Feminist yorum stratejileriyle halk anlatıları ve günümüz popüler anlatılarına yönelik bir inceleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışma, feminist kültür kuramı ile yapısalcılık sonrası düşüncenin bakış açılarına dayanmaktadır ve toplumsal cinsiyet rolleri ve ilişkilerine dair örüntüleri nispeten tutarlı ve sistemli bir şekilde ortaya koyan anlatılar olarak, Anadolu masalları ve popüler TV dizilerinin analizini amaçlamaktadır. Kültür ürünleri olarak anlatılar, temsil ettikleri toplumsalın dinamikleri hakkında pek çok şeyi ortaya koyabilirler. Aynı şekilde, toplumsal pratikler, değerler ve deneyimleri barındıran folk ve popüler anlatılar da geniş bir kesime hitap eder, onların bakış açılarını taşır ve bir şekilde toplumsala nüfuz eden rol modeller ve davranış örüntüleri sunarlar. Bu anlatılar, birer temsil olsalar da, toplumsal olan ile aynı şekilde örgütlendikleri için, onun işleyişi hakkında tatmin edici ölçüde bilgi sağlayabilirler. Toplumsal cinsiyet rolleri ve ilişkilerinin işleyişini anlamak için, üzerinde durulması kaçınılmaz olan, temel toplumsal kurumlar, başlıca karakterler ve değerlerin de özellikle vurgulandığı, çalışmanın ilk bölümünü masalların yapıbozumcu söylem analizi oluşturmaktadır. Sonraki bölüm, popüler kültürün temsillerinden biri olarak popüler televizyon dizilerinin incelenmesine dayanmaktadır. Popüler kültür, 'modern' olanın kültürü olarak düşünülse de, pek çok açıdan folk kültürle benzerlikler göstermektedir. Folk ve popüler kültürün benzer olduğu başlıca boyutlardan biri, her iki kültürün de, toplumsal cinsiyet rolleri ve ilişkilerinin taşıyıcıları olmalarıdır. Kimliklerin inşası ve algılanmasında, dolaşımdaki medya temsillerinin önemli bir rol oynadığı günümüzde, tâbi kimliklerin hegemonik olanlara meydan okuması, televizyon anlatılarında açık olarak izlenebilmektedir. Yine de, televizyon temsillerinde yer alan toplumsal cinsiyet rol ve İlişkileri, erkeklere ve onların imtiyazlı kadınlarına ayrıcalık tanıyan yeni ataerkil tahakküm biçimlerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada kültür, otantik bir şey olarak ele almaktan ziyade, tahakküm ilişkilerini barındıran, siyasi ve dolayısıyla eleştiriye açık bir alan olarak düşünülmüştür. Anahtar Kelimeler: Toplumsal cinsiyet, deneyim, folk kültür, popüler kültür, anlatı, masal, televizyon dizileri IV ABSTRACT This study is based on feminist cultural theory and post-structuralist perspectives and aims to analyse Anatolian folk tales and popular TV serials as narratives revealing the patterns of gender roles and relations within the society in a relatively coherent and systematic way. As cultural artefacts, narratives can disclose a great deal about the dynamics of the social they represent. By the same token, both folk and popular narratives, as loci of social practices, values and experiences, address a wide range of people, convey their life perspectives and, in a way, provide them with a reservoir of role models and patterns of behaviour, which, in turn, penetrate the social. Although it is acknowledged that these narratives are representations, they, in fact, host convincing amount of data about the ways in which the social functions since those narratives are orchestrated in the same way as it is. The first part of the study relates to a deconstructionist discourse analysis of folk tales laying specific stress on the basic social institutions, main characters and values, which need to be indispensably accentuated in order to folly comprehend the ways in which gender roles and relations operate within the society. The ensuing part concerns the analysis of popular TV serials as one of the representatives of popular culture. Notwithstanding the fact that popular culture is hailed as the culture of the 'modern,' it is plausible to hold that this culture is parallel to folk culture in a myriad of ways. One prominent dimension in which folk culture and popular culture are analogous is that they both are the bearers of gender roles and relations. Our era, in which media representations in circulation play a significant role in the construction and conception of identities, the challenge to the hegemonic identities from subordinate ones can obviously be observed in TV narratives. Yet again, gender roles and relations in TV representations seem to be conveying new forms of patriarchal domination that privilege certain men and their favoured women while relegating some others. Hence, for the purposes of this study, rather than as something authentic, culture is treated as something political, involving relations of domination, and thus open to criticism. Key Words: Gender, experience, folk culture, popular culture, narrative, folk tales, TV serials
Collections