Anadolu`da İlhanlı mimari eserleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Anadolu'da bir üslup oluşturma çabaları yolunda önemli eserler inşa etmeye başlayan ve 13.yüzyıl ilk yarısında henüz bir arayış içerisinde olan Selçuklu mimarlığı, 13.yüzyıl ortasına doğru Moğolların İç Asya'dan Anadolu'ya doğru ilerlemeleri ve ardından gelen 1243 yılındaki Kösedağ Savaşı ile farklı bir yön kazanmaya başlamıştır. 1256 yılında İlhanlı Devleti'nin kuruluşu ile İran'daki inşa faaliyetleri başlamış; ancak Gazan Han dönemi ile yeni binalar inşa edilirken, diğer taraftan yeni şehirler kurulmuş ve Moğolların İran'da tahrip ettiği yapılar ayağa kaldırılmaya çalışılmıştır. Anadolu'da Samsun, Amasya, Tokat, Sivas, Erzurum, Niğde ve Kırşehir İlhanlı mimari eserlerinin görüldüğü şehirlerdir. Günümüze ulaşan eserler arasında Samsun Kale Kapısı Mescidi, Niğde Sungur Bey Cami ve Tokat Halil Bey Cami az sayıdaki cami yapılarıdır. Kırşehir Cacabey Medresesi, Sivas Çifte Minareli Medrese, Amasya Bimarhane (Amasya Darüşşifahanesi), Erzurum Yakutiye Medresesi ve Erzurum Ahmediye Medresesi İlhanlı mimarisinin başat yapı grubu içerisinde yer alır. Niğde Hüdavend Hatun Kümbeti, Nureddin İbn Sentimur Türbesi, Kırşehir Fatma Hatun Kümbeti ve Tokat ilinde yer alan Acepşir Türbesi ile Burgaç Hatun Türbesi İlhanlı mimarisinde çeşitliliği ile dikkati çeken mezar yapıları arasındadır. Tokat Abdullah Bin Muhyi Zaviyesi ve Çöreği Büyük Tekkesi (Çöreği Büyük Cami), dönemin önemli tekke yapılarındandır. İran'da Natanz Mescidi Cami ve Oshtorjan Mescidi, İmam Medresesi (1325), 1311-1314 tarihli Ali Şah Mescidi,1325 tarihli Eziran, Dashti, Kaj camileri , (1304-1316) Sultan Olcayto Türbesi, Pir-i Bakran (1303-1312 ) ve Amu Abdullah Kümbeti (1312) Imamzade Yahya Türbesi (1261-1307), Şeyh Abdüssamed İsfahani Külliyesi ve içerisindeki hanikah ile Rab-i Rashidi kentindeki hankah yapısı İran'daki İlhanlı yapıları arasındadır.Anahtar KELİMELER : Cami, Medrese, Türbe, Hankah, İlhanlı The architecture of the Seljuk Empire was heavily influenced by the invasion of Mongols in to Anatolia during the 13th Century. After losing the their suzerainty at the Battle of Kosedag in 1243, the Seljuks were reduced to being a vassal state to the Mongol Ilkhanate state. Under the rule of Hulagu Khan, the Ilkhanates started construction projects in current day Iran. After Mahmud Ghazan Khan converted to Islam, the Ilkhanate architecture acclimatized to the region's culture, culminating in an architectural style that left us many works in Anatolia. Samsun, Amasya, Tokat, Sivas, Erzurum, Niğde and Kırşehir host a number of these works dating to the Ilkhanate period. The most notable among them are the Cacabey Madrasah in Kırşehir, Cifte Minareli (mosque with double minarets) Madrasah in Sivas, Amasya Hospital in Amasya, Yakutiye Madrasah in Erzurum and Ahmediye Madrasah. Hüdavend Hatun and Nureddin Ibn Sentimur's tombs and Sungur Bey Mosque in Niğde, the Masjid at Samsun Castle's Gate, tombs of Fatma Hatun and Burgaç Hatun, along with the Halil Bey Mosque in Tokat. Derwish lodges of Abdullah bin Muhyi and Çöreği Büyük in Tokat and tomb of Acepşir. In this thesis the architectural characteristics of these works will be analyzied, focusing on what makes them particularly Anatolian and comparing the Anatolian Ilkhanate architectural structures that are listed above with the ones that are in current day Iran. The Ilkhanate mosques in Natanz, Oshtorjan, Eziran, Dashti, Kaj; the Imam Madrasah and the tombs of Pir-İ Bakran, Amu Abdullah and Imamzadah Yahya, Olcayto, Alaaddin, Bistam tomb tower, Çelebioğlu, Sabz and İmamzade Cafer in Qum will be compared with Ilkhanate works of Anatolia.Key Words: Mosque, Madrasah, Tomb, Derwish Lounge, Ilkhanate
Collections