İstanbul metrosunun arazi kullanımına etkilerinin irdelenmesi: Levent örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
m ÖZET İlk metro 1863'te İngiltere'de hizmete girerken bunun en büyük nedeni işçilerin, sanayi alanlarına ulaşımı sorununun çözüme kavuşturulması ve kullanılan arterlerin rahatlaması, kentli için mekan yaratılması idi. İnsanların büyük yığınlar halinde bir yerden başka bir yere vakit kaybetmeden ulaştırabilmeleri bu ulaşım aracıyla çözülmüştü. 19 yy'dan günümüze doğru kentsel fonksiyonlarda büyük değişimler yaşanmıştır. Sanayi artık kentin desantralize ettiği bir fonksiyon haline gelmiş kent merkezleri ve yakın çevreleri hizmet sektörünün parçaları haline gelmiş, bazı kentlerin nüfusları milyonları aşıp on milyonlarla ifade edilmeye başlanmıştır. Günümüzde nüfusu 1 milyonu aşan 400'e yakın ve metro ulaşımına sahip 200 kadar kent bulunmaktadır. Sanayinin desantralizasyonunun ardından merkezlerin yayılması ve desantralizasyonu başlamıştır. Tek merkezlilikten çok merkezli bir mekansal değişim yaşanmaktadır. Ancak sanayi devriminden bu yana değişmeyen bir şey ise yine büyük insan kitlelerinin günlük kentiçi ulaşım hareketleridir. 20. yüzyılın ilk yarısında otomobil merkezli ulaşım sistemlerine dayalı karayolcu politikalarla çözülmeye çalışılan kentsel ulaşım sorunları sadece geçici olarak çözülebilmiş; kent içinde yeni karayolları, zamanla yeni yapılaşmalara, yapılarda yükselmelere ve kentsel yoğunluğun artışına neden olmuştur. Zamanla, temelde insanın değil araçların bir yerden başka bir yere hareketleri daha ön plana çıkarılmış; artık otomobil hareketliliği için yollar, otoparklar, kavşaklar vb inşa edilmeye başlanmıştır. İnsan merkezli ulaşım sistemi yerine otomobil merkezli ulaşım sistemi hakim olmuştur. Belki bu normal gibi görünebilir; ancak zaman içinde otomobile dayalı kentsel mekan kullanımının kentsel total mekanın %50'si gibi bir mekana yayılması bu konu içi yeterli ipi ucu olacaktır.rv Bu eğilim 1980'lere kadar sürmüş ve başta Avrupa ve Amerika olmak üzere yeniden -genelde raylı sistemlerle özelde- metronun toplu ulaşımındaki yerini ele almışlardır. İstanbul'da ancak 1990'larda hafif metronun yapımı ile metro konusu ciddi şekilde ele alınmış ve ancak 2000 yılında hizmete açılmıştır. Yapılan ilk hat Taksim-4. Levent arasında hizmet vermektedir. Bu hat Taksim, Osmanbey, Şişli-Mecidiyeköy, Gayrettepe-Zincirlikuyu, Levent ve 4.Levent Istayonlarından oluşmaktadır. İstasyonların izlediği bu istikamet son yarım yüzyılda merkezi iş alanı olarak izlenen istikamete de bir paralellik göstermektedir. Metro hattı boyunca, son on yıla yakın bir süreçte zirve saatleri dışına da taşan bir ulaşım sorunu çekilmekteydi. Bu sorun son altı ay içinde metronun giderek daha yoğun kullanımıyla kısmen azalmıştır. Ancak ulaşım modları arasında tam anlamıyla bir entegrasyon henüz gerçekleşmemiştir. Hala metro güzergahında yer üstünde aynı istikamette giden toplutaşım hatları hizmete devam etmektedir. Bununla beraber metro istasyonları çevresinde belirgin şekilde mekansal değişimler göze çarpmaktadır. Bunlar arsında Levent istasyonu çevresi en belirgin işaretleri taşımaktadır. 1950'lerin kent çeperinde, kuzey gelişme alanında kurulan Levent Mahallesi ve batısında kurulan Hafif Sanayi alanında son birkaç yılda birbiri ardına yeni inşaatlar başlamış, 20-50 kat arasında değişen yüksek bloklar inşa edilmeye başlanmış ve metronun hizmete girmesinden sonra da bu eğilim hızlanmıştır. Bu değişim sadece alanda yapısal anlamda kalmayıp fonksiyon değişikliği olarak ta karşımıza gelmekte; hafif sanayi yerini finans kurumlarına, orta ölçekli şirketlere büro hizmeti verecek plazalara ve büyük holding merkezlerine terk etmeye başlamıştır. ABSTRACT First subway was built in 1863 in England. This was an inevitable necessity for a big city as London. Due to the day by day development of the city, the industrial areas were settled in the outer parts of the city but the employees were still living in the center of the city. Subway system was the best solution to carry all the workers from the apartments settling in the center of the city to the factories settling at the outer parts of the city at a short time and without causing a traffic jam. So hundreds of people could be carried rapidly from one place to another at a time by this transportation mode. From 19th century on, big changes were lived at the urban functions, industry now became a decentralized function of the cities while service sector is apart of the city and its closer sites. Some of the city populations reached to millions and then to ten millions. Today there Are about 400 cities of which 1 million living and nearly 200 cities having subway. After decentralization of industry, decentralization and spreading out of the cities has started as well. However after the industrial revolution, the only thing that has not been changed is the daily transportation of the most of the population in the city centers. At the first half of the 20th century the transportation problems were tried to be solved only by the help of the automobile roads and highways but unfortunately this was a temporary solution for the large cities and as a result many new roads were built in the city centers, the buildings became higher and higher and increased the complexity and the crowd in the city centers. By the time not the persons but the cars were focused to be taken from somewhere to another. So many new roads, car parks, crossroads were built for the movement of the cars. Instead of a human focused transportation, car focused transportation wasVI dominated. Maybe it could be seen normal but time showed that it was wrong because these roads and the needs of the car focused transportation was using nearly %50 of the total city land. This temporary solution was dominant instead of subway until 1980 specially in Europe and in USA. in Istanbul it was first seriously taken charge of subway after building the light rail system in 1990, but the subway system was opened in 2000. The first built subway line is starting from Taksim and ends at 4.Levent. This line has 6 stations, Taksim, Osmanbey, Şişli-Mecidiyeköy, Gayrettepe- Zincirlikuyu, Levent and 4.Levent. This line is parallel to the development line of the business center of Istanbul in the last 50 years. There was an unbelievable traffic jam and mass on the way of the subway, before it was opened, even except the hat hours -morning and evening hours- but nowadays by the increasing of the population using the subway instead of using cars and buses, traffic is better and better. But the integration between the transportation modes has not finished yet. At the same way over the subway line the public transportation vehicles, buses, are still on duty. Meanwhile on the lands next to the subway line there are visible architectural changes. Levent is the best sample among the other subway stations for these changes. According to the 1950s city settlement, Levent was the north development area and at the west of Levent there was a light industrial area. And at the last years many new and huge apartments and office buildings are built -20 to 50 stairs- and nowadays after the subway construction was finished it gat faster and faster with an increasing acceleration. This changing is not only a constructional or an architectural changing also it is a functional changing. After these changes the light industrial areas are left for the financial foundations, the tall plaza buildings that are hired by the mid-level companies, and to the head office buildings.
Collections