Osmanlı Devleti`nde bilirkişilik (İstanbul örneği)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
''Osmanlı Devleti'nde Bilirkişilik (İstanbul Örneği)'' adlı bu çalışma, Osmanlı adalet sistemi içinde kadı mahkemelerine yansıyan vakalardaki bilirkişilik uygulamalarının ve mevcut bilirkişilik sisteminin işleyişinin ortaya çıkarılmasını amaçlanmaktadır.Bilirkişiler; belirli alanlarda deneyime ve yetkinliğe sahip olan, bilgi ve becerisini adli konularda mahkemelere yardımcı olarak kullanan kişilerdir. Bilirkişi uygulamalarına milattan önceki dönemlerde de rastlanmaktadır. Bu bağlamda, bilirkişilik kurumu köklü bir geçmişe sahiptir.Osmanlı Devleti'nde adalet sisteminin işleyişi, yerelde kadılar tarafından sağlanmaktadır. Geniş bir coğrafyada uzun yıllar hüküm süren Osmanlı Devleti'nin kadıları, arkalarında devasa bir kadı sicili külliyatı bırakmışlardır. Kadıların kayıt defterleri olarak tanımlanan kadı sicillerinde bilirkişi uygulamalarına rastlanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından yayınlanan sicil külliyatı ana kaynak olarak kullanılmıştır. 40 cilt ve 40.000'i aşkın vakadan oluşan bu külliyat, İstanbul'da bulunan sekiz mahkemenin (Üsküdar, Balat, Rumeli, İstanbul, Bab, Eyüp, Hasköy, Galata) kayıtlarını ihtiva etmektedir. Bu çalışmada, söz konusu kayıtlar incelenmiş ve incelenen kayıtlarda 125 adet doğrudan bilirkişilik ile ilgili örnek vaka tespit edilmiştir. Bu vakalardan 63'ü detaylı bir şekilde nitel analiz yöntemleri kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen bulgular aracılığıyla, bilirkişi uygulamalarında Ehl-i hibre, Ehl-i vukuf ve Tıbbi bilirkişi olarak niteleyebileceğimiz bilirkişi örnekleri hakkında tespitler yapılmıştır. Ehl-i vukuf kişiler toplumun güvenini kazanmış, sözlerine itibar edilen, gerektiğinde kadı efendinin görüşlerine başvurduğu insanlardır. Mahkeme kayıtlarına yansıyan keşif ve adli vaka örneklerinden anlaşıldığı üzere teknik bilgi yardımından ziyade kontrol mekanizması görevini üstlenmişlerdir. Ehl-i hibre kişiler meslek örgütleri (loncalar) içinden seçilmiş, bulundukları mesleğin usta ve uzman zanaatkar kişileridir. Kadı efendinin istekleri doğrultusunda mahkemeye yardımcı olmak amacıyla, sahip oldukları teknik bilgi ve tecrübeyi mahkemeye aktararak adli vakalarda kullanılmasına destek olmuşlardır. Bunun yanında, bazı durumlarda hekimlerin Ehl-i hibre olarak bulunduğu vakalarla da karşılaşılmaktadır. Ayrıca, bilirkişi uygulamaları içinde Ehl-i vukuf ve Ehl-i hibre kişilerin farklı sorumluluklar üstlendiği tespit edilmiş ve tartışılmıştır.Tıbbi bilirkişi olarak kabul edebileceğimiz kişiler ise mahkemenin sorumluluğundaki keşif taleplerinin gerçekleştirilmesi hususunda, kadı tarafından oluşturulan keşif heyetleri içerisinde yer almaktadırlar. Bu kişilerin ceset keşfi yapma, kimlik belirleme ve yaralanma olaylarında görüş bildirme gibi görevleri yerine getirdikleri görülmektedir. Bu çalışmada, kullanılan belgeler aracılığıyla bilirkişilerin ne şekilde ve nasıl görev aldıkları, hangi tür bilirkişilik yaptıkları, adli vakalar ve bu vakalardaki bilirkişilik uygulamaları belirlenmiştir. Sonuç olarak Ehl-i vukuf, Ehl-i hibre ve Ehl-i hibrenin içinde bulunan Tıbbi bilirkişi arasındaki benzerlik ve ayrımlar netleştirilerek, bilirkişi tanımlarının literatürde doğru bir şekilde kullanılması hedeflenmektedir. This study called ''Expertise in the Ottoman Empire (Istanbul Case)'' aims to reveal the expertise practices and the functioning of the existing expert system in the cases reflected in the Kadi courts in the Ottoman justice system.Experts are people who have experience and competence in specific areas and use their knowledge and skills to assist the courts in judicial topics. Expertise practices are also seen in before christ period. In this contect, the institution of expertise has a long history.The functioning of the justice system in the Ottoman Empire is provided by the judges in local places. The judges of the Ottoman Empire, who ruled for a long time in a wide geography, left behind a huge corpus of kadi records. Expertise practices are found in the Kadi records, which are defined as the Kadi's registry books.In this study, the corpus of Kadi records published by the Center for Islamic Studies (ISAM) was used as the main source. Consisting of 40 volumes and more than 40,000 cases, this corpus contains records of eight courts in Istanbul (Üsküdar, Balat, Rumeli, Istanbul, Bab, Eyüp, Hasköy, Galata).In this study, these records were examined and 125 case studies related to direct expertise were identified. 63 of these cases were examined in detail using qualitative analysis methods. Based on the findings, the expert groups were defined in the expertise practices, which can be defined as ''Ahl-i hibre'', ''Ahl-i vukuf'' and ''Medical expert''.Ahl-i vukuf people gained the trust of the society, are respected for their promises and when necessary, consulted by the Kadi. As it is understood from the examples of viewing and judicial cases reflected in the court records, Ahl-i vukuf people have assumed the duty of control mechanism rather than technical information assistance. Ahl-i hibre people are selected from professional organizations (lonca) and are skilled and expert craftsmen on their profession. In accordance with the demands of the Kadi, they reported their technical knowledge and experience to assist the court and this data was used in judicial cases. There are also cases where doctors are found as ''Ahl-i hibre''. In addition, it was determined that Ahl-i vukuf and Ahl-i hibre people assumed different responsibilities within the expertise practices and this issue is discussed in detail. The people who can be accepted as Medical experts are among the viewing committees formed by the Kadi in the realization of the viewing requests under the responsibility of the court. They undertake taks such as body viewing, identification and commenting on injuries. In this study, by means of the documents used, how and in what way the experts work, what kind of expertise they perform, juridical cases and expertise practices in these cases were determined. As a result, the similarities and distinctions among Ahl-i vukuf, Ahl-i hibre and Medical experts in Ahl-i hibre were clarified and it is aimed to use the expert definitions correctly in the literature.
Collections