Şairler arasında kadın olmak: 80`ler sonrası Türkiye`de şair kadınlarda kimlik ve temsil sorunu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk şiiri geleneği, başlangıçtan beri eril bir söylemin egemenliği altındabiçimleniyordu. Kadınların yüzyıllardır, söyleyenden çok söylenen olarak bir `nesne'konumunu muhafaza edilişleri 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra çözülmeyebaşladı. Tanzimat'la başlayan sosyal ve siyasal hayatın Batı medeniyetine evrilmesürecinden, şair kadınların yazdıkları etkilenmeye başlamıştır.1950'den sonra Türkşiirine, o güne dek eşine rastlamadığımız, kendine özgü güçlü şiir kimliğiyle katılanGülten Akın, özellikle şair kadınlar lehine sembol bir isim olarak yol açıcı ve güvenverici bir rol üstlenmiştir. 1980'ler, şair kadınlar adına nitel ve nicel biryoğunlaşmanın tarihsel düzlemde ilk zeminini oluşturur.1980'lerden sonra kadınlar, feminist hareketin de verdiği enerjiyle, birtaraftan kamusal alana çıkarken diğer taraftan da ortaya koydukları eserlerle, Türkşiirindeki erkek egemen söylemle biçimlenmiş şair tanımının tartışmaya açılmasınısağlamışlardır. Kadınların yazınsal kimliğini ören sosyolojik koşullar, şiirdeki temsilgüçlerini de büyük ölçüde şekillendirmektedir. Şair kadınların doğduğu ortam,okuma ve yazma serüvenleri; ideolojik konumlanışları, kamusal alanda edindiklerisosyal kimlikler; ev içinde sahiplendikleri rol ve model, 1980 sonrasında ortayakoydukları şiir deneyiminin arka planını anlamamızı ve bu deneyimin hangi yöndehareket edeceğini görmemizi kolaylaştırmaktadır. 1980'lerden günümüze uzanantarihsel süreçte, şair kadınların ortaya koyduğu birikim, şair/şiir kavramlarının klâsikalgılanışının yıkıldığına ve kadınların öncülüğünde yeni bir geleneğin temellerininatıldığına işaret etmektedir.Anahtar Kelimeler: şair kadınlar, toplumsal cinsiyet, kimlik, edebi kamusal alan,1980 kuşağı. Since the very beginning, the tradition of Turkish poetry has found its shapeunder the dominant influence of a masculine rhetoric. From the second half of the19th century onwards the sustained status of women for centuries as an `object? ofbeing told what to do rather than teller on things has started dissolving. The writingsof poetesses had been affected by the evolutionary process in which social andpolitical life with the advent of `Tanzimat ? Administrative Reforms? was headingtowards the western civilization. Right after 1950, as a symbolic name, Ms. GültenAkin has assumed a pioneering and reassuring role in particular for the sake ofpoetesses through incorporating herself with an unprecedented unique strong poeticpersonality. As far as poetesses are concerned, 1980s brought into being the firstfoundation at the historical level of qualitative and quantitative concentration.1990s on, with the energy induced by the feminist movement, on the onehand women showed up more in the public arena, on the other hand through theirworks they created, it was them who enabled the opening up of the discussion for thedefinition of the Turkish poetry shaped by the masculine rhetoric. Sociologicalcircumstances that spin the literal personality of the women tend to forge in a verysignificant way their representation power in poetry. The environment into which thepoetesses were born; their reading and writing experiences; their positioningthemselves in terms of ideology; social identities they obtain in the public sphere; therole and model they assume in the household would be facilitating our appreciationfor the background of their poetic adventure in the historical process stretching from1980s up to date, and their experiences? direction. In the historical process since1980s, the pool of works by the poetesses points out the break-down of theconventional perception on the concepts of poet/poem as well as laying thefoundation for a new tradition with the leadership of the women.Keywords: poetess, gender, identity, lıterary publıc space, 1980 generation
Collections