UTERUSUN SEZARYEN SÜTÜR TEKNİKLERİNİN İSTMOSEL OLUŞUMU ÜZERİNE ETKİSİ
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Amaç : İstmosel sezaryen ameliyatının geç komplikasyonlarından biridir. Risk faktörleri gibi her ne kadar cerrahi tekniği sorumlu tutulsa da, çalışmalarda hasta faktörünün de etkisi olduğu görülmüştür. Çalışmamızda uterusun farklı sütür tekniklerinin istmosel gelişimine etkisini öğrenmeği amaçladık. Gereç ve Yöntem : İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı' nda 30 hastada uterus sezaryen sırasında çift kat, kontrol grubundaki 30 hastadaysa tek kat kapatıldı. 6. ayda vajinal ultrasonla yapılan kontrolde oluşan istmoselin genişlik ve derinliğine , skar defektinde rezidual myometrium kalınlığına bakıldı. Bu tekniklerin istmosel oluşumuna etkisi araştırıldı. İstatistiksel analiz SPSS Version 20 programında yapıldı. Bulgular : Her grupta hastaların vücut kitle indeksi ve yaş açısından anlamlı fark bulunamadı ( p = 0.06 ). Tek kat tekniğindeki olguların % 65 i, çift kat tekniğindeyse % 23 - de istmosel görüldü ve fark anlamlı oldu ( p = 0.002 ). Rezidü myometrium kalınlığı (RMK), tek kat olgularda ortalama 5.7mm, çift katta ise 6.5mm olup, istatistiksel anlamlı oldu ( p = 0.04 ). Çift kat tekniğindeki olgularda uterus arka duvar kalınlığı kontrol grubuna göre daha kalın ve istatistiksel olarak da anlamlı oldu ( p = 0.046 ). RMK ile arka duvar kalınlığı arasında pozitif korelasyon görüldü. Sonuç : Bu konuda daha önce çalışmalar olsa da, çalışmamızda çift kat tekniğinde istmosel oluşumu daha az, rezidü myometrium daha kalın ve rezidü myometrium kalınlığı ile arka duvar kalınlığı arasında pozitif korelasyon gördük. Eldeki verilerin güvenilirliği için daha çok araştırma gerekiyor. Anahtar kelimeler : istmosel, sezaryen skar defekti , uterus sütür tekniği ABSTRACT Aim : Isthmocele is one of the complications of cesarean section. Surgical techniques and patient factors are considered as risk for isthmocele formation . In our study, we aimed to compare effects of single and double - layer uterine closure techniques in two groups in terms of isthmocele formation. Material and Methods : In Department of Obstetrics and Gynecolgy of Cerrahpasha Medical Faculty, Istanbul University – Cerrahpasha, we used double and single-layer technique in two groups each consisting of 30 patients. After 6 months we performed vaginal ultrasound to assess formation, width and depth of isthmocele, residual myometrial thickness (RMT) on the scar defect. SPSS Version 20 was used for Statistical analysis. Results : Difference wasn't statistically significant in terms of BMI and age of the patients in the isthmocel formation in both groups (p = 0.06). Isthmocele was observed in 65% of cases in single-layer technique and 23% of cases in double-layer technique. Also this difference was statistically significant with the p = 0.002. RMT was measured 5.7mm in single-layer technique and 6.5 mm in double-layer technique. This difference was statistically significant ( p=0.04). There was positive correlation between RMT and posterior uterine wall underneath the cesarean scar defect in patients which double-layer technique applied. Conclusion: Despite the previous studies, we observed thicker RMT, less cases of istmocele and positive correlation between RMT and posterior wall thickness with doube-layer technique. More studies need to be performed in this field. Key words : isthmocele, cesarean scar defect, uterine suture techniques
Collections