this cycle has not only been accepted as merely formal but also as semantic in Aloş's art and the themes that have existed in the early eras have also existed in the mature era continuously. 110The sources of Aloş's art have been emphasized and it has been seen that these sources have two concepts: mythology and formal features that arise from the artist's educational experiences. The module system that arised from the artist's Basic Design lessons and his defining the style by combining the elements with different structures have been examined. And it has also been underlined that he has accepted the mythology as a starting point and transformed it. As it has been indicated in the preface, we have chosen semiotics as a method because the artist who becomes a subject in the history of art, structures and facts are not alien to structuralist method. Iconographic analysis is a kind of structuralist analysis that is used in the history of art and its founder Erwin panofsky has been named as Saussure of the history of art. Of course, there has been many ways of approaching this corpus. The examination that will be done in many ways, also analyses and interpretations enlarge the volume of that work or the whole of works. The aim of our trying to analyse the meaning of Aloş's works is basicly to examine the sculpture that is a formal art as a fourth dimention without abstracting it from the meaning and by realizing the back part of the form. 111
Collections