Doğuştan böbrek ve üriner sistem anomalili hastalarda ayaktan kan basıncı monitorizasyonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: Doğuştan böbrek ve üriner sistem anomalileri (CAKUT) prenatal dönemde saptanan tüm anomalillerin yaklaşık %20-30'nu oluşturur. Bu patolojiler tek veya çift taraflı olabilir, her bir hastada farklı anomaliler eşlik edebilir (1,2).Doğuştan böbrek ve üriner sistem anomalileri, çocuklarda son dönem böbrek hastalığı nedenlerinin %30-50' sini oluşturur (2). Hastalığın prevalansı her 1000 doğumda 0,3-1,6 oranındadır (1). Böbrek ve üriner sistemin konjenitalanomalileriüriner sistem enfeksiyonları, hipertansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.Amaç: Biz bu çalışmada Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Polikliniğinde CAKUT grubuna dahil olan unilateral böbrek hipodispilazili veya unilateral skarı olan hastalarda ABPM ile kan basıncı yüksekliği ile böbrek volümü arasındaki ilişkiyi bulmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji Polikliniğinde izlenen 6-18 yaş aralığında 57 (32 kız, 25 erkek) tek taraflı küçük böbrekli hasta ile 30 gönüllü, sağlıklı çocuk (15 kız, 15 erkek) kontrol grubu olarak alındı. Hasta ve kontrol grubunun poliklinik ortamında kan basınçları ölçüldü ve 24 saatlik ayaktan kan basıncı monitorizasyonu (ABPM) yapıldı, serum Sistatin C ve kreatinin düzeyleri ölçülerek böbrek fonksiyonları belirlendi. Plazma renin ve anjiotensin 2 düzeyleri ölçüldü. Üriner sistem ultrasonografisi ve üst batın magnetik rezonans görüntüleme ile böbrek volümleri hesaplandı ve boya indekslendi. Ayrıca DMSA'da küçük böbrek aktivitesi hesaplandı.Bulgular: Bizim çalışmamızda polikilik kan basıncı ölçümlerinde hasta ve kontrol grubu arasında bir fark bulunmadı. ABPM ile kan basıncı ölçümlerinin karşılaştırılmasında ise iki grup arasında ''Düşüş''(Dipping) dışında anlamlı fark olmadığı görüldü. Çalışmamızda 57 hastanın 5'inde ambulatuar hipertansiyon saptandı, 2 hasta antihipertansif ilaç kullanmaktaydı. Toplam 7 hasta (%12,2) hipertansif olarak kabul edildi. Hipertansifgrupta renin anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0,040). Ayrıca tüm hastalar ele alındığında hipertansiyon ile GFR arasında negatif bir korelasyon vardıHipertansiyonu olan hastaların DMSA da küçük böbrek fonk(%) düşüktü (p=0,015).Aynı zamanda kan basıncı ile DMSA'da küçük böbrek aktivitesi arasında da negatif korelasyon saptadık.Manyetik rezonans incelemesinde (cm3) hipertansif hastaların büyük böbrek volümü (BBV) hipertansif olmayanlara göre artmıştı (p=0,026).Hasta grubunda hemen hemen tüm kan basıncı parametreleri ile USG BBV ve BBVi, MR BBV ve BBVi arasında pozitif korelasyonlar saptandıSonuç: Doğuştan böbrek ve üriner sistem anomalili soliter böbrekli hastalarda hipertansiyon, kronik böbrek hastalığının gelişimi için önemli bir risk faktörüdür. Tek taraflı küçük böbreklerde hipertansiyon oranını normal populasyone göre yüksek bulundu.Bu bulgular bize tek taraflı küçük böbrekli hastalarda küçük böbreğin fonksiyonu ve GFR'un azalmasının kan basıncı üzerinde etkili olduğunu düşündürdü. İlginç olarak hipertrofiye uğramış böbreğin volümü ile de kan basıncı arasında pozitif korelasyon mevcuttu. Bu bize muhtemelen intrauterin dönemde kompensatuar hipertrofinin gelişmesinin postnatal dönemdeki kan basıncının yükselmesi üzerine etkilerinin olduğunu göstermektedir. Bu sonuç kompensatuar hipertrofinin gelişmesine yol açan hiperfiltrasyonun sağlam böbreğe zarar verebileceğini düşündürdü.Anahtar kelimeler:Çocukluk çağı hipertansiyonu, 24 saatlik ayaktan kan basıncı monitorizasyonu, böbrek volume, küçük böbrek, kompensatuar hipertrofi INTRODUCTION: Congenital kidney and urinary system anomalies (CAKUT) account for approximately 20-30% of the anomalies detected in the prenatal period. The prevalence of the disease is 0.3-1.6 per 1000 births. Anomalies of the congenital kidney and urinary tract can lead to urinary tract infections, hypertension and renal failure, accounting for 30-50% of end-stage renal failure in children.OBJECTIVE In this study, we aimed to investigate the relationship between blood pressure and volume in patients with renal hypodisplasia and unilateral renal scarring.MATERIALS AND METHODS: This study included 57 (32 female, 25 male) children with unilateral small kidney and age, gender and BMI similiar 30 healthy children (15 girls, 15 boys). All subjects were evaluated by casual and ambulatory BP measurements. Ambulatory BP findings were classified according to the updated American Heart Association recommendations in children. Plasma renin activity (PRA) and angiotensin 2 was measured in all patients and controls. Serum cystatin C, creatinine levels were measured and renal functions were determined. Renal US and MR examinations were performed in the patient and control group. Total renal volume was calculated and adjusted to height (defined as renal volume index). Small renal activity was also calculated in DMSA. RESULTS: In our study, no difference was found between the patient and the control group in the polyclinic blood pressure measurements. In comparison of ABPM and blood pressure measurements, there was no significant difference between the two groups (except Dipping). In our study, ambulatory hypertension was detected in 5 of 57 patients and 2 patients were using antihypertensive medication. A total of 7 patients (12.2%) were considered hypertensive. Renin was significantly higher in hypertensive group (p = 0.040). There was also a negative correlation between hypertension and GFR in all patientsPatients with hypertension had lower renal function in DMSA (p = 0.015). We also found a negative correlation between blood pressure and small renal activity in DMSA. Magnetic resonance imaging (cm3) showed that patients with hypertension had higher renal volume (BKV) than non-hypertensive patients (p = 0.026). There were positive correlations between USG BKV and BKVi, MR BKV and BKVi with almost all blood pressure parameters in the patient group.CONCLUSION: Hypertension is an important risk factor for the development of chronic kidney disease in patients with congenital renal and urinary tract anomalies. The rate of hypertension in unilateral small kidneys was higher than the normal population. These findings suggest that the function of small kidney and decreased GFR in patients with unilateral small kidneys are effective on blood pressure. Interestingly, there was a positive correlation between the volume of hypertrophed kidney and blood pressure. This suggests that the development of compensatory hypertrophy in the intrauterine period probably has an effect on the elevation of blood pressure in the postnatal period. This result suggested that hyperfiltration, which led to the development of compensatory hypertrophy, could damage the healthy kidney.Key Words: Childhood hypertension, ABPM, kidney volume, small kidney, compensatory hypertrophy
Collections