Antik Dönem heykellerinin sergilenmesi: Sergileme ve müzecilik tarihi açısından genel bir değerlendirme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tezin konusunu Antik Yunan ve Roma heykellerinin zaman içinde değişen sergilenme biçimleri oluşturmaktadır. Heykellerin sergilenmeleri açısından incelenmelerinin sebebi, biçimsel özelliklerinden ya da işçiliklerinden bağımsız olarak yerleştirildikleri konuma göre insanlar tarafından onlara atfedilen değeri anlamaktır. Yunan Arkaik Dönemi'nde heykeller kült, kahramanlık ve kişisel temsil/otorite bağlamında çoğunlukla kutsal alanlar, kent meydanları ve nekropolis'lerde sergilenmektedir. Klasik Dönem'de heykel sanatı teknik ve estetik açıdan oldukça gelişmiş olsa da sergileme alanları konusunda geleneksel tavır devam etmektedir. Hellenistik Dönem'de özellikle kült heykellerinin sergilenişinde yenilikler görülmeye başlanır ve heykeller bilindik anlamlarının ve sergilenme şekillerinin dışında salt birer sanat eseri ve dekorasyon nesnesi olarak ele alınmaya başlarlar. Romalılar, Yunan heykeline duydukları ilgiyi yağmacılığa, kopyacılığa ve koleksiyonculuğa dönüştürmüşlerdir. Roma evlerinde heykeller hem maddi zenginliğin, hem de eğitim ve zevk sahibi olunduğunun bir göstergesidir. MS 392'de pagan dinlerin yasaklanması ile heykeller Hristiyanlığa yönelik tehditler olarak kabul edilirler ancak kutsal bağlamlarından sıyrıldıkları sürece Roma kentlerinin ayrılmaz birer parçası olmaya devam ederler. Bazı heykeller ise koleksiyonlar aracılığıyla Geç Antik Dönem boyunca varlıklarını sürdürür. Orta Çağ'a gelindiğinde hemen hemen bütün bronz heykeller eritilmiş, mermer heykellerin önemli bir kısmı ise kireç ocaklarında yakılmıştır. 15. yüzyılda Papalar sistematik olarak eski heykelleri toplamaya başlarlar. Rönesans'ın Avrupa'ya verdiği ilhamla eski heykelleri toplamak tüm kıtaya yayılan bir rekabet haline gelir ve Akdeniz çevresindeki antik kentler yağmalanmaya başlanır. Heykeller, dünyanın dört bir yanından toplanan her türlü nesne ile büyük birer merak kabinesini andıran ilk müzeler için önemli dekorasyon ve itibar nesneleri olurlar. Bu tezde antik Yunan ve Roma heykellerine yönelik zaman içinde değişen bakış açıları arkeolojik veriler ve antik yazarların anlatımıyla birlikte ele alınmıştır. The aim of this thesis is to examine the semantic process of ancient Greek and Roman sculptures according to their exhibition areas. Since 7th BC, sculptures had been the symbols of cult, personal represantation, authority and found mostly in sacred areas, necropoleis and agoras. The art of sculpture flourished in Greece through the classical period, but in spite of excellent craftsmanship, Greeks were conservative in exhibition. Hellenistic period brought many revelations in different areas as well as in sculptural exhibitions. Syncretic nature of Hellenism caused variations in sculptures, as well as their exhibition points and styles. Also as a revolutionary change, sculptures began to be used and enjoyed as absolute objects of decoration and arts. After Romans discovered Greek sculpture, they have combined it with their long established tradition of portraiture. As well as they plundered scuptures of Greek poleis, they had established many ateliers to produce copies of Greek masterpieces. Sculptures than became the very symbol of wealth and taste in Roman domus and have been found anywhere in Roman city. After 392 AD, some sculptures destroyed by Christians, but emperors continued to use visual power of sculptures. Through the middle ages nearly all bronze sculptures melted down and marble sculptures destroyed in quarries. In the 15th century, Popes started to collect ancient statues systematically. As Renaissance inspired all Europe, collecting ancient statues became a competition and turned into plundering around Mediterranean. Ancient statues were important objects also for enlightenment movement. In this thesis, all the aspects towards ancient Greek and Roman sculptures are discussed through archaeological data and narration of ancient writers.
Collections