Tarihe bakış açısından Ziya Gökalp ve Ali Şeriati sosyolojilerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Ziya Gökalp ve Ali Şeriati Türkiye-İran sosyoloji literatürlerini sosyolojik çalışmaları sayesinde zenginleştirip ölümsüzleştiren iki sosyolog olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu iki sosyolog yaşadıkları dönemde mevcut sosyal sorunlara köklü çözüm önerisi getirmek uğruna büyük gayretler sarfetmiş ve sosyal sorunlara çözüm üretme yolunda sosyolojiye kurtarıcı gözüyle bakmışlardır. `Tarihe bakış açısından Ziya Gökalp ve Ali Şeriati sosyolojilerinin karşılaştırılması` başlığı altında yapmış olduğumuz bu çalışmada her iki sosyologun üzerinde yoğunlaştıkları konularla ilgili görüş ve düşüncelerini ortaya koymaya çalıştık. Çalışmanın içeriğinden de anlaşılacağı gibi Ziya Gökalp ile Ali Şeriati'nin birçok konuda benzer yönlerinin olduğu gibi bir çok konuda da farklı yönleri bulunmaktadır. Her iki sosyolog da medeniyetin uluslararası, kültürün ise ulusal nitelikli olduğu kanısındadırlar. Ayrıca Gökalp ve Şeriati medeniyetin bir başlangıcı ve bir de sonu olduğuna inanmaktadırlar. Bu düşünürler medeniyetin hızlı gelişmesinin toplum açısından zararlı olduğunu söylemektedirler. Ziya Gökalp ve Ali Şeriati İslamiyeti değişime açık bir olgu olarak görmektedirler. Her iki düşünürde İslam dinini, sosyal bir din olarak, insanlara sadece öbür dünya değil, belki bu dünya ile ilgili düzenlemeler getirdiğini söylemektedir. Şeriati ve Gökalp İslam'ın teolojisinden ziyade sosyal yönüyle ilgilenmektedirler. Her iki düşünür de araştırmanın bütün önbilgi, yargılardan soyutlanmasını, araştırmalarda tümevarımsal ve tecrübeye dayalı yöntemlerden yararlanılmasının zorunlu olduğunu söylemektedirler. Ziya Gökalp ve Ali Şeriati çok nedenliliğe inanmakta ve nedensel tekelcileri, yani tek nedeni açıklamaları eleştirmektedirler. Öyle ki Her iki düşünür de Marx'in nedensellik konusundaki yaklaşımını reddetmektedirler. Aslında Şeriati ve Gökalp'in düşüncelerinde benzerlikler olduğu kadar farklılıklarda göze çarpmaktadır.VI Şeriati medeniyeti din ile ilişkilendirmektedir. Gökaip ise medeniyetin dinden bağımsız olduğunu, hiçbir dine medeniyet adı verilemeyeceğini söylemektedir. Oysa Şeriati dinin de bir medeniyet sistemi olduğu kanısındadır. Gökaip İslam'ın Doğu medeniyetinden ayrılması gerektiğini, Şeriati ise İslam ile Doğu medeniyetinin iç içe olduğu ve Doğu medeniyetinin İslam'ı özümsemesi dolayısıyla birbirinden ayrılmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Şeriati sosyolojiyi bilim olarak benimsemekte, ancak bu bilimde bir tek sosyal olayı, değişik toplumlarda, aynı kalıpta yorumlayabileceğimiz bir genel kanunun bulunmadığını söylemektedir. Gökaip ise sosyolojinin bilim olduğunu hatta konusunun da doğa bilimlerinin konusu gibi nesnel ve pozitif olduğunu söylemektedir. Gökaip determinizmi benimsediği halde, Şeriati determinizmi reddetmektedir. Ayrıca Gökaip Islamın devlet kurmasına ve daha doğrusu devletin resmi dini olmasına karşı çıkmıştır. Şeriati ise İslam dininin bir devlet kurması için çaba göstermekteydi. Gökaip İslamiyetin ahlaki ve hukuksal bir sistem olduğunu, Şeriati ise İslamiyetin siyasal bir nitelik taşıdığını savunmaktadır. Her iki sosyolog da bilimin nesnelliği üzerinde durmaktadırlar, ancak Şeriati bilimin (insani bilimlerin) nesnelliğine kuşkuyla yaklaşmaktadır. Gökalp'e göre bilimsel araştırma özgür olmalı ve uygulama kaygısı taşımamalıdır. Şeriati ise sosyoloji alanında bilimsel araştırmanın bağımsız ve özgür olduğu düşüncesini, gerçekleşmesi güç bir ideal olarak değerlendirmektedir. Ali Şeriati'ye göre sosyoloji `nasıl olmalıdır` sorusuna yanıt verebilmektedir. Gökalp'e göre ise sosyoloji bilimsel niteliğini kaybetmemek için sadece `nedir` sorusuna cevap aramalıdır. İşbu çalışmada her iki sosyologun sosyal yaklaşımlarını ayrıntılı olarak ortaya koymaya çalıştık. VII SUMMARY Ziya Gökalp is the first to regard sociology as a positive branch of science and Ali Shariati is among the prominent sociologists in İran. So it is a business of difficulty and responsibility to put these two figures in the focus of our research. The subjects handled by Ziya Gökalp and Ali Shariati are broad and deep enough to be accepted as an art-school. It seems that those two sociologists are not known sufficiently although they have been put into a thorough and detailed investigation and analysis in terms of their world wiews and thoughts. Unlike Shariati, who is more or less known to Turks, especially to the academical persons, Ziya Gökalp is hardly ever known to the iranian society. Our objective in preparing such a thesis is to contribute to the acquaintenance with these two figures mutually in two countries. The aim is to contribute to the literature of Turkish and iranian sociology and thus to take a positive step towards bringing the sociology concepts of two countries closer together. Therefore, we have given the title `The Comparison Between Ziya Gökalp and Ali Shariati In Terms Of Their Pointview of History`. We have read all the works of Ali Shariati and Ziya Gökalp following the theoretical method. We have also tried to compile their works which deal with their approaches toward civilization, culture, sociology, methodology, society and man. The results of the research show that Ziya Gökalp and Ali Shariati have focused on the same subjects though they have lived in different periods and places. Religion, civilization, culture, history, state, society, man, consciousness, determinisme are some of the subjects both of them have deepyly contemplated. The reason for this can be sought in the fact that both sociologists have been influenced by french sociology. Both of them are of the opinion that civilization is international while culture in national. Ziya Gökalp and Ali Shariati see the İslam as a concept open to change. Both of them regard the religion İslam as a social one which brings regulations to people not only about the other world but about thisVIII world. Ali Shariati and particulary Ziya Gökalp are interested in the social aspects of the islam rather than in its teology. Both of them also criticize the approach of Marx to causality as they both belive in multi-causality. Not only are there resemblances between their views, but they have different views as well. For example, Shariati acknowledges sociology as a branch of science, but states that there is not a general law that we can think of a single Social event as true to different societies. Gökalp, on the other hand, acknowledges sociology as a branch of science and even states that its field is objective as that of the natural sciences. Gökalp adapts determinisme, but Shariati refuses it. In addition, Gökalp claims that the islam is a moral and lagel system and şeriatı' claims that it has a political quality and dimension.
Collections