Enfektı̇f endokardı̇t cerrahı̇ tedavisinin orta ve geç dönem sonuçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmaya İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda enfektif endokardit nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan 20 hasta dahil edildi. Çalışmada enfektif endokardit cerrahisinin orta ve geç dönem sonuçlarının belirlenmesi amaçlandı. Veriler retrospektif olarak incelendi. Endokardit tanısı alan hastaların demografik verileri, laboratuvar ve ekokardiyografi bulguları, uygulanan cerrahi işlem özellikleri, komplikasyonlar ve sonuçları incelendi. Hastaların mortalite ve morbidite oranları endokardit türleri ve ameliyatta kullanılan protez kapak tiplerine göre karşılaştırıldı. Hastaların yaş ortalaması 45,1±17,25 yıl olarak bulundu. Hastaların 12'si erkek (%60), 8'i kadın (%40) idi. Hastaların %80'inde doğal kapak, %20'sinde protez kapak endokarditi saptandı. Hastaların ortalama takip süresi 3,30±1,82 yıldı.Elde edilen veriler sonucunda komorbidite varlığı ve nörolojik komplikasyonlar kötü prognoz belirteci olarak saptandı. Postoperatif düşük sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun morbidite ile anlamlı ilişkisi olduğu sonucuna varıldı. Hastalarda görülen postoperatif EF düşüklüğü; preoperatif EF düşüklüğü ile beraberdi. Bu bulgu da bize postoperatif EF düşüklüğünün mevcut literatürlerde kötü prognostik faktör olarak bahsedilen düşük preoperatif EF'nunun sonucu olduğunu düşündürdü. Doğal kapak endokarditi nedeniyle opere olan hastaların sonuçlarının diğer endokardit türlerine göre daha iyi olduğu bulundu. Bu çalışma bize komorbidite ve komplikasyonlar varlığında EE yönetiminin zor olduğunu göstermektedir. Ayrıca, doğal kapak endokarditlerinin yönetiminin protez kapak endokarditlerine göre muhtemelen redo vaka olmaması nedeniyle sağkalım ve yaşam kalitesini de içeren daha iyi cerrahi sonuçlar sağladığını göstermiştir. Twenty patients receiving surgical treatment due to infective endocarditis at Istanbul University-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Medical Faculty, Department of Cardiovascular Surgery were included in this study. In the study, it was aimed to determine the mid and late term results of the infective endocarditis surgery. The data were examined retrospectively. The demographic variables, laboratory and echocardiographic findings, characteristics, complications and results of surgical procedure of the patients diagnosed with endocarditis were examined. The mortality and morbidity rates of the patients were compared in terms of the types of the endocarditis and prosthetic valve that were used in the surgery. The mean age of the patients was 45,1±17,25 years old. Twelve (60%) of the patients were male and 8 (40%) were female. It was detected that 80% of the patients had native valve and 20% had prosthetic valve endocarditis. The mean follow-up period of the patients was 3,30±1,82 years.As a result of the data obtained, the presence of comorbidity and neurological complications were detected as markers of poor prognosis. It was concluded that the postoperative low left ventricle ejection fraction had a significant correlation with morbidity. The low level of postoperative EF observed in patients was in parallel with the low level of preoperative EF. This finding suggested that the low level of postoperative EF was the result of the low level of preoperative EF mentioned as a poor prognostic factor in the current literature. The patients operated due to native valve endocarditis had better results when compared with other endocarditis types. This study showed us that the management of IE is difficult in the presence of comorbidity and complications. The management of native valve endocarditis provides better surgical outcomes including survival rates and quality of life when compared with prosthetic valve endocarditis probably due to not being redo case.
Collections