19. yüzyıl romantik dönem Alman Lied sanatında Franz Schubert
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Endüstri Devriminin tüm Avrupa'ya yayılmasıyla oluşan toplumsal değişim Burjuva sınıfını ortaya çıkarmıştır. O güne kadar Aristokrasinin egemenliğinde olan güzel sanatlar yeni bir üslup olmaktan öte insan yaşamının bütün alanlarını kapsayan bir bilinç değişimi olarak karşımıza çıkar. `Romantizm` olarak adlandırılan bu akım bir orta sınıf hareketidir. Artık, sanatçı esin kaynağını Antik dünyanın klasik kültür yapıtlarında değil; kişinin kendinde, duygularda ve düş gücünde bulur. Bireysellik ön plandadır. Güçlenmekte olan Burjuva sınıfı hemen hemen yalnızca maddi değerlere önem vermektedir. Geleneksiz ve kültürsüz bir kent yaşamı doğmaktadır. Sanatçılar, bir yanda kendilerini hor gören, küçümseyen, bir yanda da değer verip öven iki aşırı ucun ortasında kalmışlardır. Kendilerini güven içinde hissetmezler. Bu ortam, Romantik sanatçıda olumsuz dünya görüşüne neden olur. Gerçek dünya ile duygular arasındaki uçurum, sanatçıyı düş dünyasına, geçmiş özlemlerine, maceracılığa ya da mistik alanlara doğru iter. ( nua-ma [ ) ^ ( * 1789 Fransız Devrimi ile özgürlük ve eşitlik ilkesi sloganlaşmıştır. Demokrasi kavramının tüm Avrupa toplumuna yayılması bütün sanat dallarını da etkilemiştir. Müzik, saray odalarından konser salonlarına taşınmaktadır. Besteciler, amatörlerin çalabilecekleri kolaylıkta yapıtlar bestelemektedir. Çalgıların sınırlarını zorlayan besteler de yaparlar. Sanat formu yerini daha az ciddi ve şematik olmayan kalıplardan oluşan sistemlere bırakmaktadır. Seslerle resimler çizebilen, duyguların coşkusunu, yaşamdaki küçük şeyleri, doğadaki ayrıntıları, sıradan insanları [anlatan küçük sanat şarkıları bestelenir. `Lied`sıradan insanları anlatan küçük sanat şarkıları bestelenir. `Lied` adı verilen bu sanat şarkılarının en usta bestecisi Franz Schubert'tir. Schubert, klasik dönemin bitip Romantik akımın başladığı dönemin başında Avusturya'da dünyaya gelmiştir. (1797-1828). Schubert, kısa yaşamı boyunca sanatçı gruplarla hep iç içe olmuştur. Altı yüzden fazla şarkıdan oluşan bir miras bırakmıştır. İnsan sesinin tüm niteliklerine hakim muhteşem bir anlayışla bestelerini yapmıştır. Müzikte şiirin ruhunu ve özünü yakalar. Günümüzde bütün dünyada şarkıcıların kendilerini tanıtmaları açısından Lied konserleri önemli olmuştur. Sanatçılar, teknik donanımlarını eleştirmenlere ancak konserlerde göstererek kendileri için bir fırsat yaratırlar. Bu tez konusu, Lied Sanatını ve onun oluştuğu dönemi F. Schubert'le birlikte ele almaktadır. The changes in society brought about by the industrial revolution as it spread throughout Europe gave rise to the bourgeoisie class. The subsequent change in fine arts, which up to that had been exclusively in the hands of the aristocrats, went beyond that of simply a new trend to a conscious change that reflected the totality of man's life. Termed `Romanticism`, this new art movement basically developed out of the middle class. With this fundamental change, the inspiration for art forms shifted from that of the classical cultural works of the Antique Age to that of the feelings and dreams of the individual himself. Individuality and singularity thus became of utmost importance. The new strengthening bourgeoisie class limited its valuations to that of the material world. A new urban lifestyle without tradition and without culture appeared. Artists found themselves in a dilemma for on the one hand they were ridiculed and mocked and on the other they were revered and emulated. Artists could not feel secure in this kind of situation. This sense of insecurity had a negative effect on the romantic artist who began to perceive of a threatening world. The big discrepancy between the real world and the imaginary world led the artist to a longing for the past and a desire for adventure or mysticism. With the French Revolution freedom and equality came to the fore. The concept of democracy that began to spread throughout all European societies also had a profound effect on all branches of art. Music moved out of palace salons and into concert halls. Composers began to compose music that could easily be played by amateur musicians while other compositions tested the limits of the day's instruments. Traditional artistic forms were replaced by systems that were neither as serious nor as schematic. The little artistic songs and melodies composed were those that one could paint by,VII that boosed the spirits, that symbolized the minor details of life and nature and represented elements with which the common man could identify. Franz Schubert was the master of these kinds of art songs termed `Lied`. Schubert was born and lived in Austria at a time that marked the close of the Classical Period and the beginning of the Romantic (1797-1828). In his short life Schubert immersed the world of arts and artists and left the world a cultural heritage consisting of more than sixhundred songs. The songs he composed were finely attuned to the full capabilities and range of the human voice. His music captures the spirit and character of poetry. Today in every part of the world Lied concerts represent a significant opportunity for serious singers to prove themselves and their art. It is only at concerts of this kind that artists can exhibit their technical skills to critics. This thesis is an investigation both into the art of the Lied and that of the composer Franz Schubert who developed this art form.
Collections