Hannah Arendt`te politika ve yurttaşlık anlayışı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
VI ÖZET Hannah Arendt, siyaset felsefesine yaptığı katkılarla günümüzde üzerine en çok çalışılan, 20. yüzyılın en önemli filozofu olarak kabul edilmektedir. Arendt'in Rahel Varnhagen: Yahudi Bir Kadının Yaşamı 'ndan başlayarak bitmemiş çalışması Zihnin Yaşamı 'nda son bulan düşünme ve yazma serüveni boyunca tüm eserlerini bir noktada kesen temel izlek, en üstün insanî edim olarak politikadır. Arendt' te politika, bu hayatı yaşanmaya değer kılan yegâne etkinliktir. Çoğulluk durumunu gerektiren tek etkinlik olarak politika, yalnızca insanların birlikte eylemiyle ortaya çıkar. Kamusal alanda icra edilen bu birlikte eylem dolayımıyla ortaya çıkan kolektif iktidar, Arendt'in aktif ve katılımcı yurttaşlık anlayışının temelini oluşturmaktadır. Egemenliğe dayalı bir iktidar anlayışının sonucu olan bugünkü politika anlayışı politikayı profesyonel politikacıların işi olarak gördüğünden, yurttaşlık pratiğini genel oy hakkıyla sınırlamaktadır. Yurttaşlığın sadece kolektif bir kimliğe ve sosyal haklara sahip olmaktan öte politik bir faaliyet olduğunu söyleyen Arendt, yurttaşlığın katılımcı boyutuna dikkat çekerek, parlamenter demokrasilerin temsili katılımına karşı konsey sistemini önermektedir. Yurttaşların kendi inisiyatifleriyle yarattıkları, devrim süreçlerinde spontane bir şekilde ortaya çıkan federe konseyler, doğrudan katılımı mümkün kılan olası tek örgütlenme biçimidir. Konsey sistemi ve kendi kendini seçen politik elit anlayışıyla yurttaş katılımı için çözüm öneren Arendt'in yurttaşlık tartışmalarına asıl katkısı ise bize sunduğu kavramsal araçlarla düşünmenin açtığı yeni ufuklardır. Doğumluluk, kolektif iktidar, haklara sahip olma hakkı, genişletilmiş zihniyet gibi kavramlar çoğul haldeki insanların eylemlerini, yargıda bulunmalarını mümkün kılacak, yani `iyi yurttaş`ı yaratacak yeni bir yurttaşlık anlayışının felsefi ve politik zeminini hazırlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Hannah Arendt, Politika, Yurttaşlık, Kamusal Alan, İktidar, Genişletilmiş Zihniyet. VII SUMMARY Due to her contribution to the political philosophy, Hannah Arendt, today, is welcomed as the most important philosopher of the 20th century. Politics, the highest human faculty, cuts through her whole work, starting with Rahel Varnhagen: The Life of a Jewess and ending with her unfinished book The Life of the Mind, as a basic motif. To Arendt, politics is a unique activity that makes life worth living. Politics demands plurality and is therefore conducted only through the people acting in concert. The collective power, performed in the public sphere, constitutes the foundation of Arendt' s active and participatory citizenship. Since contemporary approaches to politics comprehend politics as a professional occupation due to the identification of politics and sovereignty, the practice of citizenship is restricted to the universal suffrage. While Arendt put forward the fact that citizenship should be a political activity which means having more than a collective identity and social rights, she suggests a new form of participatory politics centered upon council forms against the representative participation of parliamentary democracy. These federated counsils created with the self-initiatives of the citizens and appear spontaneously during the revolutions are the only associations that make direct participation possible. Though Arendt tries to find solutions for citizenship participation with the idea of counsil system and self-chosen political elite, her real contribution to the citizenship debates is the new horizons open up by thinking with the conceptual tools that Arendt offers us. Concepts such as natality, collective power, right to have rights, enlarged mentality and etc. prepare the philosophical and political foundation of a new citizenship idea that will make plural action and judgment possible and will create the `good citizen`. Keywords: Hannah Arendt, Politics, Citizenship, Public Sphere, Power, Enlarged Mentality.
Collections