İstanbul tabip odasına yansıyan plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi alanını ilgilendiren tıbbi uygulama hatası iddialarının medikolegal olarak değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Makul olmayan beceri veya özen eksikliğinin olduğu mesleki hatalar için kullanılan terim konusu tıp alanını ilgilendiriyorsa, tıbbi uygulama hatası ya da `tıbbi uygulama hatası` olarak adlandırılır.Dünya nüfusunun yaşlanması, sosyal medyanın etkisi gibi sebeplerle Plastik Cerrahiye ilgi artmakta, dolayısıyla da uygulanan işlem ve ameliyat sayısı artmaktadır. Kişilerin mükemmelliği araması, beklentilerinin karşılanamaması ya da hekimler hakkında çıkan olumsuz haberler, tıbbi uygulama hatası iddialarının giderek artmasını ve hekimlere karşı dava açılmasını teşvik etmektedir. Bu çalışmada, İstanbul Tabip Odasına (İTO) yansıyan, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi (PREC) alanında tıbbi uygulama hataları iddialarında toplanan verilerin karar oluşturulmasına katkılarının tartışılması amaçlandı.2011-2015 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde İTO ya kabul edilen PREC'i ilgilendiren dosyalar üzerinde geriye dönük olarak tarandı. Bu dönemde 93 başvuru olduğu, 3 dosyanın kurumlar ile ilgili olduğu, kalan 90 dosyanın ise hekimler ile ilgili şikayetler olduğu saptandı. Dosyalardan 80' inin tıbbi uygulama hatası iddiası olduğu, 13' ünün ise reklam nedeniyle yapılan şikayetler olduğu görüldü. 80 tıbbi uygulama hatası iddiası başvurlarının 53' ünün (%66) Sağlık Bakanlığı ve buraya bağlı ilgili birimlerce (SABİM, BİMER, CİMER) iletildiği, şikayetinde bulunan hastaların %78' inin kadın hastaların (62) olduğu, şikayet edilen hekimlerinin 72' sinin (%90) erkek hekim olduğu, hekimlerin uzmanlık yıllarına bakıldığında uzmanlıkta ilk 15 yıl içinde kıdem arttıkça şikayet oranı yükselirken 15 yıldan sonraki uzmanlık yıllarında şikayetlerin azaldığı, özel hastanede çalışan hekimlerin (%95) daha fazla şikayet edildiği, şikayet sebeplerinde hastaların yaklaşık yarısının sonuçtan memnun olmama, diğer yarısının ise gelişen komplikasyonlar ve sonrasındaki süreçten dolayı şikayette bulundukları, hastaların en çok sırasıyla meme, burun ve vücut şekillendirme ameliyatları sonrası şikayetçi oldukları saptandı. 5 yıllık sürede tıbbi uygulama hatası iddiası ile açılan 80 dosyadan sonuca ulaşan 67 dosyanın 48' inde (%72) tıbbi uygulama hatası yönünde bir bulgu saptanmadığı yönünde karar verildiği, 13 dosyanın halen incelemede olduğu, 12 dosyaya (%18) ise ceza verildiği tespit edildi.Tıbbi uygulama hatası iddası olgularının 10 yıl içerisinde 10 kattan fazla artması oldukça düşündürücüdür. Nüfusun yaşlanması, sosyal medya aracığıyla Plastik Cerrahi ameliyat ve işlemlerinden daha kolay haberdar olma ve artan estetik kaygılar ile başvuru sayıları artarken, mükemmelliği arama, işlemlerin artması, sonuçtan memnun olunmama ya da tıbbi olumsuzluklarda Sağlık bakanlığı aracılığıyla adli merciilere kıyasla daha kolay şikayette bulunabilme dosyalarda artışa sebep olabilmektedir. Yine de dosya inceleme sonuçlarında tıbbi uygulama hatası kararı verilmesinin önceki yıllara kıyasla düştüğü görülmesi Plastik Cerrahlar adına olumlu gelişmelerden biridir. Medical malpractice is referred as professional errors where there is a lack of unreasonable skills or diligence concerns the medical field. As the aging of the world population and the impact of social media, interest in Plastic Surgery is increasing, and thus the number of interventions and operations are increasing. The search for excellence, the failure to meet expectations or the negative news about physicians encourages the increasing number of claims of medical malpractice and the prosecution of physicians. In this study, it is aimed to discuss the contribution of the data collected in the claims of medical malpractice in the field of Plastic, Reconstructive and Aesthetic Surgery (PRAS) reflected in the Istanbul Medical Chamber (IMC) to decision making. Between 2011-2015, in the period of 5 years files concerning PRAS which was accepted to IMC, was scanned retrospectively. There were 93 applications in this period, 3 files were related to institutions, and 90 files were complaints about physicians. 80 of the files were alleged medical neglect and 13 of them were complaints due to advertisement. Of the 80 malpractice claim applications, 53 (66%) were submitted by the Ministry of Health and related units (SABIM, BIMER, CIMER). 78% of the patients were female (n:62) and 72 (90%) of the complained physicians were male. The rate of complaints rises as the seniority of the physicians increases, the complaints decrease in the years of expertise after 15 years. The number of complaints (95%) of the doctors were working in private hospitals. Approximately half of the patients complained dissatisfaction about the result and the rest complained from postoperative complications. Most of the patients complained after breast, nose and body shaping operations respectively.48 (72%) out of 67 files that were reported no evidence of malpractice, 13 files were still under investigation and 12 files (18%) were punished. The fact that malpractice cases increase more than 10 times in 10 years is quite thought provoking. Aging population, being more aware of Plastic Surgery operations and awareness through social media and increasing number of applications with increasing aesthetic concerns, may lead seeking excellence, increasing procedures. Dissatisfaction with the results or being able to complain more easily than judicial authorities through medical ministry may increase the cases. Nevertheless, it is one of the positive developments on behalf of Plastic Surgeons that malpractice decision has decreased compared to previous years.
Collections