20 yılda ikinci kez yerinden edilmenin hafızaya ve teritorya tasavvuruna etkisi: Sur örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1990'lı yıllarda devlet politikaları ile yerlerinden edilen Türkiyeli Kürtler günümüzde bir kez daha ve yine `güvenlik` gerekçesiyle yerinden edilmiştir. Bu göç deneyimine 1930'lu ve 1990'lı yıllardaki iki büyük zorunlu Kürt göçüyle ilişkili olarak Diyarbakır'ın Sur ilçesi örneği üzerinden bakılacaktır. Sur ilçesinin nüfusunun büyük bir bölümünü, 90'lı yıllarda devlet politikaları sonucu köylerinden göçe zorlananlar oluşturmaktadır. Aynı kesim bugün bir kez daha 'güvenlik' gerekçeleri ile ilan edilen sokağa çıkma yasakları sonucu ikinci bir zorla göçe maruz kalmıştır. Bu çalışmada, söz konusu ailelerin hayatlarında süreklileşen zorla göç deneyimlerinin mekân ile kurmuş oldukları ilişkiler üzerindeki etkileri ele alınacaktır.İnsanların mekân ile olan bağı fiziksel algılamanın ötesinde boyutlar içerir. Zira yaşadıkları mekân ile ilişki kurma biçimi aynı zamanda insanın o mekân üzerinden bir kimlik geliştirme deneyimidir. Bu kimlik gelişimi kişi ile mekân arasında bir aidiyet bağı yaratır. Çalışmamızda Kürt kökenli yurttaşlar üzerinde bir devlet politikası olarak süreklileşen zorla göç pratiğine bakarken, bu pratiğin topluluk üzerindeki aidiyet duygusuna ve kolektif hafızalarında mekân/mekânsallık tasavvuruna etkisi ortaya konulmaya çalışılacaktır.Kavramlar: Mekân/mekânsallık, Yerinden edilme, Toplumsal hafıza, Yer kimliği, İnsan hakları, Sur The Kurds are currently facing another displacement policy in Turkey, which took place in Sur, district of Diyarbakir and in other towns of the Kurdish region `security reasons`, reflecting the state policies of the 1990s. The Kurds already experienced forced displacement policy in the 1930s. This thesis will focus on the forced displacement policies of the Republic of Turkey in 1930s and current displacement policies scrutinizing the case of Sur, district of Diyarbakir. Most of the people who were forcibly displace in Sur, already experienced the forced displacement of the 1990s as a state policy. Same people are displaced second time with imposed curfews based on `security reason`s. This study will be focused on the impact of the forced displacement that has been a constant factor in some of the families' life and their relation with the locality. The ties and relations of the people to spatiality includes a dimension, which is beyond physical perception. While engaging with their living space, people also develop their sense of beloning and identity. This identity development, at the same time, will strengthenthe feeling of belonging between the person and space. In our study, while looking at the practice of forced displacement that continues as a state policy on Kurds in Turkey, we will try to show that the impact of this practice on the community including the sense of belonging and its influence on the conception of space/spatiality, also shape the occurence of collective memories.Keywords: Space / spatiality, displacement, public memory, place identity, human rights, Sur.
Collections