İşeme güçlüğü ile başvuran erkeklerde ürodinami sonucunu öngören faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Mesane çıkım tıkanıklığı ve/veya detrusor kasılma bozukluğu, erkeklerde işeme güçlüğüne neden olur. Bu iki patolojiyi birbirinden ayırt etmek için genelde ürodinamik çalışmalar gibi invaziv tetkikler kullanılmaktadır. Amacımız kliniğimizde ürodinami ile değerlendirilen ve işeme güçlüğü olan erkeklerde; ürodinami sonucunu öngören klinik ve non-invaziv bulguları değerlendirerek, hastaları invaziv bir girişimden koruyup koruyamayacağımızı belirlemek.Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde 2010 ile 2017 yılları arasında ürodinami ile değerlendirilen 529 erkek hastanın tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Ürodinami öncesi yapılan değerlendirmede primer şikayeti işeme güçlüğü olan 238 hasta tespit edildi. Nörolojik işeme güçlüğü olan 65 hasta elendikten sonra, kalan 173 hastanın basınç akım çalışma sonuçları incelendi. Gammie ve ark. yapmış olduğu sınıflama kullanılarak 47 hastaya MÇT, 43 hastaya ise DKB tanıları koyularak çalışmaya dahil edildi. Bu 90 hastanın demografik özellikleri, semptomları, dijital rektal muayene bulguları, laboratuar tetkikleri ve ürodinami parametreleri değerlendirildi.Bulgular: Ortalama yaş, MÇT, DKB gruplarında sırası ile 60.4 ve 58.3 olarak hesaplandı. Dizüri hariç diğer semptomlarda anlamlı fark saptanmadı. Dizüri MÇT lehine anlamlı saptandı (p:0,025). İdrar yapma durumu (spontan, temiz aralıklı kataterizasyon, kalıcı katater) incelendiğinde, 2 grup arasında anlamlı fark saptandı. (p:0,022). Serbest üroflovmetride yer alan; maksimum akım hızı, PMR ve hesaplanan DeltaQ değerleri 2 grup arasında farklı saptandı. P değerleri sırası ile 0.003, 0.045, 0.046 idi. Ürolojik operasyon geçirme öyküsü 2 grup arasında istatistiksel olarak anlamlıydı (p:0,020). Rektal tuşe ile yapılan prostat muayenesi sonuçlarına göre; MÇT tanısı olan hastaların prostat büyüklükleri daha büyük saptandı. (p:0,040)Sonuç: Çalışmamız sonucunda; ilk başvuru sırasında, medikal öyküsünde idrar yapamadığı veya ciddi rezidüleri kaldığı için TAK yapan ya da kalıcı katater kullanan ve daha önce alt üriner sistem ile ilişkili ürolojik operasyon geçiren hastalarda tanı olarak detrusor kasılma bozukluğunu mesane çıkım tıkanıklığına göre daha ön planda düşünmemiz gerektiğini ve serbest ürolovmetrideki akım hızlarına göre hesaplanan DeltaQ değerinin MÇT ve DKB'yi ayırt etmede kullanılabilecek non-invaviz bir tetkik olabileceği sonucuna vardık. Objectives:Bladder outlet obstruction (BOO); acompanying detrusor underactivity (DU) or as a seperate entity causes voiding difficulties in male patients. To make a distinction between these two different pathologies invasive interventions such as urodynamic studies are performed in routine clinical practice. We aimed to evaluate the non-invasive clinical findings likely to predict urodynamic results on male patients who had been undertaken urodynamic tests with the primary bother of voiding difficulty so as to determine if we can avoid conducting any unnecesary invasive interventions on these patients. Materials and Methods: The clinical records of 529 male patients who were evaluated with urodynamic studies in our clinic between the years of 2010 and 2017 has been retrospectively studied. 238 patients presenting with voiding diffuculty during history taking process prior to urodynamic tests has been identified. 65 patients were excluded from the study due to existence of neurologic comorbidities, The results of pressure flow study of the remaining 173 patients were examined. 47 patients underwent BOO and 43 patients underwent DU diagnoses using the Gammie et al classification system and were included in the study. The demographic datas, lower urinary tract symptoms, digital rectal examination findings, laboratory test results and urodynamic test parameters of all 90 patients included into the study were evaluated. Results: Median age, BOO and DU calculated as 60.4 and 58.3 orderly. No significant difference was found in other symptoms except dysuria. Dysuria was found to be significant in favor of BOO (p: 0,025). Nevertheless statistically significant difference was found regarding the type of voiding (spontaneous voiding, intermittent cathetherisation assisted voiding, indwelling foley cathather assisted voiding). (p: 0,022). In the free uroflowmetry; maximum flow rate, PMR and calculated DeltaQ values were different between two groups. p values were 0.003, 0.045, 0.046, respectively. The history of urological operation was statistically significant in two groups (p: 0,020). According to the results of prostate examination performed with rectal examination; the prostate sizes of the patients with the diagnosis of BOO were larger. (p = 0.040)Conclusions: As a conclusion of our study we learned that detrusor underactivity should be more readily considered than the blader outlet obstruction in patients with history of urinary retention and patients using intermittent cathetherisation or idwelling foley cathather; for not being able to urinate or having serious postvoiding residual urine left in bladder and in patients undergoing urological surgery previously associated with lower urinary system in clinical practice. We concluded that the DeltaQ value calculated according to the flow velocities in free urolovmetry may be a non-invasive test which can be used to differentiate between BOO and DU.
Collections