Larinks kanserinin tanı, risk, prognoz ve sağ kalımında non-invaziv biyobelirteç olarak dolaşımındaki Mİ-RNA-101-3P ve mi-RNA-21-5P`nin rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Larenks kanseri, dünya çapında en sık görülen ikinci baş boyun skuamöz hücreli karsinomudur. Türkiye'de en sık görülen ikinci malignitedir ve erkeklerde ölümün %7'sinden sorumludur. Doğru tedavinin seçilebilmesi için doğru histopatolojik tanı konması, primer tümörün yayılımının doğru bir şekilde tespit edilmesi ve doğru TNM evrelemesi yapılması şarttır. Son yıllarda moleküler biyolojinin en önemli keşiflerinden biri miRNA'lardır. Son on yılda, miRNA'lar hedef mRNA'larının ekspresyonunu kontrol ederek tümör büyümesi, invazyon, anjiyogenez ve immun yanıtta büyük öneme sahip oldukları gösterilmiştir. Larenks kanserinin moleküler mekanizmaları hala açıklanamamıştır. miRNA'ların LSCC tanısı için potansiyel biyobelirteçler olarak kullanılıp kullanılamayacağını araştırmak amacıyla bu çalışma tasarlanmıştır.Çalışmaya LSCC nedeniyle tanı almış 46 hasta ve kontrol grubu olarak 30 sağlıklı gönüllü dahil edilmiştir. Hasta ve kontrol bireylerin miR-21 ekspresyon düzeyleri ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur . Hasta grubunda miR-21'in 1,708 kat up regüle olduğu tespit edilmiştir. Hasta ve kontrol grubunun miR-101 ekspresyon düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Hasta grubunda miR-101'in 0,675 kat down-regüle olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca miR-101'in kesim değerinden büyük olması durumunda hastalık riskini 5,20 kat arttırdığı bulunmuştur.Hasta grubunda miR-21 ekspresyon düzeyleri ile klinik T, klinik Evre, patolojik T, patolojik evre, lenfatik invazyon ve kartilaj invazyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı zayıf pozitif korelasyon bulunmuştur. Hasta grubunda miR-101 ve miR-21 ekspresyonu ile patolojik N arasında istatistiksel olarak anlamlı zayıf pozitif korelasyon bulunmuştur. Klinik ve patolojik veriler arasında miR-21 ve miR-101 değerleri arasında bulunan korelasyonlar, bu mikroRNA'ların LSCC'de prognostik bir önemi olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda bu mikroRNA'lardan miR-21'in hasta grubunda önemli ölçüde artmış oluşu yeni bir terapötik hedef olabileceğini düşündürmektedir. Sonuç olarak mikroRNA'ların kanser gelişiminde önemli bir role sahip oldukları fakat çalışmaların daha büyük hasta gruplarında yapılması ile sonuçların doğrulanması gerekmektedir. Larynx squamous cell carcinoma is the second most common head and neck cancer worldwide. It's the second most common cancer in Turkey and it's responsible 7% of the cancer related deaths. In order to select the right treatment, correct histopathological diagnosis, correct staging and detection of primary tumor spread are essential. microRNAs are one of the most important discoveries in molecular biology. In the last decade, miRNAs have been shown to be of major importance in tumor growth, invasion, angiogenesis and immune response by controlling the expression of target mRNAs. The molecular mechanisms of laryngeal cancer are still unexplained. This study was designed to investigate whether miRNAs can be used as potential biomarkers and prognostic factors for LSCC.46 patients diagnosed with LSCC and 30 healthy volunteers were included in this study. There was a statistically significant difference between the mean expression levels of miR-21 in patients and control subjects. In the patient group, miR-21 was regulated up to 1,708 times. There was a statistically significant difference between miR-101 expression levels of the patient and control groups. MiR-101 was 0.675 times down-regulated in the patient group. It was also found that if miR-101 is greater than the cut-off value, it increases the disease risk by 5.20 times.There was a statistically significant weak positive correlation between miR-21 expression levels and clinical T, clinical stage, pathological T, pathological stage, lymphatic invasion and cartilage invasion in the patient group. There was a statistically significant weak positive correlation between miR-101 and miR-21 expression and pathological N in the patient group.Correlations between miR-21 and miR-101 values between clinical and pathological data indicate that these microRNAs have a prognostic significance in LSCC. At the same time, a significant increase in miR-21 of these microRNAs in the patient group suggests that it may be a new therapeutic target. In conclusion, microRNAs have an important role in the development of cancer but the studies need to be confirmed in larger patient groups.
Collections