Niğde tren garı kompleksinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışma kapsamında, Türkiye'de bulunan, tarihi, kültürel, sosyal anlamda belge niteliği oluşturan istasyon binalarının, dönemler içerisindeki kimlik kazanma mücadelesi incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Dönemlerin etkisini üzerinde taşıyan istasyon binaları kolektif belleğin yaşatılması açısından da önem arz etmektedir. Özellikle demiryolu mirası ve mimarisi kavramlarının irdelenmesi ve korunmasına yönelik çalışmalar son dönemde yüksek hızlı tren projelerinin gündeme gelmesiyle ivme kazanmıştır. Tarihi gar binaları bu değişime ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Bu nedenle yapılan ekler ve müdahalelerle kullanıma uygun hale getirilmesi veya farklı işlevler kazandırılarak kullanılması, yaşatılması amaçlanmaktadır. Anadolu'da demiryolculuğun başlangıcı 1856'da İzmir-Aydın hattının döşenmesiyle başlamıştır ve demir ağların tüm yurdu sarması için devlet dış güçlerden destek almıştır. Demiryolu taşımacılığının en ucuz ve hızlı taşıma biçimi olması, sanayileşmenin hız kazandığı bölgelerde demiryoluna verilen önemin artışı şeklinde sonuçlanmıştır. İngiliz, Alman, Fransız demiryolu şirketlerinin Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nden Cumhuriyet Dönemi'ne kadar ülke üzerindeki etkisi yüksek olmuştur. Özellikle sömürgecilik anlayışında olan dış güçler için demiryolu, kaynaklara ulaşmakta önem arz eden araç olmuştur. Osmanlı Devleti'nde kapitülasyonların da etkisiyle demiryolu mimarisi farklı kültürlerin etkisinde şekillenmiş, böylece her bir binanın karakteristik özelliği birbirinden farklılık göstermiştir. Binaların tasarımının o dönem için yabancı mimarların elinde olmasıyla her bir bina yurt dışındaki istasyon binalarına benzer özellikler taşımaktadır. Bu da henüz yerel bir kimliğe kavuşamamış tipteki binaların oluşmasına neden olmuştur. Fakat 1930'lu yıllardan sonra Birinci ve İkinci Ulusal Mimarlık Akımlarının etkisiyle yerel izlerin gösterilmeye başlandığı, devletin kendi mimarlarına yaptırdığı binalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Küçük Anadolu şehirlerinde bu millileşme sürecinde yapılan gar binaları kimliklerini korumakta ve o dönemin mimari üslubu, yapım teknolojisi, gelişmişlik düzeyi ve barındırdığı kültür hazinesiyle geçmişimize ışık tutmaktadır. Bu nedenle yapılan çalışmada da bu küçük Anadolu şehirlerinden Niğde ilinin zengin kültürel miraslarından biri olan tren garı binası ve gar kompleksi içindeki binalar incelenmiştir. Daha önce söz konusu yapı üzerine çalışma yapılmamış olması, Cumhuriyet dönemi eseri olması, demiryolu mimarisinin ürünlerinden biri olması, hak ettiği değerin yaşatılmaya çalışılması amacıyla ve bundan sonraki çalışmalara da alt yapı oluşturmak adına Niğde Tren Garı Binası ve Gar Kompleksi'nin incelenmesi önem teşkil etmektedir. In this study, the struggle of creating identity of the station buildings which make up historical, cultural and social documants in Turkey was examined. The station buildings having effect of periods are important with regards to being alive collective memory. Especially the studies on conserving and probing of railway architecture and railway heritage concepts have accelerated with coming to the fore of high-speed train projects. The historical station buildings are put to keeping up this change. For this reason, it is aimed to be suitable with additions and interference or re-function. The begining of railway works in Anatolia started with paving İzmir-Aydın railway line in 1856 and the state took support from outside forces to spread for rail lines in all of the country. Because the railway transport was the cheapest and fastest mode of conveyance, the importance given to railway increased especially in regions where industrialization went up. The English, German, French railway companies had influenced on the country from Ottoman Empire period to Republic period highly. The railway was important to arrive funds, for especially western countries which have colonialism mentality. Every station building in Ottoman Empire had different characters from each other, because railway architecture was formed with influence of caputalitions in Ottoman Empire. Each of building take after to the buildings in abroad due to foreign architects's effect on building design. Therefore, the buildings hadn't got local identity. However, after 1930s , the buildings that was designed by Turkish government's architecture and started to showing local qualities came to exist with The First and Second Architecture Periods's influence. The station buildings in small Anatolia cities protect their identity along the nationalized periods and bring light to that period's architecture style, construction technology, development level and culture treasure. So, Niğde train station and other station buildings in this station complex which are the rich cultural heritage in Niğde where in each small Anatolia cities were examined in this study. The study is important, because of these reasons; it hasn't been studied yet and it is about a monument in the Republic era and one of railway architecture's output, and its value is known and it is a base on next works about this subject.
Collections